İmar yönetmeliğinin yeni yapılacak inşaatlarda hak kaybına neden olduğunu, otopark yönetmeliğinin de maliyetleri artırdığını belirten Yıldırım, “bu saatten sonra İzmir’deki hiçbir bina yıkılıp yenilenemez” dedi.

İzmir Müteahhitler Derneği (İMDER) başkanı İslam Yıldırım inşaat sektöründeki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Yıldırım, son dönemde dövizdeki hareketlilikle artan inşaat maliyetleri, yeni otopark yönetmeliği, yeni tip imar yönetmeliği,  konut kredisi faizlerindeki artış ve kentsel dönüşüm konusunda değerlendirmede bulundu.

Yıldırım konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı, “Erken seçim kararı alındıktan sonra dövizde bir dalgalanma başladı. Dövizdeki bu dalgalanma ister istemez inşaat sektörünü de etkiledi. İnşaat sektöründe hammadde ithalatımız çok fazla. Yerli dediğimiz ürünlerimizin bile hammadde ihtiyacının neredeyse yüzde 50’si yurt dışından temin ediliyor. Döviz artışından dolayı inşaat malzemelerine yüzde30-35 zam geldi. Müteahhitler olarak bunu süspanse ederiz, gerekirse kar oranımızı düşürürüz dedik ama 15 Eylülde yürürlüğe giren yeni otopark yönetmeliği bizim elimizi kolumuzu bağladı.”

YAPILAŞMIŞ ADALARDA NASIL OTOPARK YAPALIM?

2017 yılında yürürlüğe giren yeni imar yönetmeliği ile otopark yönetmeliğinin kentsel dönüşümün uygulanmasını imkansız hale getirdiğini ve maliyetleri artırdığı belirten Yıldırım, “2012 yılında devrim niteliğindeki 6306 sayılı kentsel dönüşüm kanunu çıkarıldı. Bu kanun sayesinde 2012 yılından bu yana 1 milyon 200 bin konut dönüştü. Planlı alanlar tip imar yönetmeliği ve otopark yönetmeliği yürürlüğe girdiğinde eski binaları nasıl dönüştüreceğiz? Yapılaşmış adalarda nasıl kapalı otopark yapacağız? Maliyetler yüzde 30 artmışken, faiz oranları yüzde 3’e çıkmışken biz nasıl bir de otopark maliyetini üstlenelim. Bütün bu sıkıntıları üst üste koyduğumuzda biz nasıl inşaat yapacağız. Bu saatten sonra İzmir’deki hiçbir bina yıkılmaz. Kentsel dönüşüm durma noktasına gelir.”

3 ARSA, HEPSİNDE FARKLI UYGULAMA

Yeni imar yönetmeliği, otopark yönetmeliği ve İmar barışı sonrasında ortaya çıkan adaletsizliği, eşit büyüklükteki yan yana 3 parselle örneklendiren İslam Yıldırım, “Bir ada üzerinde yan yana bulunan 300 metrelik 3 arsa düşünelim.  Birinci arsanın sahibi aldı arsasını ne olur ne olmaz diye bekledi, inşaat yapmadı. Halen arsa olarak duruyor. İkinci arsanın sahibi planı-projeyi çizdikten sonra belediyeye onaylatıp, harçlarını ödeyip 210 metre tabanda 10 dairelik bir bina yapmış. Üçüncü arsanın sahibi ise 250 metre oturum alanı olan tamamı kaçak bir bina yapmış. Şimdi birinci arsanın sahibi ben inşaat yapacağım deyip belediyeye başvursa tabanda 120 metrekare inşaat hakkı veriyor. Birde sen her daire için bir otopark yapmak zorundasın diyor. Yan taraftaki arsa sahibi 210 metrekare oturum alanı olduğu için 10 daire yaparken birinci arsanın sahibi ancak 5 daire yapabilecek. Üstelik kapalı otopark yapmak zorunda olduğu ve maliyetler yüzde 35 arttığı için yan taraftakinden çok daha yükseğe mal edecek. Üçüncü arsanın sahibi hiçbir şey yapmadı. Tabanı da 250 metrekareye oturttu. Şimdi de yapı kayıt belgesi aldı. Artık onun da binası resmi. Peki burada bir haksızlık, bir adaletsizlik yok mu? Birinci arsa sahibinin suçu ne? Biri bunu çıkıp izah etsin. Geçtiğimiz gün Çevre ve Şehircilik eski bakanı Mehmet Özhaseki’ye televizyon programında vicdanınız rahat mı diye soruldu. Cevap veremedi.  Bu ülkede bir mülkiyet sorunu var. Elbette bunu çözmek lazım ancak diğerlerine de haksızlık yapılmasın. Bir taraftan kaçak yapılara af getiriliyor. Diğer taraftan yeni imar yönetmeliği ile yasalara uygun inşaat yapanların hakları elinden alınıyor. Burada bir adaletsizlik söz konusu.”

