Ankara’da Kentsel Dönüşüm Gündemde!

Ankara’da Kentsel Dönüşüm Gündemde!

Ankara’da asbestli Havagazı Fabrikası’ndan sonra gerçekleşen kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binalar gündeme geldi. Binada önlem alınmadan yıkımların gerçekleştiği iddia edildi.

A+A-

Ankara’da asbestli Havagazı Fabrikası’nın yıkımına ilişkin tartışmalar, kentsel dönüşüm kapsamında yapılan yıkımları da bir kez daha gündeme getirdi. Asbest söküm ve tehlikeli madde ölçümü firmalarında çalışan uzmanlar, sadece Havagazı Fabrikası’nda değil kentsel dönüşüm yapılan birçok ildeki  binalarda asbest, kurşun ve PCB gibi tehlikeli maddelere karşı önlemler alınmadan yıkımların gerçekleştirildiğini belirtti.

İşten atılma riski nedeniyle isimlerini vermek istemeyen uzmanlar, ülkede Asbestle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğe ve Harfiyat Yasasına uyulsa, çeşitli illerde gerçekleştirilen kentsel dönüşümünün tümünün yavaşlayacağını bu yüzden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentsel dönüşümde birçok şeye göz yumduğunu ifade etti. 

İNCELEME YAPILMADAN YIKIYORLAR

Uzmanlar, kentsel dönüşüm öncesinde binaların asbest vb. zararlı maddelerden temizlenmesi, daha sonra bu binalara yıkım izni verilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’de ne yapılıyor? Kentsel dönüşüm yapacağız diye bir bölgeye dozerle giriliyor, o bölgedeki evlerde asbest vb. madde var mı, yok mu bakılmadan yıkım yapılıyor. Daha sonra toz çıkmasın diye üste bazen su tutuluyor. Suyla asbest mi arındırılır? Asbest su ile yok edilemez” değerlendirmesi yaptı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisini aldığı İstanbul Fikirtepe’deki kentsel dönüşümde, binalardaki asbest, kurşun, PCB gibi kanserojen maddelere karşı önlem alınmadan binaların yıkıldığını söyleyen uzmanlar, “Koskoca Fikirtepe’de bir tane bile mi eski asbestli bina yok. Binaları tehlikeli maddelerden arındırmadan yıkıyorlar. Neden böyle yapıyorlar? Çünkü asbestli binaların yıkımı zaman alan ve  pahalı bir iş. Hem masraftan hem de kentsel dönüşümün yavaşlamasından korkuluyor. Halkın kanser olması  dikkate alınmıyor” diye eklediler. 

‘TÜRKİYE’DE YAŞAYANIN CİĞERİ DAHA MI KUVVETLİ?’

Uzmanlar, Türkiye’deki asbest yönetmeliğinin Avrupa Parlamentosu direktiflerinden alındığını da hatırlatarak, “Yönetmelik hiç yoktan iyidir ama havadaki ölçümlerde yasal sınır değeri 0.1 lif/m3 olarak kabul etmektedir. Avrupa’da ise bu yasal sınır 0.01 lif/cm3’dür. Yani asbeste karşı Türk halkının akciğeri diğerlerinden 100 kat daha kuvvetli kabul edilmiştir. Asbestin sökümünün kontrolü ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bırakılmıştır. Yıkım yetkisi de Fikirtepe dışında yerel yönetimlerdedir. İş müfettişleri  asbest sökümlerini de denetlememektedirler” diye konuştu. 

Uzmanlar, AKP hükümetinin kentsel dönüşüm kapsamında 7 milyon binayı  yıkmayı planladığını, buna karşın sadece 200 asbest uzmanı yetiştirildiğini ifade ederek, şöyle devam ettiler:  “Bunların uzmanlıkları tartışılır, her hangi bir akreditasyona tabi değillerdir. Bu uzmanlar 5 günlük eğitim sonucu belge almışlar, uzman olmuşlardır. Bir kısmı bu işi yapmamaktadır. Sadece belgeleri vardır. Yani yaklaşık faal olarak çalışan 100, 150 uzman ile 7 milyon bina hafriyat ve asbest yasasına uygun yıkılamaz” 

DOĞAYA ATILIYOR

Uzmanlar, sökülen asbestli malzemenin taşınmasının da maliyetli bir iş olduğunu vurgulayarak, şunları anlattı: “Havagazı Fabrikası işinde olduğu gibi malzemenin Ankara’dan İzmit’e gitmesi  maliyet nedeni ile sorundur. Üstelik risktir. Van’dan, Artvin’ den, Batman’dan, Hatay’dan, Trabzon’dan Antalya’dan binalardan çıkarılan asbest, maliyetler nedeniyle İzmit Atık ve Atıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme’ye (İZYADAŞ) hiç götürülmemiştir. Hafriyat olarak doğaya bırakılmaktadır.

