İnşaatın Kahramanı!
Herkesin sustuğu yerde doğruyu konuşanlar kahraman olur. Herkesin yanlış yaptığı yerde doğruya çabalayanlar ise unutulmaz olur…
***
1960’ta kentlerde yaşayanların nüfusu toplam nüfusun yüzde 31,9’unu oluştururken nüfusun yüzde 68,1’i kırsal alanlarda yaşamını sürdürüyordu.
Ekonominin küreselleşmesi, hızlı sanayileşme ve Fordist üretim sistemine geçilmesiyle 1960’lardan sonra kırsal alandan şehirlere yoğun bir göç dalgası başladı. 2000’li yıllarda Türkiye’de kentleşme oranı yüzde 70’lere kadar çıkarken bugün nüfusun yüzde 90’ından fazlası kentlerde yaşıyor.
Kırsaldan kente göç edenlerin çok büyük oranı İstanbul, Ankara İzmir gibi büyük şehirleri tercih etti.
1960’larda İstanbul’da 1 milyon 880 bin 92 kişi, İzmir’de 1 milyon 63 bin 490 kişi yaşıyorken 2018 yılında İstanbul’un nüfusu 15 milyon 29 bin 231 kişiye, İzmir’in nüfusu 4 milyon 279 bin 677 kişiye çıktı
***
Göçle birlikte büyük şehirlerdeki nüfus oldukça yukarı çıktı ama bu nüfusu görüp de önlem alan çıkmadı. 1960’lardan bu yana büyük şehirlere düzensiz olarak bir göç ve beraberinde düzensiz bir kentleşmenin temeli atıldı.
1960’lardan bugüne zincirleme hatalarla geldik
55-60 yıl boyunca hatalarımızı tekrar ede ede bugüne geldik. Kimse sorumluluk almadı, kimse suçu kendisinde bulmadı, kimse düzeltmeye çalışmadı.
Her gelen bulduğu enkaza biraz daha yükleyerek altından çıkılamaz bir hale getirdi.
Kimse önlem almadığı için ülkenin yüzde 60’ı çarpık, yüzde 60’ı kaçak kaldı
***
24 Mayıs 2016
Başbakan Binali Yıldırım’ın 65. Hükümetini cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan onayladı. İnşaat sektörünün yıllardır beklediği, 55-60 yıllık enkaza dur diyecek bakan bu kabinedeydi.
Türkiye’de bir bakan ilk defa kendi partisinin iktidar olduğu illeri göstererek ‘ÇOĞU YOLSUZLUKLAR İMARDAN GELİYOR’ diyebilecek kadar cesur bir bakan…
Türkiye’deki tüm kaçak yapılaşmaları kayıt altına almak için imar barışı sürecini başlatan ve barıştan sonra kaçak yapı yapanlara ağır hapis cezası verilmesi için yasa yapılmasını isteyen bir bakan…
Kişilere sağlanan imar ayrıcalıklarını ortadan kaldırmak için parsel bazlı imar artışını yasaklayan ve bölgesel imar artışı imkanı veren düzenleme için çalışan bir bakan…
İmar yönetmeliğinde, müteahhitler tarafından art niyetli olarak kullanılan ek emsal gibi imtiyazlı maddeleri kaldıran bir bakan…
Kentsel dönüşümde kendi bakanlığının yetkilerini kısıtlayan ve yerel yöneticilere büyük yetkiler veren bir kentsel dönüşüm yasası yapmaya çalışan bir bakan…
Ülkedeki otopark sorununu kalıcı olarak çözmek için çalışma yapan tek bakan…
Yapı Denetim Yasasını değiştirerek, yapı deneti firmalarının müteahhitlere olan bağımlılığını sona erdiren bir bakan…
***
Mehmet Özhaseki
25 ay Çevre ve Şehircilik bakanı olarak görev yaptı, 25 ayda 25 yılda yapılmayanları yaptı.
Özhaseki bir şeyi çok iyi biliyordu.
Sorun olduğunu kabul etmeden sorunu çözemezsiniz.
Önce sorun olduğunu söyledi, önce haksızlık olduğunu söyledi sonra yola çıktı.
Özhaseki imar yolsuzluğu yapıldığını söyledi, dönemin sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘İstanbul’u katlettik’ dedi.
Bir şeylerin yanlış olduğu anlaşıldıktan sonra doğrular yapılmaya başlandı. Yatay mimari konusunda önemli adımlar atıldı. İmar rantının önüne geçilmesi için yasal düzenlemeler yapıldı. Geçmişe çizgi çekildi, geleceği kurtarmak için çabalanmaya başlandı.
Yıllardır beklediğimiz buydu.
***
Özhaseki’nin getirdiği yeniliklerin büyük bir kısmı müteahhitlerin aleyhineydi. Yeni imar yönetmeliği ve otopark yönetmeliği müteahhitleri çok fazla zora soktu. Hemen hemen tüm müteahhitler bu yönetmeliklere tepki gösterdi.
Şehirdeki çarpık yapılaşmadan, imar sisteminin bozukluğundan ve otopark sorunundan en çok şikayet eden müteahhitler kendilerine sorumluluk düştüğü anda hemen şikayet etmeye başladı.
Yeni imar yönetmeliğinin bazı maddelerini bende doğru bulmuyorum. Otopark yönetmeliği bana göre de uygulanabilir bir yönetmelik değil.
Ancak bir şekilde bu sorunlara karşı elimizi taşın altına sokmak zorundayız. Çıkan yönetmelikler her zaman birilerini mutsuz eder. İmar ve otopark sorunumuz var ama yıllarca kimse bu soruna dokunmaya cesaret etmedi.
Kimseyi mutsuz etmemek için hep sümen altı edildi. Ancak doğruya çıkmamız için birileri mutsuz olacaksa da bu olmak zorunda.
Özhaseki bu yüzden kahramandı. Herkesin gerçekleri konuşmaktan çekindiği bir ortamda doğruları konuştu. Herkesin kaçtığı sorunlarla yüzleşti.
Yanlış da yapmış olsa doğru da yapmış olsa en azından bir şeyleri değiştirmek için çaba harcadı.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.