Bakanlık Yetkilisi 7 Yıl Önce Uyarmıştı: Söyledikleri Tek Tek Çıktı!
2014 yılında kapatılan İzmir Kentsel Dönüşüm İl Müdürlüğü’nün, müdür vekili Erkan Yaşacan’ın 2013 yılında yayınlanan röportajında İzmir’deki riskli yapı gerçeği göz önünde bulundurularak İzmir’in felaketin eşiğinde olduğu vurgulanıyor.
Kentsel Dönüşüm İzmir İl Müdür Vekili Erkan Yaşacan’ın 31 Ekim 2013’te yayınlanan röportajı adeta bugünü anlatıyor.
Ancak 7 yıllık süreçte hiçbir önlem alınmadığı için beklenen korkunç senaryo gerçekleşiyor.
Yaşacan 2013 yılında verdiği demeçte;
- İzmir’de 313 bin riski yapının olduğunu, 1.400 çok riskli binanın depremde yıkılacağına ve İzmir’in büyük bir felaketin eşiğinde olduğuna dikkat çekti.
- İzmir’de 500 bin kaçak ve riskli bina olduğunu ifade eden Yaşacan imar affının mahkumları kapsayan genel aflardan daha kötü bir uygulama olduğunu, bu afların kaçak yapılaşmayı teşvik ettiğini söyledi.
- Vatandaşın kaçak ve riskli olan binası için pazarlık yaptığını, kaçak olan binanın pazarlığının mümkün olmayacağını söyledi.
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın belediyelerle iş birliği yaparak Karabağlar, Karşıyaka, Buca, Menemen ve Narlıdere’de 840 hektarlık alanda kentsel dönüşüm startı verildiğini, maksimum 5 sene içerisinde kentsel dönüşümün tamamlanacağını söyledi.
Bu açıklama sonrasında ne mi oldu?
- İzmir Altyapı ve Kentsel Dönüşüm İl Müdürlüğü 2014 yılında kapatılarak Çevre ve Şehircilik İzmir il müdürlüğüne bağlı bir birim haline getirildi. Faaliyetleri zayıfladı.
- Vatandaş riskli ve kaçak binası için pazarlık yapmaya devam etti ve İzmir’deki riskli binalar 6306 sayılı yasa kapsamında dönüştürülemedi.
- İmar affı çıktı. Türkiye genelinde 10 milyon, İzmir’de 811 bin kişi imar affından faydalandı.
- 5 yıl içerisinde tamamlanacak denilen kentsel dönüşüm projeleri hala başlamadı. 840 hektarlık alanda 2013 yılından bu yana hiç ilerleme kaydedilemedi.
- En önemlisi; beklenen deprem senaryosu gerçekleşti. 214 tanesi acil yıkılacak ağır hasarlı olmak üzere 1.846 bina hasar gördü. Depremde 114 canımızı yitirdik. Binlerce aile evsiz kaldı.
MOGADİŞU ATIŞMASI
Erkan Yaşacan'ın 2013 yılında kullandığı, "Hava fotoğraflarına bakıldığında İzmir yapılaşma olarak Mogadişu'ya benziyor" sözü de uzun süre gündemde kalmıştı. Dönemin İzmir Büyükşehir belediye başkanı Aziz Kocaoğlu Yaşacan'ın sözlerine sert bir şekilde karşılık vermiş, ikili arasında karşılıklı atışmalar yaşanmıştı.
NELER SÖYLEMİŞTİ?
Erkan Yaşacan 2013 yılında yayınlanan röportajında aşağıdaki konulara dikkat çekerek bir an önce önlem alınması gerektiğini ifade etmiş.
İşte 2013 yılında yayınlanan haberin orijinal hali…
313 Bin Riskli Konut Var Tek Bir Risk Raporu Yok
İzmir'de 313 bin riskli konut kaderine terk edildi.Kentsel Dönüşüm İzmir İl Müdür Vekili Erkan Yaşacan, "Şimdiye kadar belediyelerin yaptığı tek bir riskli yapı tespit raporu yok" dedi.
