İspanya'da Konut Krizi Kısır Döngü Haline Geldi
İspanya’da son 12 ayda, konut sorunu siyasi gündemin zirvesine yerleşti. Ülkede yaşayanların neredeyse yarısı, gelirlerinin yüzde 40'ını kira ve elektrik faturalarına harcıyor
Aşırı turizm faaliyetlerinin konut piyasasına olumsuz etkisi nedeniyle ülkede geniş kapsamlı protestolar düzenlendi. Bianet’te nakledilen bir habere göre; Krizin giderilmesi için hükümet ve Halk Partisi (PP) “yavaş” hareket etti, çünkü sorun başta yalnızca dezavantajlı grupları etkiliyordu. Şimdi ise krizden çalışan orta sınıf da etkileniyor. Barselona'nın eski şehri Ciutat Vella, bir zamanlar ilginç ve gizemliydi. Kent şu anda, turizm ve gelişen yatırımlar uğruna yerel halkın sürgün edilmesiyle kendisinin bir parodisi haline geldi. Kapı girişlerinde şifreli anahtar kasaları filizlenmiş, bu da turistlere tahsis edilmiş bir apartmanın habercisi. La Rambla üzerinde iki yüzyıl boyunca var olan bir eczane ve gömlekçinin yerini flamenko bebekler ve seramik boğalar satan dükkânlar aldı.
İSTATİSTİKLER ÇARPICI
İspanya kentleri, emlak spekülasyonu ve turistik konut sayısındaki patlamanın etkisiyle benzer bir dönüşüm hikâyesi anlatıyor – yüksek kiraların yerel halkı ve geleneksel işletmeleri kentin dışına atması, mahallelerin küresel zincirlere, hediyelik eşya dükkânlarına, hamburgercilere ve manikür-pedikürcülere devredilmesi. İspanya’daki konut krizini açıklayan istatistikler de oldukça çarpıcı. Kiralar son on yılda yüzde 80 artarak ücretlerdeki artışları geride bıraktı ve İspanya Merkez Bankası'nın yakın tarihli bir raporuna göre İspanya'da yaşayanların neredeyse yarısı, gelirlerinin yüzde 40'ını kira ve elektrik faturalarına harcıyor.
İKİYE BÖLÜNECEK
Başbakan Pedro Sánchez, geçen pazartesi yaptığı bir konuşmada, ülkenin “konut acil durumunu” hafifletmek için 12 maddelik bir plan açıkladı ve sosyal konutların toplam stokunun İspanya’nın yalnızca yüzde 2,5’ini oluşturduğunu; bu oranın Fransa’da yüzde 14, Hollanda’da ise yüzde 34 olduğunu belirtti. The Guardian’da yer alan habere göre, Sánchez, açıklamasına şöyle devam etti: “Eğer harekete geçmezsek, Avrupa ve İspanyol toplumu sonunda ikiye bölünecek: Bir ya da daha fazla evi olan ve gelirlerinin çoğunu eğitim ve seyahat gibi kalemlere harcayabilenler ile kira ödemek için hayatlarını çalışarak geçiren, yaşlandıklarında yaşadıkları evin sahibi olamayanlar.”
ORANTISIZ KİRALAR
Sánchez, 2018 yılında göreve gelmeden önce ülkede devlet destekli bir konut politikasının olmadığını belirterek, önceki PP hükümetini, “ideolojik, neoliberal bir politika” izlemekle eleştirdi. Sánchez, koalisyon hükümetinin bazı bölgelerde "orantısız" kira fiyatlarını sınırlayan bir yasa çıkararak 3 bin 300 konut ve 2 milyon metrekarelik araziyi, gençler ve aileler için uygun fiyatlı sosyal konutlar inşa etmek amacıyla kurulan bir kamu şirketine devrettiğini duyurdu. Ayrıca, boş mülkleri uygun fiyatlara kiraya verenlere teşvikler, turistik konutlar için ise daha yüksek vergiler ve sıkı düzenlemeler önerdi. Başbakanın en dikkat çekici önerisi, AB dışındaki ülkelerden (örneğin Birleşik Krallık) gelen yabancılara, İspanya'da satın aldıkları gayrimenkuller için yüzde 100'e kadar vergi uygulanması. 2023'te yalnızca AB dışı ülkelerden 27 bin ev satın alındığını belirten Sánchez, bu evlerin yaşamak için değil, yatırımcıların kısa vadeli kazanç elde etmek isteğiyle alındığını söyledi. Sánchez’in önerisi, İngiltere basınında yer alan bazı yayınlarca eleştirildi ve "vahşi vergi artışı" şeklinde yorumlandı. PP, Sánchez’in önerisini “yabancı düşmanı” olarak nitelendirip, kendi vergi indirimlerine dayalı konut planlarını sundu ve hükümetin bu tedbiri desteklemeyeceğini belirtti. Madrid'deki Kiracılar Birliği ise hükümetin ev sahiplerini kiracılara tercih ettiğini söyledi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.