Ev Sahibi Kiracı Çekişmesinde Dava Dosyaları Dikkat Çekiyor

Ev Sahibi Kiracı Çekişmesinde Dava Dosyaları Dikkat Çekiyor

Ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan tartışmalara her gün bir yenisi ekleniyor. Kimi kiracısının çıkması için yeni taktikler geliştirirken kimisi ise kiracısı çıksın diye 200 bin lira teklif ediyor.

A+A-

11 ili vuran depremin ardından Türkiye'nin hemen hemen her yerinde kira fiyatlarında gözle görülür artış gözlendi. Hal böyle olunca ev sahipleri ile kiracılar fiyat konusunda anlaşamıyor. İşte son günlerde en çok dikkat çeken kiracı ve ev sahibi olayları...

Kira bedellerindeki yüksek artış tartışmaları sürerken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan emsal nitelikte bir karar çıktı: Banka ile yapılan ödemelerde bir detay gerçekleşirse kiracı eksik ödeme yapmış sayılacak. Emsal niteliğindeki olayda kiracı L.M., her ay düzenli olarak kirasını bankaya yatırdı.

Dört ay sonra ev sahibi, kiranın eksik yatırıldığını iddia edip kiracısı hakkında icra takibi başlattı. Kirayı ödemesine rağmen icra takibiyle sarsılan kiracı, takibe itiraz etti. Bunun üzerine ev sahibi Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kapısını çalarak, takibin durdurulmasına itiraz etti.

Davacı mülk sahibi, davalı kiracı L.M.'nin 4 ay boyunca kirayı eksik ödediğini öne sürdü. Ev sahibi, davalının kira bedellerini tam olarak ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılmasına ve icra takibinin kaldığı yerden devamına, akdin feshi ile davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istedi.

Davalı kiracı ise davacının iddia ettiği eksik ödeme hususunun tamamen kendi kusuruna dayandığını, davacının bildirdiği banka hesap numarasına her ay 450 lira ödediğini, banka tarafından havale ücreti olarak 31,50 lira kesildiğini, söz konusu kesintiden kendisinin değil ev sahibinin sorumlu olduğunu dile getirdi. Kiracı, kira sözleşmesi uyarınca kira bedelleri elden peşin olarak ödenecekken davacının istemi ile banka havalesi yoluyla ödenirken oluşacak kesintinin de tarafından karşılanmasının hukukla ve kira akdiyle bağdaşmadığını belirterek, davanın reddini savundu.

Eksik ödemenin bankaca alınan masraflardan kaynaklandığına hükmeden mahkeme, elden ödenmesi kararlaştırılan kira bedellerinin bankaya yatırılmasının istenmesi sebebiyle ortaya çıkan masraflara davalının katlanmak zorunda olmadığına dikkat çekti. Ortada ödenmeyen bir kira bedeli bulunmadığından temerrüt sebebi ile açılan tahliye davasında davacının haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildi.

Karara davacı mülk sahibi itiraz edince devreye giren Yargıtay, kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme, ilk hükmünde direndi. Davacı bu kararı da temyiz edince devreye giren Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, emsal nitelikte bir karara imza attı.

Kurul kararında, "Kira bedelini ödeme borcu borçlu tarafından alacaklı kiraya verene götürülmesi gereken borçlardan olup, paranın kiraya verene ulaştırılması kiracıya ait bir külfettir. Banka hesabına havale ile yapılan kira ödemelerinde, havale ücreti kiracıya aittir ve havale ücreti kiraya verenden tahsil edilerek ödeme yapılırsa kiracı eksik ödeme yapmış olur" denildi.

Kararda, gönderim tutarını oluşturan kira bedeli üzerinden mahsup yolu ile gönderim masrafının alınması halinde kira bedeli tutarının eksik ödenmesi gerçekleşmiş olacağından temerrüt ihtarı sonrasında bir ödeme söz konusu olduğunda eksik ödeme gerçekleşeceğinden temerrüt sebebiyle tahliyeye sebebiyet oluşturacağı hatırlatıldı. Yasalarda kira parasının götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğu, kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak şartıyla banka hesabına yatırılması ya da konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerektiği vurgulandı. Kira bedelinin kiraya verenin banka hesabına yatırılması durumunda banka tarafından kesilen havale giderinden kiracının sorumlu olduğu dile getirildi.

