İstanbul, Ankara, Bursa Yaptı: Sırada İzmir Var!
Kentler ve insanlar birçok konuda birbirlerine benzerler. İkisi de doğar, büyür, yaşar ve ölür. Her insan birbirinden farklı olduğu gibi, her kent de birbirinden farklıdır.
Her kentin ihtiyaçları farklıdır.
Bu yüzden kentlerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek planlar yapmak zorundayız.
Karadeniz’deki bir kent ile Ege’deki, Marmara’daki veya Güneydoğu’daki bir kente aynı planları uygulamak uygun değil.
***
Kenti inşa edenlerin tamamı, her kentin kendine özgü yönetmelik hazırlanması gerektiği konusunda hemfikir.
Coğrafya, kent tarihi, kültürel miraslar inşa edilen yapılar üzerinde belirleyici bir faktördür.
İzmir’deki bir inşaatçı geniş balkon kullanırken, Erzurum’daki bir inşatçı balkonu düşünmez bile…
Güneydoğu’da nüfustan dolayı çok büyük daireler revaçta iken, batıda küçük daireler daha çok revaçta.
İzmir’deki bir yapı üzerinde batı etkisi hissedilirken, Urfa’daki bir yapıda Ortadoğu etkisini görürsünüz.
Tüm bu faktörleri göz önüne aldığımızda kentlerin kendi imar planlarına ne kadar çok ihtiyaç duyduğu apaçık ortaya çıkıyor.
***
Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni tip imar yönetmeliğinin 1 Ekim 2017’de yürürlüğe girmesinin ardından 20 Mayıs 2018 tarihli resmi gazetede İstanbul, 27 Mayıs 2018 tarihli resmi gazetede Bursa, 8 Haziran 2018 tarihli resmi gazetede Ankara’nın imar yönetmelikleri yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu imar yönetmelikleri genel olarak Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmeliğe bağlı kalmakla beraber ufak dokunuşlar yapıldı.
Örneğin; İstanbul’da yüksek ve yoğun yapılaşmadan dolayı daha ferah dairelere ihtiyaç duyulduğundan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından çıkarılan imar yönetmeliğinde tavan yüksekliği 3 metreden 4 metreye çıkarıldı.
Yapılaşma koşullarını bakanlık belirlesin ama yapı özelliklerinde belediyeler daha etkin rol oynasın. Kenti en iyi bilen belediyeler olduğuna göre kentin ihtiyacına yönelik en doğru yönetmelikleri da belediyeler hazırlayacaktır.
***İzmir, kendi imar yönetmeliğine en çok ihtiyaç duyulan kentlerin başında geliyor. Merkezi hükümet yerel yönetimlere istenilen düzeyde yetki vermiş değilse de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, İzmir’in imar yönetmeliği konusunda hiçbir çalışması olmadı. 8 bin 500 yıllık köklü bir tarihe sahip, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, mimari birikimi yüksek, coğrafi anlamda dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İzmir’in bu kültürden, bu birikimden daha çok yararlanması gerek.
Kenti gecekondulaşmaya mahkum etmek yerine kente yeni bir kimlik, özgün bir mimarlık kazandıracak bir imar yönetmeliği hazırlanması gerekiyor.
Yönetmelik hazırlanırken kenti inşa eden müteahhitler, mimarlar, mühendisler ve toplumun ilgili tüm kesimlerinin de görüşleri dahil edilmeli.
Şehri güzelleştirmek için çaba harcamadığımız her dakika şehir daha da çirkinleşir. Bu yüzden hiç vakit kaybetmeden kentin ihtiyacına münhasır, bütüncül ve katılımcı bir yönetmelik hazırlamalıyız.
Not: İzmir’in kendisine ait bir imar yönetmeliğinden önce 1/5000 ve 1/100.000’lik planları yapmaya ihtiyacı var. Bu konuyu da gelecek haftaki yazımda kaleme alacağım.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.