2017 yılında Gültekin Pera şirketini kurduklarında İnşaat sektörünün en parlak dönemini yaşadıklarını 2018 yılında ise inşaat sektöründeki en sert kriz ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Gültekin Pera İnşaat yönetim kurulu üyesi Muhammet Gültekin son 4 yılda yaşadıklarını aktardı. Gültekin 2017-2021 yılları arasında yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti;

“İnşaata başladığımızda sektör en parlak dönemini yaşıyordu. Maliyetler çok yüksek değildi. İnsanların konuta erişmesi çok kolaydı. İlk projemizi Ulukent’te Gültekin Pera ismiyle hayata geçirdik. 181 bağımsız bölümden oluşan bir projeydi. O dönem fiyatlar ve faizler makul seviyelerde olduğu için orta gelir grubu gelip çok rahatlıkla bizden daire alabiliyordu. 2018 yılına geldiğimiz kriz baş gösterdi. Dövizler artınca faizler de artmaya başladı. 2019 yılına geldiğimizde en düşük konut kredisi faiz oranları yüzde 2’nin üzerine çıktı. Döviz artışıyla beraber maliyetlerimiz de çok arttı. Faizler yükselince konut satışları durdu. Yatırımcılar konut yerine mevduata yöneldi. Konut ihtiyacı olanlar da konut kredisi faizleri yüksek olduğundan alımlarını öteledi. Satışlar durunca müteahhitler artan maliyetleri fiyatlara yansıtamadı. Fiyat artırmamız gereken yerde satış yapıp işlerimizi yürütebilmek için fiyatları düşürmek zorunda kaldık.”

İSTİKRARLI 0,99 FAİZ 0,64 FAİZ ORANINDAN DAHA AVANTAJI

Faiz indirimleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Gültekin, “2019’un ikinci yarısından itibaren faizler düşüşe geçti. 2020 yılında faizler yüzde 1’in altında seyrediyordu. Haziran ayında kamu bankaları büyük bir kampanya ile konut kredisi faizlerini yüzde 0,64’e düşürdü. Faizlerin 0,64’e inmesi ile stoklarımız bitti. Ancak faizlerdeki ani düşüş ve artışlar bizim işimize gelmiyor. Faizler 0,99 seviyesinde sabit bir şekilde ilerlerse de biz o stokları biraz daha zamana yayarak tüketecektik. 0,64 faiz gelince insanlar ihtiyacı olmayan daireyi aldılar. İhtiyacı olmadığı fark edince bir süre sonra çok daha yüksek fiyata satışa çıkardı. Bu da piyasada dengesizliğe neden oldu. Faiz indiriminin sıkıntısını şimdi yaşıyoruz. Şimdi kimse 1,20 orandan kredi kullanmak istemiyor. Vatandaş 0,64 faiz beklediği için alımlarını öteliyor.”

TEDARİK VE FİYAT KRİZİ

Şu anda döviz artışından dolayı tedarik sıkıntısı yaşadıklarını ifade eden Gültekin sıkıntılarını şu şekilde dile getirdi, “Yüksek metrajlı seramik alacağımız zaman 3-4 bayiden teklif alıyoruz. Bayilerin çoğu teklif vermiyor. Teklif verenler de tekliflerin 1-2 gün geçerli olacağını söylüyor. Bizim normal şartlarda satın alma için karar verme süremiz bir haftadır. Hem fiyatlarda hem de termin sürelerinde sıkıntı yaşıyoruz. Terminden dolayı inşaatlarımızın aksadığı oluyor.”

2018'DE DÜŞÜK KUR YÜKSEK FAİZ, 2021'DE YÜKSEK KUR DÜŞÜK FAİZ

2018 krizi ile 2021 krizi arasındaki farkı anlatan Gültekin, “2018 yılında yaşadığımız krizin 2021 yılında yaşanan krizden en büyük farkı uygulanan politikalardır. 2018 krizinde yüksek faiz düşük kur politikası uygulandı. Dövizdeki artışı baskılamak için faizler artırıldı. 2021’de tam tersi bir politika var. Yüksek döviz düşük faiz politikası izleniyor. Şu anda yüksek kurdan dolayı maliyetlerimiz çok artsa da faizler düşük olduğu için insanlar borçlanıp konut alabiliyor. Kur ne kadar yüksek olsa da faizlerin düşük olmasından dolayı insanlar borçlanabiliyor ve satış oluyor. Hem yüksek kur hem yüksek faiz olsaydı sektör 2018’de olduğu gibi durmuş olurdu. 2018 krizine göre daha iyi bir durumdayız. Uzun vadede gayrimenkul faizden ve dövizden daha çok kazandırdığı için vatandaş yine de gayrimenkule yatırım yapıyor” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.