Kararda şöyle denildi: "Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Bu nedenle mahkemece, takibe konu eksik ödenen kira bedelleri üzerinden itirazın iptali ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir. Mahkeme kararının bozulmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir."

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Bursa Barosu avukatlarından Cüneyt Fidan, "Maalesef ki son zamanlarda kiracı ve ev sahipleri arasında uyuşmazlıklar arttı. Yargıda da bu konuda bir yoğunluk yaşanmaktadır. 2021 yılında verilen kararda, kiracı kira bedelini düzenli olarak banka havalesiyle ödüyor.

Ancak banka, bu havaleden işlem masrafı kesiyor. Ev sahibinin eline 31,50 lira eksik para geçiyor. Türk hukukuna göre para borcu götürülüp teslim edilmesi gerekmektedir. Bunun ödenmesi sırasında doğacak masraflardan da borçlu olan kişi sorumludur. Burada kiracılar şuna dikkat etmelidirler. Kira borcu öderken, masraflara iyi baksınlar. Kira borcunun mülk sahibinin eline tam olarak geçmesine dikkat etsinler. Çünkü mülk sahipleri artık en ince detaylarına kadar araştırmaktadır" dedi.

İKİNCİ OLAY: TAPUYLA İSTEDİĞİNİ YAPIYOR'

Antalya'da S.A., kiracısı öğretmen Hasan Hüseyin Navruz'u (52) ve ailesini evden tahliye etmek için iddiaya göre önce 3'er kez elektrik ve su aboneliklerini kendi adına alarak kapattırdı, ardından ikametgahını daireye alarak 4 kişilik ailenin kaydını sildirdi. Duruma tepki gösteren Navruz, “Resmi dairelerde işlem yapamıyorum hatta çocuğumu okula dahi kaydettiremiyorum" dedi.

Muratpaşa ilçesinde yaşayan 4 kişilik Navruz ailesi, 2 yıl önce Sedir Mahallesi'ndeki bir eve 1800 lira kira ile anlaşarak taşındı. İlk yılın tamamlanmasıyla kira artış oranıyla ilgili ev sahibi S.A. ile görüşen Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Hasan Hüseyin Navruz, 3 bin 250 lirada anlaştı. Aradan geçen sürede 6 Şubat'ta yaşanan büyük depremin ardından iddiaya göre Navruz'u arayan S.A., kirayı 9 bin 500 lira yapmak istediğini, kabul etmiyorsa evi boşaltmasını söyledi.

Kira artışını kabul etmeyen Navruz, anlaştıkları miktardan kirasını ödemeye devam etti. Sözleşme yenileme tarihi yaklaştığında Navruz ailesi yaşadıkları karşısında şoke oldu. S.A., Navruz adına kayıtlı elektrik ve su aboneliğini kendi üzerine aldı. Navruz ise kira sözleşmesiyle giderek abonelikleri tekrar kendi adına aldı. Ancak ev sahibi S.A. bu işlemi 2 kez yine tekrarladı. Bunun üzerine avukatıyla Antalya Su ve Atıksu İdaresi'ne başvuran Navruz, abonelik işleminin değişikliğine şerh koydurdu. Ancak elektrik aboneliğine müdahale edemeyen Navruz'un evinin elektriği kesildi.

Bununla yetinmeyen ev sahibi S.A., son olarak nüfus müdürlüğüne evinin tapusuyla başvurarak Navruz ailesinin ikemetgahını adresten sildirip kendini kaydettirdi. Şu an hiçbir yerde ikametleri bulunmayan Navruz ailesi, bu nedenle resmi kurumlarda işlem yapamıyor. Hasan Hüseyin Navruz, bu nedenle çocuğunu okula kaydettiremediğini, avukatına vekalet verirken bile zorlandığını söyledi.

