
İnşaat Maliyetleri 10 Yılda Yüzde 1.531 Arttı!
Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) inşaat sektörünün son 10 yılını mercek altına alan bir rapor yayınladı. MÜFED'in yayınladığı rapora göre 2015-2025 arasında enflasyon yüzde 906 olarak açıklanırken inşaat maliyetlerindeki artış yüzde 1.531 oldu.
Müteahhitler Federasyonu inşaat sektörünün temel sorunlarını ele aldığı sektör raporunu paylaştı. 16 derneği temsil eden Federasyon tarafından hazırlanan raporda sektördeki fiyat artışlarına dikkat çekildi. Kentsel dönüşüm konusuna da dikat çekilen raporda kentsel dönüşümün hızlanması ve sektörün toparlanması için çözüm önerilerinde bulundu.
Müteahhitler Federasyonu Başkanı İsmail Kahraman, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu tarafından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un da katıldığı inşaat sektörü çalıştayında bu konuları gündeme getireceklerini ifade etti.
Raporda şu ifadelere yer verildi:
Tüik’in inşaat maliyet endeksi ve tüketici fiyat endeksi verilerinden son on yıl incelendiğinde pandemi öncesinde birbirine paralel ilerleyen bu değerler pandemi sonrasında belirgin şekilde ayrışmaya başlamıştır. Asrın felaketi olarak anılan 6 Şubat 2023 depremlerin neden olduğu yıkımlar sonrasında başta kamu eli ile başlatılan konut üretim seferberliği ile inşaat sektöründe malzeme ve iş gücü talebini diri tutmuştur. Bu talebin sebep olduğu dirilik ile birlikte hem malzeme hem de işçilik fiyatları yükselmeye devam etmiştir.
İNŞAAT YATIRIMLARI NEDEN YAVAŞLADI?
Tüm ülkeyi etkileyen bu durum karşısında sektörde faaliyet gösteren firmalar yıllar içinde mevcut işlerini bitirdikten sonra yeni işlere başlamakta kararsız kalmışlardır. Bundaki en temel etkiler sırası ile artan enflasyon karşısında eriyen konut alım gücü, pandemi sonrasında tüm dünyada uygulanan parasal sıkılaşma politikalarına bağlı ülkemizde de düşük oranlı konut kredilerine ulaşmanın nerede ise imkansız hale gelmesi, aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere inşaat maliyet endeksinin enflasyonun çok üstünde seyretmesi ve en son olarak da arsa üretimindeki sıkıntılardan dolayı arsa maliyetlerinin aşırı artması sıralanabilir.
Sektörde yeni konut arzının azalması ile birlikte yakın gelecekte barınma sorunun iyice artacağı ve bunun bazı sosyal sıkıntılara yol açabileceği de göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir.
KONUT İHRACATI BİTTİ, KONUT İTHALATI BAŞLADI
Konut değerleri ile piyasa oluşan kira değerleri karşılaştırıldığında bu oranın düşük seyretmesinden dolayı da yatırımcılar ise alternatif ülkelerde gayrimenkul alımları yapmaya başladılar. Şöyle ki; sadece 2024 yılında Türk vatandaşları yurt dışından 2,2 Milyar Dolar tutarında gayrimenkul alımı yaptılar. Yıllarca yabancılara satış yapan ve konuda başarılı işler çıkaran inşaat sektörümüz ve ülkemiz artık yurt dışından yatırımcı çekmeyi bırakın yurt içindeki alıcılar için bile cazibesini kaybetmekte ve dışarıya döviz çıkışı ile cari açığa da negatif etki etmektedir.
SEKTÖR DOĞRU POLİTİKALARLA YÖNLENDİRİLMELİ
Ülkemiz inşaat sektörü her zaman söylenildiği üzere bir çok alt sektörü de besleyen lokomotif bir sektör ve ayrıca yıllara sari oluşmuş müthiş bir bilgi birikimine sahiptir. Bu kapasitenin doğru şekilde doğru politikalarla yönlendirilmesi ile ülkemiz ve milletimiz yararına güzel işler yapılacağını düşünüyoruz.
