Korona Sonrası Balkonlu ve Güneş Alan Konutlar Tercih Edilecek
Covid-19, birçok sektörün yol haritasını değiştirdi. Yeni yaşam şekilleri ve kentsel dönüşümle değişen konutların mimari özellikleri, bu kez de korona nedeniyle değişti.
Koronavirüs nedeniyle ekonomideki dengeler değişirken, Türkiye ekonomisinin en önemli güçlerinden biri olan inşaat sektöründe de değişim rüzgarları esiyor. Son birkaç yıldır hareketli olan ve Cumhuriyet tarihinin satış rekorlarını gerçekleştiren konut sektöründe de yeni nesil konutların hatları belli olmaya başladı. Değişen trendler ve yaşam şekilleri, kentsel dönüşüm, konutun yatırım aracı olarak değerlendirilmesi gibi pek çok faktör nedeniyle İstanbul’da konut metrekareleri düşerken, konut tiplerinde de 2+1’ler ağırlık kazanmıştı.
Koronavirüs dolayısıyla ofislerin evlere taşınması, eğitim hayatının evden devam etmesi, sokağa çıkma yasağı gibi nedenler konutlarda yeni dönem anlayışını da beraberinde getirdi. AYİDER Başkan Yardımcısı ve AE Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Ahmet Erkurtoğlu, “Son dönemde mimari anlayışta bazı değişikliklere gidilmişti. Müteahhitleri isteği doğrultusunda Fransız balkon olarak tabir ettiğimiz, salonlarda tavandan yere kadar uzanan pencerelerin açıldığı sistemler mevcuttu. Oysa kültürümüzde balkonlarda oturmak mevcuttu. Korona nedeniyle evdeki balkonların ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Bunun dışında özellikle kentsel dönüşümle birlikte azalan metrekarelerin yerini daha büyük metrekareli evler almaya başlayacak. Güney cepheli konutlar değer kazanırken, suyun önemini bir kez daha anladığımız bu günlerde enerji tasarrufu sağlayan konutların değerleneceğini öngörüyoruz. Başka bir deyişle enerji ve su tasarrufu sağlayan yeşil binalar kazanacak” derken, şehrin yeni yerleşen yerlerinde hayat bulacak yatay mimariye sahip binaların tercih nedeni olabileceğini belirtiyor.
Konut ile ofis iç içe geçecek
Nüfus yoğunluğunun daha az olduğu semtlerde, yeni gelişen bölgelerde konut satışlarının hız kazanacağını söyleyen Mimar Ahmet Erkurtoğlu, yeni binalarda konut ile ofislerin iç içe geçeceğini de sözlerine ekliyor. “Koronanın binaların mimarisini değiştireceği bir konu da evlerin aynı zamanda home ofis olarak değerlendirilecek olması. Korona sürecinden bu yana boş ofisler 2 katına çıktı. Home ofis sisteminin yürütülüyor olduğunun görünmesi nedeniyle şirketler ofislerini küçültürken, çalışanlar da evlerindeki koşulları değiştirecek. Şu an dünyada da bu yöne doğru bir değişim söz konusu. Yeni konsept kesinlikle ofisin ve evin iç içe geçtiği yaşam alanları olacak.” diyen Erkurtoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin; bir avukat ya da mimar aynı binada hem ofis için ayrı bir yer hem de konut için ayrı bir yer tutacak. Bunun dışında bir mimar olarak şöyle düşünüyorum. Evin antresinden bağlanılan, odası ve banyosu olan ayrı bir ofis yeri oluşturulacak. Yani evin antresinden kapı açılıp ofis alanına geçilecek.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.