Yaşadıkları durumun yasal boşluklardan kaynaklandığını belirten Hasan Hüseyin Navruz, “2 yıldır ailemle birlikte aynı evde kiracı olarak yaşıyorum. Geçen yıl kiramızı 1800 liradan 3 bin 250 liraya çıkarttık. 6 Şubat'taki depremden bir gün sonra beni arayıp 'Kiranı 9 bin 500 lira yaptım. Oturmayacaksan 15 gün içerisinde boşalt' dedi. O günden sonra kendisiyle görüşmemiz olmadı. 17 Temmuz'dan itibaren abonelikleri üzerime olmasına rağmen tapuyla gidip 3 kez suyu ve elektriği kapattırdı. Ben kira sözleşmemle gidip suyu tekrar açtırdım. Elektrik hala kesik" dedi.

'YASAL BOŞLUKLARI KULLANIP, TAPUYLA İSTEDİĞİNİ YAPIYOR'

Yaşadıkları mağduriyetlerin son bulmasını istediğini belirten Navruz, “Yasal boşlukları kullanıp, evde ben oturmama rağmen tapuyla istediğini yapıyor. Son olarak ikemetgahımızı da buradan sildirip kendisini kaydettirdi. Sözleşmem devam ettiği halde bunu yaptı. Bu yüzden hiçbir resmi dairede işlem yapamıyorum. Avukatıma vekalet vermek istedim, daha önce ihtarname çekmemiş olsaydım veremeyecektim. Önceden adres kaydım olduğu için vekalet verebildim. Resmi dairelerde işlem yapamıyorum, hatta çocuğumu okula dahi kaydettiremiyorum. Ben yetkililerden bu konuya el atmasını istiyorum. Bu eziyetlerin son bulması gerekiyor" diye konuştu.

'TAHLİYE İÇİN VİCDANA SIĞMAYAN DAVRANIŞLAR İÇERİSİNE GİRMİŞTİR'

Müvekkilinin sözleşmesinin devam ettiğini ve tahliye için bir sebep olmadığını söyleyen avukat Muhammet Bahadır Beycioğlu, “Kira bedelini zamanında ödemektedir. Ev sahibi tahliyeyi sağlamak için vicdana sığmayan davranışlar içerisine girmiştir. 10 günde 3 kere elektrik ve su aboneliğini kendi üzerine aldı. Nüfus müdürlüğünde yalan beyanda bulunarak adreste kendi yaşadığını iddia ederek ikametgahını da buraya aldırmıştır. Müvekkilim bu nedenle bankada, noterde, devlet dairesinde işlem yapamamaktadır. Biz bu konuyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na kişinin hürriyet ve sükununu bozma suçundan, kamu hizmetlerinden yararlanmasını engellediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduk. Süreç devam etmektedir ve olumlu bir netice almayı bekliyoruz" dedi.

ÜÇÜNCÜ OLAY: EVDEN ÇIKMASI İÇİN KİRACISINA 200 BİN LİRA TEKLİF ETTİ

Öte yandan Ankara'da ev sahibi Fatma Ş., 4 yıllık kiracısı Ali K.'ye evden çıkması için 200 bin lira teklif etti. 2 bin 450 lira kira ücreti ödeyen emekli Ali K., kira fiyatlarının çok yüksek olduğunu söyleyerek, teklifie reddetti. Ali K.'nin avukatı Selim Ünal, ev sahipleri ile kiracılar arasındaki sorunun yeni bir boyut kazandığını, ev sahibinin vekilliğini yaptığı kiracısına çıkması için 'hava parası' teklif ettiğini söyledi.

Fatma Ş., Etimesgut ilçesindeki evinde 2 bin 450 liraya oturan kiracısı Ali K.'ye, çevredeki emsal evlerin kira ücretinin 15 bin lira civarında olduğunu, kirayı yükseltmemesi durumunda evden çıkmasını istedi. Emekli Ali K., ev kiralarının yüksek söyleyerek, 4 yıldır oturduğu evden çıkmayacağını belirtti. Fatma Ş., bunun üzerine evi satılığa çıkardı. Ancak kiracı olduğu için evi satamadığını ileri süren Fatma Ş., emlakçısı aracılığıyla da Ali K.'ye, evi boşaltması için 200 bin lira teklif etti. Ali K., bu teklifi de kabul etmedi.

