İnşaat Sektörü yıllardır ekonomiyi peşinden sürüklüyor. Bugün açıklanan 2018 ilk çeyrek büyüme rakamları bu durumun tam tersine döndüğünü gösteriyor.

 Artık sürükleyen değil, sürüklenen bir sektörüz.

Türkiye, 2018 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,4 büyürken, İnşaat sektörü yüzde 6,9’da kaldı.

Büyüme rakamı iyi olmasına iyi ama artık inşaat sektörü için sıkça kullandığımız lokomotif kavramını kullanırken biraz daha tereddütlü davranmak zorunda kalacağız.

İnşaat sektörünün her yıl Türkiye’nin büyüme ortalamasını yükseltirken, bu yıl gerilettiğini görüyoruz.

2017 yılına baktığımızda Türkiye yüzde 7,3 büyürken, İnşaat sektörü Türkiye ortalamasının üstünde yüzde 8,9 büyüdü. Lokomotif sektör olmasının sorumluluğunu yerine getirdi.

İnşaat sektörünün büyümesi, beraberinde doğrudan veya dolaylı olarak birçok sektörün de büyümesi anlamına geliyor. Bu yüzden inşaat sektöründeki bir yavaşlama da birçok sektörü, haliyle ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor.

2018’in ilk çeyreğinde satışlar ciddi anlamda durdu. Buna paralel olarak alınan inşaat ruhsatı oranları düştü. İnşaatçılar elindeki projeleri satamadığı için yeni projeye başlama konusunda temkinli davranıyor.

İnşaat sektörünü yeniden hareketlendirmek için yapılan teşvikler, faiz indirimi ve yüzde 20 indirim kampanyası da çare olmadı.

Tapu harcı indirimi, KDV indirimi ve faizlerin düşmesiyle sektörün yeniden canlanacağını ümit etmiştik ama dövizin artması, genel seçimler ve mevsimsellik etkisi teşviklerin önüne geçti.

Her kriz döneminde aspirin çözümlerle günü kurtarmaya çalışıyoruz ama bu sefer aspirin çözümler de işe yaramadı.

İnşaat sektörünün durma noktasına gelmesinde en büyük neden fiyatların aşırı yükselmesi. Konut fiyatlarının aşırı yükselmesinin nedeni arsa oranlarının aşırı yükselmesi. Arsa fiyatlarının aşırı yükselmesinin nedeni şehir merkezindeki arsaların tükenmesi ve yeni arsa üretilememesi. Ayrıca müteahhitlik mesleğinin bir standardının olmamasından dolayı herkesin müteahhit olması ve arsalara olan talebin artması fiyatlarının daha çok şişmesine neden oldu.

Durum böyle kritik bir noktaya gelmişken, aspirin çözümler, tapu-KDV indirimleri çok fazla işe yaramayacaktır. Sektörün yeniden canlandırılması için daha köklü reformlara gidilmesi lazım.

Fiyatlar alım gücünü aşıyor. Ya alım gücünü yükselmemiz ya da fiyatları düşürmemiz lazım.

Hükümetin yerel yönetimlerle el ele vererek yeni imar planları hazırlaması ve kentlerin gelişmeye açık, tarıma elverişsiz topraklarını yapılaşmaya açması gerekir.

Sadece inşaat sektörüne bel bağlamak da yanlış bir strateji. Diğer sektörlerin de büyümesi gerekir ki insanların ev satın alabilecek gücü olsun. İnsanlar ev aldıkça inşaat sektörü büyür. Satılmadıkça sadece arz fazlası oluşur.