Konutlardaki değer kaybında dibin görünüp yükselişi geçme sürecinin başladığını belirten İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı ve TEKNİK Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, fiyat artışını zorunlu kılacak gelişmeleri anlattı.

Konutta kaybedilen kazanç değerlenme ile yeniden yerini bulacağını anlatan Durbakayım, şu şekilde konuştu: “Bunun iki nedeni var. Birinci neden inşaat maliyetlerinde yüzde 60’lara varan artışların hâlâ konut fiyatlarına yansıtılmamış olması, ikinci neden ise yeni alınan inşaat ruhsatı sayısının yüzde 55 azalmış olması. Bu oran daha da artmaktadır. Bugün mevduattan kazanan kesimin elde edecekleri kazançları ile yakında fark edilecek olan gayrimenkuldeki artış hızını yakalaması mümkün değil. Bu hep böyle olmuştur. Artık sektörün yukarı doğru hareketi başlamıştır. Bunun kamuoyuna daha etkin anlatılması gerekiyor. Neticede gene halkımız zarar görüyor. Bunu banker döneminden sonra da yaşadık. Gayrimenkul, yatırımcılar için en güvenli doğal limandır. Bugün gayrimenkulünü satıp faize yatıranlar, yarın geri dönüp sattığı gayrimenkulün yarısını bile alamayacaktır.”

Mağduriyetler giderilmeli

Sektöre yeni bir açılım getirilmesinin gerekliliğini kaydeden Durbakayım, önümüzdeki dönemde tüketiciler cephesinde mağduriyetler yaşanmaması için yeni bir sistemin şart olduğunu kaydetti. Son iki yıldan beri proje risklerin sadece müteahhitler tarafından taşınmasının istenmeyen mağduriyetlere yol açabileceği yönünde uyarılarda bulunduklarını hatırlatan Durbakayım, “Geçtiğimiz 6 aylık sürede maalesef bunun gerçekleşmesini izlerken, uyarılarımızda haklı olduğumuzu da gördük. Bu nedenle önümüzdeki dönemlerde tüketici mağduriyeti yaşanmaması için yeni bir sistemin şart olduğunun altını bir kez daha çiziyorum” dedi.

Önemli öneriler

2019 yılında yeni bir proje üretim sistemin hayata geçmesi için çalışmalar yapılacağını açıklayan Durbakayım, “Yasal düzenlemeler için ilgili kurumlara rapor hazırlandı. Bu kapsamda projelerin uluslararası piyasalarda SPV (Special Purpose Vehicle) adı verilen iş ortaklığı veya ortak girişim benzeri ‘işe özel geçici şirketler’ altında geliştirilmesini öneriyoruz. Bu sistemde arsa sahipleri de bu şirketlere hissedar olacak ve proje finansmanının teminatı olarak da SPV şirketinin hisseleri finans şirketlerine (bankalara) rehin edilecek” ifadelerini kullandı.