'HAVA PARASI TEKLİF ETMEYE BAŞLADILAR'

Ali K.'nin avukatı Selim Ünal, vekilliğini yaptığı Ali K.'nın 4 yıldır kirada oturduğunu söyleyerek, "Ev sahipleri kiracılarını çıkarabilmek için artık 'hava parası' teklif etmeye başladılar. Bizi arayan emlakçı arkadaş, bizim vekilliğini yaptığımız kiracımızın eviyle alakalı bir teklifte bulundu ve 'Bizim bu evimiz 4 milyon lira değerinde. Ancak içinde kiracı olduğu için evi 3 milyon liraya satamıyoruz. Çıkarsanız size 200 bin lira hava parası verelim' dedi. Kiracım da emekli olduğu ve oturduğu fiyata yeni bir ev bulamayacağı için teklifi reddetti" dedi.

Son 1 yıldır bu sorunun devam ettiğini belirten Ünal, "Kiracıların da yapabileceği bir şey yok. Hakları neyse sonuna kadar savunmak istiyorlar. Ev sahibi şu an dava açsa bile kazanma ihtimali yok. 5 yıl boyunca aynı yasal sınırlar içerisinde kirasını alacak, ardından 5 yıl dolduktan sonra yine tahliye edemez. Sadece miktarın güncellenmesini isteyecek. 5 yıl dolduktan sonra çevredeki kira fiyatlarının emsalleri neyse o miktar üzerinden yapılabilir. Ama bunu da kendi aralarında çözmeleri mümkün olmuyor. Daha sonra ev sahipleri dava açıyor. Ardından mahkeme yüzde 25-30 arasında takdir indirimi yaparak, örneğin 20 bin liraysa kiralar 14-15 bin lira oluyor. Ev sahipleri ve kiracılar arasında ciddi sorunlar oluyor. Bunun artık bir çözüme ulaşması gerekiyor. Bu nedenle buna devletin el atması gerekiyor. Kiracı diyor ki; 'Ben yasal sınır neyse kiramı arttırıyorum. 5 yıl boyunca devletin belirlediği oran neyse ben o oranı arttırıp oturabilirim' diyor. Ev sahibi de diyor ki; 'Emsalleri 20 bin lira olmuş. Ben 2 bin liraya o kişiyi nasıl oturtabilirim?' diyor. Bu nedenle ev sahibi ve kiracı sorunu başka bir boyuta geçmeye başladı" dedi.

'KİRACI OLDUĞU İÇİN KİMSE ALMAK İSTEMİYOR'

Fatma Ş.'nin emlakçısı Merve A. da müvekkilinin evi satmak istediğini; ancak kiracı olduğu için kimsenin almadığını söyleyerek, "Fatma Hanım bize gelerek, evini satmak istediğini söyledi. Ancak evinde 4 yıldır oturan kiracısı varmış. O yüzden evi kimse almak istemiyor. Almak isteyen de değerinin altında teklif veriyor. Fatma Hanım kiracıya çıkması için 200 bin lira teklifte bulundu. Oturdukları yerde kiralar 15-20 bin lira arasında. Ev sahibi de ne yapacağını bilmiyor. İçinde kiracı varken evi değerinde satmak da pek mümkün görünmüyor" diye konuştu.

DÖRDÜNCÜ OLAY: BEKARA VE ÖĞRENCİYE KİRALIK EV DÖNEMİ

İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, ev sahiplerinin kiracı tercihlerinin değiştiğini belirterek, "Eskiden ev sahipleri öğrencilere, bekara ev vermezlerdi. Şimdi ise üniversitede son sınıf ya da 3'üncü sınıf öğrencileri tercih ediliyor ya da 'Bekar olsun yarın evlenir gider' diyorlar" dedi.

Ev sahipleri, son dönemlerde kiracı tercihlerini bekar ya da öğrencilerden yana kullanmaya başladı. Öğrencilerin genellikle kısa süreli ev kiraladığını anlatan İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, ev sahiplerinin uzun süreli kiracı istemediğini belirterek, "Eskiden bekara ev vermeyiz derlerdi. Piyasada daire çok fazlaydı. Uzun süre kalacak bir kiracı tercih edilirdi ancak artık Türkiye'deki kiralık daire arayışı arttı. Mülk sahipleri doğal olarak en kısa süre kalacak kiracı arayışına yöneldi. Eskiden ev sahipleri öğrencilere, bekara ev vermezlerdi. Şimdi ise üniversitede son sınıf ya da 3'üncü sınıf öğrencileri tercih ediliyor ya da 'Bekar olsun yarın evlenir gider' diyorlar" diye konuştu.

