İlke ve Esaslar Deprem Güvenliği Açısından Doğru, Planlama Açısından Eksiktir
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 1998 öncesi ve riskli yapılarda hak kaybını engelleyen ilke ve esaslar düzenlemesini değerlendiren Levent Bendeş, Düzenleme deprem can güvenliği açısından doğrudur ancak sorunları 40-50 yıl daha ileriye taşıyacak" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi 30 ekim İzmir depreminin ardından kentsel dönüşümü hızlandırmak ve 1998 öncesi yapılarla riskli yapıların dönüşümünde imar kaybını önlemek amacıyla ilke ve esasları geçtiğimiz ay oybirliğiyle meclisten geçirdi.
İlke ve esasların içeriği hakkında bilgi veren İzmir Ticaret Odası İmar, Şehircilik ve Kentsel Dönüşüm komisyonu başkanı inşaat mühendisi Levent Bendeş, “İzmir Büyüşehir Belediyesi meclisinde oybirliği ile onaylanan ilke ve esaslarda temel amaç 1998 öncesi yapıların ve riskli yapıların dönüşümünde hak kaybı oluşmasını engellemek. İlke ve esaslar K bölgesi tanımıyla yola çıkıyor. K bölgesi mevcut yapıların, ruhsat aldığı dönemde mevcut inşaat hakkını koruması anlamına geliyor. İlke ve esaslar Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde 0,40’a indirilen taban alanını 0,60’a çıkarma hakkı veriyor. Yangın merdiveni ve asansör boşluğu da 0,60’ın üzerine ilave ediyor. Yani taban alanı 0,65-0,70’e kadar büyüyecektir” dedi.
ŞEHİRCİLİĞİN GELİŞİMİNE AYKIRI
İlke ve Esaslar sağlam bina yapma adına çok doğru bir karar ancak kentin 40-50 yıl sonrası için çok da doğru kararlar değil diyen Leven Bendeş sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Zaten şehir merkezinde ciddi otopark ve trafik sorunu var. Bu ilke ve esaslar, sorunları 40-50 yıl daha ötelemektir. Çünkü yeni yapılacak olan binalar en az 40-50 yıl daha aynı şekilde devam edecektir. İlke ve esaslar deprem can güvenliği açısından doğru olmakla beraber planlama açısından eksiktir. Bu şehirciliğin gelişimine aykırı bir durum. Deprem sonrasında hızlı bir şekilde ada bazlı planlama çalışması yapıp sosyal donatı, otopark ve trafik sorunlarını bu planlar içerisinde çözmemiz gerekiyordu. Gültepe, Gürçeşme, Ballıkuyu gibi rezerv alanların hızla planları yapılsaydı şehir merkezindeki insanlar buraya geçici olarak taşınıp hem sağlam binalar, hem sosyal donatılar elde edilip 40-50 yıl sonrasının çağdaş şehirleri tasarlanabilirdi.”
İLKE VE ESASLAR 5 TEMEL SORUNU DA BERABERİNDE GETİRECEK
İlke esaslar insanlara yapım hakkı veriyor ama aynı zamanda 5 temel sorunu da beraberinde getiriyor diyen Bendeş sorunları şu şekilde sıraladı;
Ekonomik sorunlar; İnsanların evlerini yıkıp yeniden yapması için ekonomik güç lazım. Bayraklı bölgesinde oturanların çoğu orta yaş üstü emekli insanlar. Devlet düşük faizli 200 bin TL kredi veriyor. Vatandaş o 200 bin lirayı geri ödeyeceği gibi üstüne 100-150 bin bin lira daha koyması gerekiyor. Bayraklı içi boş veya yıkılmaya başlanmış binalarla dolu. Burası bina mezarlığına dönecek diye korkuyorum.
Hukuksal sorunlar; Bir bina yıkılacaksa binadaki 20 daireden biri maddi gücü yetmediği veya başka bir gerekçe ile binanın yıkılmasına itiraz ederse bu kez hukuki sorunlar baş göstermeye başlayacak. Müteahhitler de hukuksal sorunu olan veya çok hissedarın olduğu projelere girmek istemiyor. Hukuksal sorunu çözmek için müşavirlik firmalarının oluşturulması gerekiyor.
Psikolojik ve Sosyolojik sorunlar; Ekonomik ve hukuksal sorunlar beraberinde psikolojik ve sosyolojik sorunları da getirecektir. Hak sahipleri bu süreçte büyük sıkıntılar yaşayabilir. Eğer ekonomik sorun çözülüp boşalttığı bina yeniden yapılmazsa burada yaşayan kişilerin başka bir yere uyum sağlaması zor olacaktır. Bu insanlar yıllardır oturduğu apartmana geri dönmek isteyecektir.
Mülkiyet sorunları; İlke esaslar biraz mülkiyet sorunlarını çözmeye çalışıyor. 20 tane dairen varsa 20 daire veririm diyor. Mülkiyet sorunu kısmen çözülecek gibi olsa da hukuksal sorunlar mülkiyet sorunlarını devam ettirecektir.
İZMİRLİ MÜTEAHHİTLER KENTSEL DÖNÜŞÜME GİRMEZSE İNŞAAT REKABETİNDE GERİ KALACAK
İzmirli müteahhitlerin kente karşı sorumlulu olduğunu ve kentsel dönüşüm projelerinde yer alaması gerektiğini ifade eden Bendeş, “İzmir’deki müteahhitler kentsel dönüşüm projelerine girmediğinde bu sefer tecrübesiz müteahhitler yer alamaya başlayacak. Bunların inşaatı yarım bırakma veya kalitesiz inşaat yapma riski var. Bunlar da kentsel dönüşüme girmediğinde İzmir dışındaki firmalar devreye girecek. İstanbul ve Ankaralı firmaların teklif verdiklerini duyuyoruz. Hak sahipleri İzmirli bir firma ile anlaşamadığında burada bulup hesaplaşabilir. Ama İstanbul veya Ankaralı bir firmaya ulaşabilmesi çok daha zor. İzmirli firmalar kentsel dönüşümde yer almazsa gelecek 10 yıldaki inşaat rekabetinde geri kalacaktır. Önümüzdeki 10-20 yıl kentsel dönüşüm işi olacak. Bu dönüşüm İzmirli firmalarla yapılmalı” iadelerini kullandı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.