Yaşacan, 1500 kişinin konutlarının riskli olması nedeniyle gönüllü olarak kentsel dönüşüm kapsamında kendilerine müracaat ettiğini kaydederek, İzmir'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyelerin ortak yürüttüğü kentsel dönüşüm projelerinin 820 hektara ulaştığını aktardı. Yaşacan, Belediyelerin kentsel dönüşümde çok yavaş davrandığını açıklayarak, "Kimse bana İzmir güzel demesin. Bu haliyle İzmir büyük bir felaketin eşiğinde" diye konuştu.
İzmir'de yaklaşık bin 400 konutun riskli yapı kapsamında tespit edildiğini söyleyen Yaşacan, bunların hepsinin risk tespitlerinin vatandaşları talepleri üzerine gerçekleştiğini aktardı. İzmir'deki 21 belediyenin riskli yapı denetimi yapma konusunda yetki sahibi olmasına rağmen bugüne kadar hiçbir binada risk tespiti yapmadığına da dikkat çeken Yaşacan, "Şimdiye kadar belediyelerin yaptığı tek bir rapor yok, ama bu konuda yetkileri var. Bazıları laboratuarımız yok diyor. Eğer yoksa bakanlık para aktarsın ve öyle yapsınlar. Buna rağmen laboratuarı olanlar da çeşitli bahaneler öne sürerek bu tespiti gerçekleştirmiyor" şeklinde konuştu.
İZMİR'DE BİN 400 RİSKLİ BİNA YIKILACAK
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un yürürlüğe girmesinin ardından vatandaşların mağdur olma ve evlerinin ellerlinden alınacağı endişesine kapıldığını hatırlatan Yaşacan, "İnsanlara ulaştıkça ve durumu anlattıkça bu algı kırılmaya başladı. Ben de gecekonduda doğdum ve insanların oralarda ne sıkıntılar yaşayabileceklerini aşağı yukarı tahmin edebiliyorum. İnsanları mağdur etmeme noktasında elimizden geleni yapıyoruz. Şu an İzmir'de yaklaşık bin 400 konut ev ya da işyeri riskli yapı kapsamında tespit edilmiş durumda. Tespitin yapılması için vatandaşlar kendileri başvurdu. Bu bin 400 bina yıkılacak yerine 3 bin civarı yeni konut yapılacak. Bu rakam daha da artacak. Yılsonuna kadar 2 binleri bulacağını tahmin ediyorum. İzmir yıkım kararı alınan bina sayısı bakımından İstanbul'un ardından Türkiye'de ikinci sırada yer alıyor" diye konuştu.
"İZMİR'DE YAKLAŞIK 500 BİN KAÇAK VE RİSKLİ YAPI VAR"
2005'te çıkan 5393 sayılı kanunla belediyelerin hala kentsel dönüşüm yapma yetkisi bulunduğunu anımsatan Yaşacan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı bir çevre düzeni planı olduğunu da dile getirerek şunları söyledi: "Zaten İzmir Büyükşehir Belediyesi de kentsel dönüşüm alanlarını ilan etti. Bu iş başarıya ulaşırsa hepimize merhem olacak. Kentsel dönüşümün siyaset üstü tutulması gerekiyor. Gerek Büyükşehir Belediyesi'nin gerekse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kentsel dönüşüm çalışmaları aynı amaca hizmet ediyor. İkisi de bu şehrin çehresini düzeltmek ve İzmir'e yakışır bir siluet oluşturmayı amaçlıyor. Bu planda kentsel dönüşümün uygulanacağı bölgeler belirlenmiş. Bu işaretli bölgelerde 313 bin riskli ve kaçak yapı var. 313 bin konut sadece plan üzerine işaretlenmiş olanlar. Esas sayı çok daha yüksek. İzmir'de 500 bine varan kaçak ve riskli yapı var. İzmir'de her 100 yılda bir büyük deprem gerçekleşiyor, bu 100 yıllık periyodu geçeli 7-8 sene oldu. Bugün İzmir için oluşturulan senaryoda 6.5 şiddetinde deprem öngörülüyor. Bu depremle on binlerce insanın evsiz kalacağı öngörülüyor"
"İMAR AFLARI GENEL AFLARDAN DAHA KÖTÜ BİR UYGULAMA"