'KİRALAR YÜZDE 30 ARTACAK'

Kiralık daire sayısının az olmasının fiyatları da artırdığını söyleyen Akgün, eylül ayında yüzde 30 daha artış beklediklerini belirtti. Talebin artması ile ev sahiplerinin daha da seçici olduğunu anlatan Akgün, şunları söyledi: "Bir ilan veriyorsunuz, 1000 kişi arıyor. Mülk sahipleri, tercihlerini tamamen değiştirdi. Kiracının kiralama süresi kısa olacak, tahliye taahhütnamesi verecek, kefil bulacak, kira bedelinin 2-3 kat fazlası gelire sahip olacak gibi şartlar arıyorlar. Son 2 yılı değerlendirecek olursak; kiralar yüzde 600 arttı. Karşıyaka, Bornova, Güzelyalı gibi metropollerde en düşük kiralar 10 bin liradan başlıyor. Bundan 2 sene önce aynı evler 1000 lira, 1500 liraydı. Eylül ayında kiraların yüzde 30 artmasını bekliyoruz. Ev sahipleri de kendilerini korumaya almak için 1 yıllığına kontrat yapıyor. Günümüzde 'Oğlum, kızım evlenecek' deyip, kiracısını çıkarmaya çalışan ev sahiplerinin sayısı da arttı. 2023-2024 eğitim öğretim yılında öğrenciler, barınma sorunu yaşadı. Kahramanmaraş depreminden sonra yurtlar depremzedeler için ayrıldı. Öğrenciler de tiny house, bungalov tipi evlerde kalmak için arayışa geçtiler."

KISA SÜRELİ SÖZLEŞME ŞARTI

İzmir'de 6 yıl önce ikinci kattan düştüğü için yürüyemeyen, yemek yiyemeyen, konuşamayan, yoğun fizik tedavi ve rehabilitasyon desteği alan Feride Sıla Özcan'ın (9) annesi Başak Özcan da 22 gündür kiralık ev aradıklarını belirtti. Kiralık ev ilanı bulmanın zorlaştığını, bulduklarını da ev sahibinin kriterleri nedeniyle tutamadıklarını söyleyen Özcan, "Menderes'te oturuyorduk, kızımın özel durumuna uygun bir evimiz vardı. Ev sahibi, evini satacağını söyleyip, bizi mart ayında çıkardı. Osmangazi'de bir eve taşındık ancak 3 ay oturabildik. Nemli bir ortam vardı, kızımın sağlığı için elverişli değildi. Feride'nin ciğerlerinde hırıltı başladı. Evi boşalttık ve 22 gündür bir arkadaşımızın evinde kalıyoruz" dedi.

'UZUN SÜRE OTURABİLECEĞİMİZ BİR EV ARIYORUZ'

Her yıl ev değiştirmek istemediklerini anlatan Özcan, Feride'nin duvara monte aynası, yürüteci ve tavana asılı salıncağını kullanabilecekleri bir eve ihtiyacı olduklarını belirterek, "Birçok ev sahibi öğrenciye ev veriyor ya da kısa sürede sözleşme yapmak istiyorlar. 6 ay ya da 1 yıllık kira bedelini toplu isteyenler var. Emlakçılar da ev sahiplerinin öğrenciye kiraya vereceğini, yapacakları bir şey olmadığını söylüyor. Kiralık ilanı bulmak zorlaştı. Bir ev bulup randevulaşıyoruz, gidene kadar hemen tutuluyor. Hem ekonomik durumumuz hem kızımın sağlığı her yıl bir ev değiştirmemize izin vermiyor. Doğal gaz, elektrik abonelik açma-kapama, nakliye hepsi masraf. Feride'nin evdeki terapileri aksadı. Uzun süre oturabileceğimiz bir ev arıyoruz. Maalesef ya kısa süreli sözleşme yapıyorlar ya da 'Öğrenciye vereceğiz' deyip, konuyu kapatıyorlar" diye konuştu. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.