Yeni Şafak yazarı Levent Yılmaz bugünkü yazısında konut sektörünü bekleyen tehlikeyi yazdı.  TÜİK’in Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği Konut Satış İstatistikleri’ne göre ise Türkiye genelinde Haziran ayında 79 bin 313 konu satıldığını belirten Levent Yılmaz, yeni konutların maliyetinde ciddi artışlar olduğunu ve görünen o ki bir süre daha devam edeceğini kaydetti.

Levent Yılmaz'ın yazısı şu şekilde:

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi döneminden bu yana Türkiye ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyonist sürecin belki de en çok etkilemiş olduğu alanlardan bir tanesi de konut sektörü oldu. Hem hızlı bir şekilde artış gösteren konut fiyatları hem de kiralarda yaşanan artışlar ülke genelinde ciddi tartışmaları da beraberinde getirmişti. Daha çok yakın tarihe kadar yürürlükte olan yüzde 25’lik kira artış zam sınırı da dâhil olacak şekilde alınan tedbirler ise konut piyasasının kronik sorunlarını çözmeye yetmiyor. Ben bugün kısaca bu konulara değineceğim.

Resmi olarak açıklanan son verilere göre Mayıs'ta; Konut Fiyat Endeksi aylık yüzde 1,3 ve yıllık yüzde 45 oranında artış gösterdi. Fakat endeksi enflasyondan arındırdığımız zaman konut fiyatlarının reel şekilde gerilediğini görüyoruz. Mayıs ayında reel olarak konut fiyatları yüzde 14,9 oranında geriledi.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği Konut Satış İstatistikleri’ne göre de Türkiye genelinde Haziran'da 79 bin 313 konu satılmış. Bir önceki ay 110 bin şeklinde olan satış sayısı geçen yılın aynı ayında 83 bin 636. Söz konusu bu veriden yola çıkarak bu sene Ocak-Haziran döneminde 545 bin 74 adet konut satıldığını bu sayının da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,7 daha az olduğunu görüyoruz.

Son günlerin en çok konuşulan konuları arasında yer alan konut satışlarını satış şekline göre masaya yatırdığımızda  da söz konusu biraz daha netleşiyor. Zira ipotekli konut satışının bu senenin Ocak-Haziran döneminde geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 57,7 azaldığını görüyoruz. Dahası geçen senenin aynı ayına göre ipotekli satışlardaki düşüş de yüzde 49,4. Elbette bunun ana sebebi politika faizi artışı sebebiyle artan konut kredisi maliyetleri. Ayrıca bankaların konut kredisi limitlerini de aşırı biçimde düşürdüğünü de unutmayalım.

Tabii ki konut sektörünün içerisinde yer aldığı söz konusu durum bir anda meydana gelmedi. Bunda hızlı bir şekilde artış gösteren konut talebine yetişemeyen ve pandemi döneminde ciddi biçimde sekteye uğrayan konut arzının ve buna ek şekilde sürekli artış gösteren inşaat maliyetlerinin etkisi büyük. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan verilere göre; Mayıs ayındaki inşaat maliyet endeksindeki artış yıllık bazda yüzde 72,78 olurken; malzeme endeksindeki artış yüzde 58,75 ve işçilik endeksindeki artış da yüzde 108,93 oldu. Yani konut arz-talep dengesinden bağımsız bir biçimde yeni konutların maliyetinde ciddi artışlar var ve görünen o ki bir süre daha sürecek.

Söz konusu bu durum bize konut sektörü için ciddi bir sorunun olduğuna işaret ediyor. Yani her ne kadar konut fiyatları reel şekilde geriliyor gibi görünse de yeni konut üretmenin maliyeti her geçen ay giderek daha da artıyor. Bu bakımdan konut üreticilerinin yeni konut üretme iştahı önümüzdeki dönemde ciddi bir şekilde azalabilir. Hali hazırda da 1.  el konut satışları neredeyse tarihi düşük seviyelerde olduğunu da unutmayalım. Yani bir taraftan konut fiyatlarının gerilemesine sevinirken diğer yandan bir süre sonra konut sektöründeki arzın ciddi bir biçimde düşme ihtimali olduğunu not edelim.

Söz konusu bu sürecin konut üreticilerinin bir kısmını daha da zorlayacağı ve belki de bazı konut üreticilerinin hem bankalarla hem de piyasa ile ciddi sorunlar yaşamasına sebep olacağını öngörmek mümkün. Kendisi ile birlikte 250 alt sektörü destekleyen ve ciddi bir istihdam kaynağı olan sektörün durumunun kötüleşmesinin olası olumsuz etkilerini göz ardı etmemek gerekli.