İzmir'de yer olmaması sebebiyle otopark, park alanları, yeşil alanlar gibi sosyal alt yapı alanları eksik olduğunun altını çizen ve geçmiş dönemlerde yapılan imar aflarının amacına ulaşmadığını öne süren Yaşacan, "Hazine arazileri işgal edildiği ve imar afları çıktığı için İzmir'de sosyal alt yapı alanları için yer yok. Bence imar afları mahkumlara yapılan genel aflardan çok daha kötü bir uygulamadır. Bu imar afları hiçbir şekilde amacına ulaşmadığı gibi aksine insanları teşvik edici ve beklenti içine sokan bir duruma getirdi. Bence ülkemize ve İzmir'e yapılmış en büyük kötülüklerden biri bu aflar. İzmir'e çok acil müdahale edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
VATANDAŞ KAÇAK BİNASI İÇİN PAZARLIK YAPIYOR
Gecekondulaşmanın çok masumane bir şekilde başlamasına rağmen günümüzde çığırından çıkmış bir hale dönüştüğünü de dile getiren Yaşacan, "70-80'lerde yapılan gecekondular gerçekten ihtiyaç olduğu için barınmak için yapmış ama bundan sonra ipin ucu kaçmış durumda. İzmir'in geneline baktığınız zaman çatı göremezsiniz çünkü her an bir kat daha çıkabilmek için ucu açık bırakılmıştır. Kentsel dönüşüm ilk gündeme getirildiğinde rantla özdeşleştirildi, oysa bugün halk bunun peşinde kendi koşturuyor. 5 katlı kaçak binası olan birinin karşısına kentsel dönüşüm için çıktığınızda 'bana kaç tane daire vereceksiniz' diye sizinle pazarlığa oturuyor. O kaçak binanın pazarlığının yapılması mümkün değil. Ruhsatlı ve sağlam binada oturup oturmadığı yönünde endişesi olan vatandaşlar tedirginlik hissediyorsa ve binaları da 30 yaşın üzerindeyse özellikle yalı bölgesinde oturanlar binalarına riskli yapı tespit testi yaptırsın" dedi.
Yaşacan, Belediyelerin de kentsel dönüşüm projeleri hazırlama konusundaki tedirginlerini yavaş yavaş geride bıraktığını ve projelerini getirmeye başladığını söyledi. Kentsel dönüşüm projesi yapacak belediyelere pek çok katkı sağlandığını da anlatan Yaşacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kanun ekonomik anlamda ve teknik danışmanlık anlamında da birçok destek sağladığı için belediyelerin bizimle işbirliği yapması onların lehine. Kanun kapsamında kaynak aktarımı yapılıyor, laboratuarları yoksa laboratuar paraları veriliyor ve kurulması sağlanıyor. Kentsel dönüşüm projesi uygulayacak belediyenin parası yoksa ona para aktarılıyor daha birçok destek var. Belediyeler nerde nasıl çalışma yapmaları konusunda bizden fikir alabilir"
PROJELER 5 YILDA TAMAMLANIR
İzmir kent merkezinin toplam 9 bin 500 hektarlık bir alan olduğunu ve şuan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyelerin ortak yürüttüğü projelerin büyüklüğünün ise 820 hektara ulaştığını anlatan Yaşacan, "İzmir'de yaklaşık yüzde 10'luk alanda kentsel dönüşüm için start verildi. Proje büyüklüğüne göre tamamlanma süreleri de değişiyor ama bu 5 bölgenin kentsel dönüşüm çalışmaları 4 maksimum 5 senenin içinde tamamen bitecek" dedi.
İzmir'de ilan edilen riskli kentsel dönüşüm alanları şunlar:
-Karşıyaka- Cumhuriyet Mahallesi
-Karabağlar'da Cennetçeşme ve Limontepe'yi kapsayan bölge (540 hektarlık alan)
-Buca'da Mobilyacılar Sitesi'nin olduğu bölge (191 hektarlık alan)
-Narlıdere 42 (hektarlık alan)
-Menemen (62 hektar)
İzmir'e kentsel dönüşüm çalışmaları konusunda çok büyük önem verildiğini vurgulayan Yaşacan, "Altyapı ve Kentsel Dönüşüm hizmetleri veren birimler, Bursa İstanbul ve İzmir'de Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerinden ayrıldı ve Bakanlığa bağlı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm İl Müdürlükleri oluşturuldu. Kentsel dönüşümle ilgili işlemler de buralarda yönetiliyor. İzmir'de 30 kişilik bir personelimiz var, ama bu sayı şuan yetmiyor" dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.