Toprağa gömülmesinin dışında bir yok etme yöntemi olmayan asbestleri, yıkım firmaları tarafından hafriyat olarak doğaya bırakılıyor. Çeşitli illere yakın bölgelerde bertaraf tesisini kuramayan Çevre Bakanlığı, Kocaeli İZAYDAŞ bertaraf tesisi ve İstanbul İSTAÇ bertaraf tesisinde, belediyelerin firmalarına ek gelir sağlamaya gayret etmekten başka bir yol bulmalıdır.”

Yıkımların seçici olarak yapılması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, “Atıkları yerinde ayrıştırmalısınız. Ancak yerinde söküm, yerinde ayrıştırma yapsaydınız  Ankara  başta olmak üzere Türkiye asbeste ve tehlikeli atıkların tozunu solumaya mahkum olmazdı.

Yıkılacak binaları sigorta şirketleri sigortalamıyor. Neden, çünkü yönetmelik yok. Taşıt araçlarına zorunlu olan trafik sigortası var da neden Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkabilen Zorunlu Yıkım Sigortası yok. Çünkü sigortacılık ciddiyet ister; ‘Risk var mı, asbest uzmanı var mı, yeterli atık yönetimi yaptırılmış mı, bertaraf tesisi bu tehlikeli maddeleri teslim alacak mı ?’ diye sorar. Daha sonra sigorta eder. Bu garantiler verilirse yıkım sigortalanır ve kimse zarar görmez” diye eklediler. 

YÖNETMELİK SÜMEN ALTI

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının kentsel dönüşümlerde asbest vb. yıkımlarla ilgili denetleme sorumluluğu olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bakanlığın bu sorumluluklarını yerine getirmediğini ifade etti.

Yıkım yönetmeliği çıkarılmadan, asbest yönetmeliğinin tek başına bir anlam ifade etmediği görüşünde olan uzmanlar, “Yıkım yönetmeliği yıllardır çıkarılmamıştır. Çevre Bakanlığı, geçen yıl  Gazi Üniversitesi’ne yıkım yönetmeliği taslağı hazırlatmış, Kasım 2016’da taslak için ‘Yıkım çalıştayı’ yapılmış ama yönetmelik Bakanlıkta bekletilmektedir” diye Bakanlığın yönetmeliği sümen altı ettiğini ileri sürdüler.

ASBESTİN ZARARLARI VE KULLANIM ALANLARI

Asbets, insan vücuduna solunum ve sindirim yoluyla nüfus ederek kansere ve çeşitli hastalıklara yol açıyor. Asbest, solunum yoluyla vücuda girdiğinde akciğerlere zarar vererek akciğer zarları arasında sıvı toplanmasına, kireçlemeye, akciğer zarının kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşturan hastalıklara sebep oluyor. Binalarda en yaygın asbest kullanım alanları; yer ve tavan kaplamaları, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalar, bölme panelleri, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kazanlar ve  ısıtma sistemlerindeki yalıtım malzemeleri, asbestli çimentodan imal edilmiş ürünler vb. Bina/tesis yıkımları söz konusu olduğunda; çevreye dağılan lifler nedeniyle halk sağlığı da tehdit altında kalıyor. 

PCB’LER VE KURŞUN

PCB maddesi binalarda, beton yapıların bağlantılarındaki dolgu malzemelerinde, tavan kaplamalarında, yangın geciktiricilerde, floresan lamba balastlarında vb. kullanılıyor.  Kurşun binalarda, binalarda çelik aksam, boru devreleri, çatı kaplamaları, boyalar ve pencere kenarı contaları; pencere ve kapı çerçevelerinde kullanılıyor. Bu iki maddeye maruz kalmak kanser başta olmak üzere birçok hastalığa yol açıyor.  yol açıyor. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.