Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Kovid- 19) salgını ve 30 Ekim'de izmir'de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki deprem, konut tercihlerini değiştirdi.

Özellikle doğal ortama ve sosyal donatılara sahip, az katlı veya müstakil yapıların daha çok tercih edildiğine dikkat çeken İzmirli inşaatçılar, kış şartları, uzaktan eğitim ve evde çalışma sistemi sebebiyle evde geçirilen sürenin giderek arttığını belirtti.

Depreme dayanıklı ve sağlıklı yapılarda oturmanın herkesin temel hakkı olduğuna dikkat çeken temsilciler, hem bina yapı stoğunun güncellenmesi, hem de yeni sosyal alanlar yaratma imkanı sunan kentsel dönüşüm konusunda artık harekete geçme zamanının geldiğinin de altını çiziyor. 

İşte inşaatçıların konuyla ilgili görüşleri:

Tanyer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer: 

İzmirde özellikle Bornova ve Bayraklı'da ağır sonuçlarını hep birlikte gördüğümüz depremin ardından konuttaki beklentiler de değişti. İnsanlar daha müstakil veya sosyal anlamda da donanımlı doğal projelere yönelmeye başladı. Konut piyasası hareketli günler yaşıyor. Ev satın alırken evin mimari tasarımı kadar kadar binanın teknik özelliklerine ve yeterliliklerine de bakmak önem kazandı.

Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Onur Durmuş: 

Depremin ardından sağlam ve yapı denetimi yapılan binalar ön plana çıktı. İnsanlar da artık daha fazla bilinçlendi. Özellikle sayfiye yerlerinde iki veya tek katlı yapılar ilgi görüyor. Kent merkezinden şehir dışına doğru bir hareket başladı. Biz de talebe uygun şekilde doğa içinde az katlı projeler için görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı: 

Deprem tehdidi nedeniyle yapı denetimi yapılmış ve deprem yönetmeliğine uygun konutta oturmak isteyenlerin sayısı da doğal olarak artıyor. Gözde Grubu olarak farklı ihtiyaçlara uygun projelerimizi de yaşama geçirmeye devam edeceğiz.

FCTU Profesyonel Bina Tesis Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Hakan Akıncı: 

2000 yılından sonra binalar deprem yönetmeliğine uygun yapılmaya başlandı. Türkiye'nin deprem kodunun 2007'de değişerek bu tarihten önce yapılan tüm binaların riskli ve araştırılması gereken sınıfa girdi. İnsanların konut alırken daha bilinçli hareket etmesi gerekiyor. İzmir fay hatlarının üzerinde yer alıyor. Kentimizde özellikle yüksek rakımlı kayalık zeminli bölgeler tercih edilmeye başlandı. Artık günümüzün koşullarında insanlar daha az katlı veya müstakil konutlarda yaşamak istiyor.