Kazançoğlu ailesinin inşaat geçmişi 1925 yılına, Halil Kazançoğlu'na dayanıyor. 100 yıl önce İzmir’de inşaat sektörüne adım atan Kazançoğlu’nun 1930’lu yıllarda Karşıyaka sahilinde inşa ettiği günümüzde özel bir anaokulu olarak kullanılan tarihi Panetti Köşkü hala güvenli bir şekilde ayakta duruyor.

Ailenin inşaat işlerini ikinci kuşak olarak yürüten İnşaat Yüksek Mühendisi Akın Kazançoğlu 1946’da Karşıyaka’da doğdu.  Eğitimini tamamladıktan sonra 1970 yılında proje ve inşaat sektörlerinde faaliyet göstermeye başlayan Kazançoğlu 1973 yılında İzmir’in ilk toplu konut projelerinden birisi olan 16 blok 160 daireden oluşan An Sitesi’ni Narlıdere'de hayata geçirdi.

En büyük  zenginlik insan biriktirmektir

İzmir ve Ege Bölgesi’nde çok sayıda konut, iş merkezi, otel ve site inşaatı proje ve uygulamalarını gerçekleştiren Akın Kazançoğlu, İzmir Ticaret Odası’nda 32 yıl İnşaat Sektörü Meclis Üyeliği, 16 yıl Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu. Aynı zamanda İnşaat Mühendisleri Odası ve Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri üyesi olan Akın Kazançoğlu, sektördeki 55 yıllık tecrübesini ve tavsiyelerini şu sözlerle aktardı: "En büyük zenginlik insan biriktirmektir. İşimize duyduğumuz saygı neticesinde bugüne kadar hiçbir vatandaşla mahkemelik olmadık. Bugüne kadar hep yaptığımız binalarda oturduk. 55 yıldır İzmir ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde projeler yapıyoruz ve hiçbir projemiz hasar görmedi. Çünkü yaptığımız işten hiç şüphemiz yok."

Kamu yararı taşıyan işlerden ücret almıyoruz

Bilgilerini genç kuşağa aktarmak için üniversitede hocalık yaptığını da ifade eden Kazançoğlu şunları dile getirdi: “Ofisimizde birçok meslektaşımızı yetiştirerek piyasaya kazandırdık. Ofisimizden çıkıp sektöre adım atarak, çok iyi işler başaran meslektaşlarımız var. Para kazanmanın ötesinde meslekte manevi huzurumuzu çok önemsiyoruz. Okul, üniversite, cami vb. sosyal projeleri hiçbir zaman para karşılığı yapmadık. Bu tür sosyal hizmetleri eşim Yüksek Mimar Sumru Kazançoğlu ile birlikte ücretsiz olarak gönülden yaptık. Kamu yararı taşıyan bu tür işleri karşılıksız yapmanın da büyük anlamı var. Ayrıca eşimle iki büyük eserimiz diyebileceğim oğullarımız Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu ve işadamı Yağız Kaan Kazançoğlu’nu aynı felsefeyle yetiştirmekten dolayı onur duyuyoruz. Bizim ana felsefemiz; hizmet etmek, iz bırakmak, kaliteli eserler yaratmak, insan yetiştirmek, topluma faydalı olmak. Yaptığın işi en iyi şekilde yapmak, kendi mesleğine saygı duymak insanı yüceltir. İşimizi aşkla yaptık, sonucu iyi işler başardık, güzel İzmir’imiz için çalıştık, iyi insanlar biriktirdik.”