Evlerin büyüklüğü, yapısı ve kalitesi Avrupa genelinde değişse de konut satın alınabilirliği yaygın bir zorluk olmaya devam ediyor. Türkiye’de de özellikle 2021 sonrasında hızlanan enflasyonla yükselen fiyatlar ev sahipliği oranlarında gerilemeye neden oluyor. Ancak bu gerileme verilere bakıldığında son 10 yıldır sürüyor.

Statista verilerini görselleştiren Visual Capitalist sıralamasına göre, son birkaç yıldır, 27 Avrupa ülkesinin tamamında ev sahibi olanların nüfus içindeki payı genel olarak sabit kalırken, ortalama olarak, AB ülkelerinde ev sahipliği oranı yüzde 69 oluyor.

Sıralamada en üstte, Arnavutluk yüzde 96 oranında bir ev sahipliği oranına sahip olarak yer alırken, ülkenin başkenti Tiran'da 100 metrekarelik iki yatak odalı bir dairenin ortalama fiyatı 287 bin Euro yaklaşık 300 bin dolar seviyesinde bulunuyor.

En düşük oran İsviçre'de 

Listenin en son sırasında yer alan İsviçre'de insanların yalnızca yüzde 42'si ev sahibi olurken, Zürih'te 100 metrekarelik büyüklükte bir dairenin fiyatı yaklaşık 1 milyon 95 bin İsviçre Frangı 1 milyon 206 bin dolar seviyesinde satılıyor.

Büyük şehirlerde artan nüfusla birlikte, artan inşaat maliyetleri konut arzı için bir zorluk oluştururken, kiralar, alım gücü, faizler de diğer parametreleri oluşturuyor.

Statista verilerine göre, Fransa, Almanya, İngiltere ve İsviçre gibi daha “olgun” kira piyasalarına sahip ülkelerde ev sahipliği oranları daha düşük olma eğiliminde bulunuyor.

Türkiye’de durum ne?

Türkiye, AB ülkeleri içinde son sıralarda yer alan İsviçre, Almanya, Avusturya’nın ardından geliyor. Yüzde 57 seviyesinde görülen ev sahipliği oranı Türkiye’de diğer ülkelerden farklı şekilde, fiyatlardaki yükseliş, faizlerdeki artış ve alım gücündeki düşüşle ilişkili oluyor.