MALİYETİN YARISI ARSA BEDELİ
Öncelikle konut maliyetlerinde baş aktör olan ve şu an özel sektörün kendi dinamikleri üretmeye çalıştığı arsalarda imalatlar yapmakta ve çoğu arsada maliyetinin yarısını arsa bedeli oluşturmaktadır. Ülkemizde kamu, arsa üretimi konusunda elini taşın altına koymadığı müddetçe yeterli arsa üretilemeyecek ve yukarıda bahsettiğimiz konular sosyal patlamalarda sebep olacaktır. Arsaların üretilmesi sonrasında sektörün paydaşları ile yapılacak doğru stratejik planlamalarla kamuya iş yapan taahhüt firmalarının yanı sıra sektörde kayıtlı 450.000 müteahhitlik firmasının da sisteme dahil edilmesi ile doğru ürünlerin doğru konumlarda yapılması sağlanacak ve insanımızın en azından barınma konusundaki sıkıntıların bitirilmesi en doğru yol olacaktır.
ARSA KONUSUNDA KAMU DEVREYE GİRMELİ
Arsa konusunda büyük oyuncu olan kamunun devreye girmesi ile arsa fiyatları pazarda regüle edilmiş olacak ve ayrıca kamunun bir takım hizmetler için kamulaştırmak zorunda olduğu arsa değerleri de dolaylı olarak düşecektir. Kamunun, emlak müzayede veya ihale yolu ile satışa çıkardığı arsaların da gayrimenkul pazarını bozması engellenmiş olacaktır.
Bir diğer inşaat maliyet girdileri olan çimento, beton, cam ve ahşap ürünlerindeki fiyat artışlarının mercek altına alınması ve Rekabet Kurulu’da dahil tüm enstrümanların kullanılarak bu ürün gruplarındaki enflasyonun çok üzerindeki artışların engellenmesi gerekmektedir.
Teknik personel yetersizliğini çözümü açısından da talebe yönelik eğitim programları ve yönlendirmeler yapılmadığı sürece önümüzdeki yıllarda mavi yakalı teknik personel açığı giderek artacaktır.
MALİYETLER RİSKLİ YAPILARIN DÖNÜŞÜMÜNÜ ENGELLİYOR
En önemli konumuz ise şehirlerimizdeki riskli yapı stoğu. Riskli yapıların çözümünün önündeki en büyük engel artan inşaat maliyetleri. Bu riskli yapıların ileride hem kamuya hem de vatandaşlarımıza büyük bedeller ödetmemesi için tüm tarafların çözüme yönelik ivedilikle adımlar atması gerekmektedir.
TOPYEKÜN PLANLAMA İLE KONUT SAHİPLİĞİ ORANI ARTIRILABİLİR
Sürdürebilir ve dirençli şehirleri bir an önce inşa etmemiz gerekiyor. Toplu ulaşımların ulaşılabilir olduğu, yeterli sosyal donatılara sahip ve insanımıza yakışan güzel şehirleri tüm paydaşlarla birlikte planlayarak yapmalıyız. İnşaat sektörünü ve bağlı tüm alt sektörleri de harekete geçireceğimiz topyekün bir planlama ile konut sahipliği oranı artacak, kiralar sorun olmaktan çıkacak ve ülkemiz refah içinde ilerleyecektir. Küresel ölçekte giderek üretim üssüne dönecek olan ülkemizde, şehirlerimizin genişleme aksları şimdiden belirlenmeli ve buna bağlı altyapı ve ulaşım ağlarının yanı sıra ileriye dönük konut üretimleri de yine herhangi bir dar boğazla karşılaşmamak adına şimdiden planlanmalıdır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.