YÖNETMELİKLER YASANIN ÖNÜNÜ TIKIYOR

Planlı alanlar tip imar yönetmeliği ve otopark yönetmeliğinin kentsel dönüşümü yavaşlatacağını ifade eden Yıldırım, “400 metrekarelik bir arsa üzerinde yapılmış bir binayı dönüştürmeye çalışırsan taban alanı yüzde 40’tan 160 metrekare oturum alanına sahip oluyor. Yıkılması planlanan binanın oturum alanı yerine yapılacak binadan daha fazla. Bu binayı dönüştürmeye kalksanız daire sayısı azalacak. Bu şartlarda kim evini yıktırır. İzmir’de 40-50 yıllık binalar var. Çok güzel bir kentsel dönüşüm yasası çıkarıyorsunuz ama çıkardığınız yönetmeliklerle yasanın önünü tıkıyorsunuz”

OTOPARK YÖNETMELİĞİ YAPILAŞMIŞ İMAR ADALARINDA UYGULANAMAZ

Geçtiğimiz hafta Çevre ve Şehircilik bakan yardımcısını ziyaret ederek otopark sorunu ile ilgili taleplerini ilettiklerini belirten İslam Yıldırım konuşmasını şu ifadelerle devam ettirdi, “ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorunların çözümü konusunda istekli gibi duruyor ama otopark yönetmeliğini uygulama konusunda ısrarlı. Otopark yönetmeliği yeni imar adalarında uygulansın ama yapılaşmış imar adalarında nasıl uygulanacak bu? Yapılaşmış adalarda belediye yer gösterecek diyor ama belediye yer göstermiyor. Yıllardır ödediğimiz otopark paraları nerede? Belediye hiç otopark yaptı mı? Belediyeye hiçbir soruşturma açıldı mı? Ben bir yanlış yaptığımda hemen mahkemeye veriyorsunuz ama belediye asli görevini yapmadığında hiçbir ceza yemiyor.”

OTOPARK SORUNU SADECE MÜTEAHHİTLER ÜZERİNDEN ÇÖZÜLEMEZ

1950’lerden sonra hızlı kentleşme ile çarpık ve depreme dayanıksız yapılaşmanın arttığını belirten Yıldırım, “1999 depremi ile aklımız başımıza geldi. Biraz daha güvenli yapılar yapalım dedik. 2004 yılında yapı denetim yasası çıktı. 2010’lara geldiğimizde otopark sorununu konuşmaya başladık. Bugün otopark çok daha büyük bir sorun haline geldi. Bu sorunu sadece müteahhitler üzerinden çözülmeye çalışıyorlar. Küçük parsellerde otopark yapmak mümkün değil. Trafik akışı açısından da çok tehlikeli. Doğrudan yala bakan caddelerde giriş-çıkışlar büyük sorun olacak. Bu çıkışlar birçok kazaya sebebiyet verebilir. Öte yandan otopark yapmak büyük maliyet. Bu maliyeti biz fiyatlara yansıtmak zorundayız. Zaten inşaat maliyetleri çok fazla arttı. Zaten faizlerden dolayı satışlar azaldı. Meslektaşlarımız ne yapsınlar bu durumda?” diyerek otopark yönetmeliğine tepki gösterdi.