GTE (Global Trends Expert) Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Akbaba, yabancıların Türkiye'de yatırım olanaklarını, faizlerin düşmesi sonucunda piyasada yaşanan son gelişmeleri Yeni Şafak Gazetesi'ne anlattı. 

1- Türkiye'de yabancılara gayrimenkul satışı nasıl bir ilerleme içinde?

- Faizlerin yüksek olduğu dönemde dahi yabacıların ülkemize olan eğilimi hiç durmadı. En düşük dönemde dahi yabancılara konut satışı tatmin edici rakamlara ulaştı. Fakat her piyasada olduğu gibi bu sektörde de zaman zaman duraksamalar yaşanıyor. Bazen konut stoku ihtiyaçtan çok fazla miktarlarda seyrediyor. Bunun dezavantajlarını piyasada konut üreten şirketlerin yaşadığı zorluklardan da anlayabiliyoruz. Ne olursa olsun, ülkemiz için gayret eden, zorluklara hep birlikte göğüs geren şirketler, piyasada ayakta kalabiliyor. Biz de GTE olarak ülkemize yurtdışından müşteri getirmek için gayret ediyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, özellikle yakın çevre coğrafyalar, Türkiye'ye büyük önem veriyor. Bizim şirket olarak harcadığımız büyük paralar, yalnızca reklam için milyonlarca lirayı buluyor. Fakat Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın ismi, bu coğrafyalardaki insanların ona inancı ve güveni, bütün reklamların, tanıtımların önüne geçiyor. Öyle inanıyorum ki, son 15 yıllık dönemde Türkiye'ye olan yabancı yatırımcı akışının en önemli sebebi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan inançlarıdır.

2- Son faiz indiriminin nasıl faydası oldu?

- Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın enflasyon açıklamasına dikkat çekmek istiyorum. Fiyat istikrarı konusunda ilerlemeler kaydedildi. Faizler düştü, insanların kredi arzında patlama yaşandı. İç piyasada hareketlilik, elbette yabancı yatırımcıların da iştahını kabarttı. Önceki aylarda ülkemize gelip, konutları gezip kararsız kalan müşterilerimiz, son haftalarda geri dönüş yapmaya başladı. Hükümetin faiz kararı bizi çok umutlandırdı. Fakat başta söylediğim gibi piyasa daha kötüyken yılmayan, enflasyona karşı mücadele eden, ülkemiz için katmadeğer üreten şirketler rehavete kapılmamalı. Bunu bir ilke olarak benimsiyoruz. Faizler düştü, yabancılar yeniden gelmeye başladı fakat biz daha çok çalışacağız. Ülkemizin tanıtılması için daha fazla gayret edeceğiz.

3- Daha çok hangi ülkelerden müşteri geliyor?

- Vurguladığım gibi, yakın coğrafyalar, özellikle Orta Doğu pazarı. En çok İran, Ürdün, Kuveyt, Katar, Irak ve Filistin'den müşteri geliyor bize. Bu ülkelerde birçok çalışmamız var. Fakat hedeflediğimiz yeni ülkeler de var artık. Çin, Pakistan ve Etiyopya'dan da müşteri getirmeye başladık. Bu pazarlar Türkiye için yeni pazarlar. Fakat reklam harcamaları hiç müşteri gelmese bile ülkemizin tanıtılması açısından bir fayda sağlayacaktır. Bu nedenle henüz Türkiye'nin tanışmadığı yeni pazarlara açılmak geleceğe yönelik bir yatırım olacaktır. Örneğin Etiyopya buna bir örnek, keza Pakistan, Afganistan. Bu ülkelerden Türkiye'de yatırım yapmak isteyen, konut sahibi olmak isteyen çok fazla insan var. Tahminlerin çok çok üstünde bir pazardan söz ediyorum.

4- Ülkemize yabancı müşteriler geldiğinde nasıl hizmetler sunuyorsunuz?

- GTE olarak bizim yalnızca İstanbul'da 300'den fazla konut projesi ile anlaşmamız var. Müşterilerin her türlü beklentisine ve ihtiyacına hitap edebiliyoruz. Prime Istanbul ve Perola projelerinde satış ofislerimiz mevcut. Bu ofislerimizde her dilde hizmet veren personelimiz var. Müşterilerin konaklaması, havalimanından alınması, gezdirilmesi ile ilgili geniş çaplı bir organizasyonumuz mevcut. Bunun karşılığında yabancı müşterilerden komisyon ya da bir servis ücreti de talep etmiyoruz. Önemli olan ülkemize gelen müşterilerin Türkiye hakkında en güzel duygularla geri dönmesi. Elbette tüm müşteriler ev satın almıyor. Fakat biz bunu bir kayıp olarak değerlendirmiyoruz. Üst Yöneticimiz (CEO) Şakir Tekin'in liderliği ile sunduğumuz hizmet en büyük reklamımız oluyor. O müşteriler hiçbir şey almasalar bile döndüklerinde gönüllü olarak kendi ülkelerinde, yakın çevrelerinde bizi anlatıyor. Bu şekilde çok sayıda geri dönüş alıyoruz. Bu nedenle asıl önemsediğimiz şey ülkemizin doğru tanıtılması, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan güveni sarsmamak, doğru şekilde temsil edebilmek.