En Büyük Gücümüz Değişen Taleplere Çok Hızlı Cevap Vermemiz
Değişen yapı kültürlerine göre yeni ürünler tasarladıklarını belirten Reynaers Alüminyum Türkiye Genel Müdürü Zafer Güldoğan, “Türkiye’de yapı sektörü çok hızlı dönüşüyor. Müşterinin beklentisine hızlı bir şekilde cevap verebiliyoruz” dedi.
Dünyanın en büyük alüminyum firmalarından biri olan Belçika Merkezli Reynaers, 1965 yılında kuruldu. 40 ülkede 2322 çalışan ile faaliyet gösteren Reynaers, dünyanın 70 ülkesine ihracat yapıyor. 15 yıldır Türkiye pazarında faaliyet gösteren Reynaers Alüminyum ilk başladığı yıllarda sadece İstanbul’da faaliyet gösterirken bugün Ege, Akdeniz, Marmara ve İç Anadolu bölgeleri ve Kıbrıs’ta aktif olarak faaliyet gösteriyor.
60 kişilik ekip
Reynaers Aluminyum Türkiye Genel Müdürü Zafer Güldoğan, firmanın Türkiye pazarındaki çalışmaları ve ürün portföyü ile ilgili bilgi verdi. Güldoğan, “Firma olarak cephe sistemleri tasarlıyoruz. Doğramalargiydirme cephe sistemleri, sürmeler, kış bahçeleri, tamamlayıcı sistemler gibi çok geniş bir ürün gamına sahibiz. Türkiye’de 60 kişilik bir ekiple faaliyet gösteriyoruz. Türkiye Ofisi olarak çevre ülkelerde de faaliyet gösteriyoruz. ABD, İngiltere, Belçika, Ortadoğu’da Irak, İran ve daha birçok ülkede birçok proje üstlendik. Türkiye’de çok güçlü bayilerimiz var. Belçika’nın da desteğiyle bayilerimiz yurt dışında proje üstleniyor” dedi.
Yapı kültürü çok değişken
Yapı sektöründeki değişkenliklere kendilerini adapte ettiklerini belirten Güldoğan şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin çok değişken bir yapı kültürü var. Değişen yapı kültürlerine göre yeni ürünler tasarlıyoruz. Eskiden çok fazla yüksek katlı iş merkezleri ve rezidanslar yapılıyordu. Yüksek katlı yapılarda panel cephe ürün ve tasarımları ön plana çıkarken koronavirüsle beraber iş merkezleri geri planda kaldı. Eskiden balkon talebi çok fazla değildi. Fransız balkonlara dönüş olmuşken koronavirüs sürecinde herkes balkon istemeye başladı. Çok hızlı bir dönüşüm oldu. Türkiye’deki bu hızlı dönüşüme adapte olan firmalar güçlü kalabiliyor. Bizim en büyük gücümüz bu. Çünkü ürün gamımız çok geniş. Müşterinin beklentisine göre, aniden değişen taleplerine hızlı bir şekilde cevap verebilen teknik bir ekibimiz var. Müşterimiz cephe istiyorken bir anda karar değiştirip sürme istediğinde talebine hemen cevap verebiliyoruz. Son yıllarda müstakil yapılar çoğaldı ve şehir dışına taşınma isteği arttı. Bizim bu dönüşüme çok hızlı bir şekilde adapte olacak ürün gamımız mevcut. Alüminyum dış kapılarımız, kış bahçelerimiz ve sürmelerimizde satışlarımız arttı. Bizim ürünlerimizin tamamı test edilmiş, onaylanmış ve dünya genelinde kullanılan ürünler. Türkiye’deki değişen iklim şartlarına ayak uyduran ürünlerimiz var.”
Projeleri Türk lirası ile destekliyoruz
“Son 5 yıldır pazara liderlik yapıyoruz” diyen Güldoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kimsenin yapmadığı ürünleri yapıyoruz. Türkiye pazarına güveniyoruz. Bu yüzden önceliğimiz Türkiye pazarı. Piyasa ihracat eğilimine yöneldi. Biz Türkiye’de çok ciddi bir ihtiyacın olduğunu görüyoruz. Türkiye’de yapı sektörü hala çok güçlü. Türkiye’nin birçok bölgesinde genişliyoruz. Genel merkezimizin bizi desteklemesi ile işverenlerimizi zor durumda bırakmamak için son 3 yıldır TL cinsinden teklif veriyoruz. Projeleri Türk lirası ile destekleyerek bugüne kadar sorun yaşamadan devam ettik. Amacımız kurdan dolayı oluşan durumdan fırsatçılık yapmak değil. Türkiye’de ne yazık ki fırsatçılık yapan firmalar oluyor. Değeri artacak diye ürün vermeyenler oluyor. Maliyet artışlarını müşterilerimize minimum seviyede yansıtıyoruz. Amacımız dolardan veya faizden para kazanmak değil insanların ihtiyacına cevap verecek doğru ürünü vermek. Şu anda küresel anlamda bir tedarik krizi var. Bir dönem hammadde bulmakta zorlanıyorduk. Hammadde krizini aştık şimdi de aksesuar tedarikinde sıkıntılar baş göstermeye başladı. Bunun nedeni koronavirüs. Avrupa’da devlet firmalara ciddi destekler verdiği için Avrupa’daki üreticiler üretimi kıstılar. Talep çok yüksek, üretim az olunca bu sıkıntı hepimize yansıdı. Türkiye bu süreçte üretime hiç ara vermedi. Global tedarik krizi hepimizi zorladı. 4 haftada gelen ürünler 20 haftada gelmeye başladı.”
Ürünler 10 yıl garantili
Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili de bilgi paylaşan Güldoğan, “Reynaers’ın Belçika’da 70 kişilik büyük bir Ar-Ge departmanı var. Tüm dünyada değişen iklim şartlarına göre yeni sistem tasarımlarını ve gelişimlerini sağlıyorlar. Reynaers kazandığı paranın ciddi bir kısmını Ar-Ge ve tasarıma ayırıyor. Biz bir mühendislik firmasıyız. Bizim görevimiz değişen şartlara göre en uygun ürünü tasarlamak. Bu yüzden sayıca çok fazla farklı sistemimiz var. Amacımız bir sistemi tüm müşterilere satmak değil gerektiğinde müşterinin ihtiyacına göre özel tasarımlar yapmaktır. Dayanıklı ve kolay kullanılabilir ürünler üretiyoruz. Ürünlerimize 10 yıl garanti veriyoruz” dedi.
Showroomlara yatırım yapacağız
Uzun ve orta hedeflerinden de bahseden Güldoğan sözlerini şu şekilde noktaladı: “Hedeflerimiz Türkiye’nin her yanından insanların Reynaers ürünlerine ulaşmasını sağlamak. Bu yüzden belli başlı şehirlerde showroom açmaya devam edeceğiz. İstanbul, Ankara ve Bodrum’da showroomlarımız var. Öncelikli olarak İzmir, Antalya, Adana veya Mersin ile Gaziantep’te showroom açmayı planlıyoruz. Nihai tüketicilerin showroomlarımıza gelip ürünlerimizi görmesini, denemesini, bilgi almasını istiyoruz. Bu yüzden ağırlıklı olarak showroomlara yatırım yapacağız. Daha hızlı lojistik hizmeti vermek için yakın zamanda İzmir’de bir depo açmayı planlıyoruz. Daha sonra Ankara’da da bir depo açacağız.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.