Dekorasyon Zeminde Başlar
Dekorasyon dahilinde iyi düşünülmüş, kaliteli zemin çözümleri uzun kullanım ömrü sunarken karakterli bir iç dizayn kurgusu yaratarak mekanı imzalıyor.
2020 yılı her zamankinden daha fazla evde vakit geçirdiğimiz bir sene oldu. Evde kal çağrılarına uyduğumuz bu süre zarfında yaşam alanlarını dönüştürmeye yönelik ilgi arttı. Doğaya ve dış mekana duyduğumuz özlem, bu yılın dekorasyon trendlerini doğal yaşamdan ilham alan, iç mekanda “outdoor” etkileri barındıran bir yöne sürükledi. Ahşap ya da ahşap görünümlü dokularıyla doğayı anımsatan parkeler de dekorasyon içindeki yerini koruyarak bu eğilime cevap verdi. DesignFloor tasarım/mimar ekibi “İdeal bir iç mekan kurgusunda parke, eşyalar ve diğer mimari ögelerle bir bütün halinde seçilmelidir. Mekanın tüm tasarım karakterine bir altlık hazırlayan zemin kaplaması; duvar, kapı, tavan ve mobilya tercihleri ile bütünlük sağlamalıdır.” diyor ve parke seçimlerinde etkili olabilecek dekoratif fikirler veriyor.
Net ol!
Minimalizm, 1960'larda ortaya çıkan bir sanat hareketine dayanır ve yaygın olarak basitlik, nötr renk paletleri ve net çizgilerle ilişkilendirilir. “Az daha çoktur” anlayışından yola çıkan minimalist tarz, doğal bir uyumu temsil eder. Bu tip mekanlar nesnelerle etkileşime girer. Temiz, tanımlanmış, geometrik çizgilerin hakim olduğu minimalist dekorasyonda, fonksiyonel mobilyalar genellikle en fazla iki temel renk ile kombine edilir. Zeminde ise netliği arttırmak üzere tercih edebileceğiniz desensiz, beyaz, gri veya siyah tonlardaki parkeler, son derece akılda kalıcı bir efekt oluşturur.
Doğala dön!
20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan, 1950'lerde Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka ve İzlanda’da gelişen İskandinav tarz; basitlik, minimalizm ve işlevsellik ile karakterize edilir. Işığı en üst düzeye çıkarmak için tasarlanan İskandinav iç mekanlarda soluk renkli duvarlar, süslemelerden arındırılmış açık alanlar ve beyaz tonlar tercih edilir. Şayet bu tip bir dekorasyon tarzınız varsa, mekanı doğal ahşap tonlarındaki parkelerle kombinleyerek bütüncül bir tasarım elde edebilirsiniz. Zeminin fazlaca ekspoze edildiği bu tür mekanlarda balıksırtı döşeme modeline sahip parkeler de kendi başına doyurucu bir tasarım ve estetik etkisi yaratır.
Dengeyi yakala!
Minimalizme tepki olarak doğan maksimalist hareket, minimalist bileşenlerin zıt kutuplarındaki unsurlarla ilişkilidir. Söz konusu maksimalist dekorasyon olduğunda, ne kadar büyük, ne kadar parlak, ne kadar yoğun ve karmaşık olursa o kadar iyidir. Bu tarz; eski fotoğrafları, değerli koleksiyonları, eklektik mobilyaları, gökkuşağı renklerini ve dokuları içerir. Çok fazla eşya, dekoratif detay ve renk bulunan maksimalist iç mekan tasarımlarında, nötr doku ve tonlara sahip lamine veya laminat parke tercihleri son derece iyi sonuçlar verir. Böyle bir tercih, hem göz yormamak hem de mekanda detaylar aracılığıyla kurgulanan tarzın önüne geçmemek adına etkilidir.
Işığını yansıt!
Farklı renkler arasındaki geçişler ve uyumluluk sizin tarzınızı oluşturuyorsa, güneş ışığı alan bir mekanda parlak parke modellerini tercih edebilirsiniz. Böylece mekanda kurduğunuz renk skalasını parlak parkenin yansımalar yaratan yüzeyi ile pekiştirerek göz alıcı mekanlara sahip olabilirsiniz.
Kendi güneşini yarat!
Mekanın doğal nitelikleri parke seçiminde oldukça etkilidir. Örneğin çok fazla güneş ışığı almayan veya ışık alsa da geniş açıklıklar bulundurmayan mekanlarda, beyaz ve açık tonlardaki parkeler tercih etmelisiniz. Bu tip yaşam alanlarında mobilya yoğunluğu minimalist tarzda oluşturularak mekanın kullanıcılar üzerinde baskı hissettirmesini engelleyebilirsiniz.
Akışına bırak!
Kapı, duvar ve parke üçlüsü birbirinin uzantısı olduğundan ayrı düşünülemeyecek tasarım kalemleridir. Bu üçlüyü tek bir rengin farklı tonlarıyla düşünerek geçişli bir estetik yaratabilirsiniz. Size uygun değilse, kontrast yaratan renk tercihleri ile kombinleyebilir ve alanı derinleştirebilirsiniz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.