Ödeme Gücü Olmayan Dar Gelirlilerin Konutlarına Devlet Ortak Olacak!
Kentsel dönüşüm yasasında yapılan düzenlemeye göre; dönüşüm için 'ödeme gücü olmayan dar gelirli ve yoksul kişilerin evlerine devlet 'paylı mülkiyet esaslarına göre' ortak olabilecek. Peki bu sistem nasıl işleyecek? İşte ayrıntılar...
Kentsel dönüşüme ilişkin düzenlemeleri kapsayan ve TBMM Genel Kurulunda kabul edilen "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" Resmi Gazete'de yayımlandı ve yasalaştı.
Kanunda uygulanan değişiklikler arasında bulunan 'ödeme gücü olmayan dar gelirli ve yoksul vatandaşlar için oturum hakkı tanıyan' madde dikkatleri topladı.
Kentsel dönüşümde yeni kanun ile ilgili detaylar merak ediliyor.
DEVLET, KONUTLARA ORTAK OLABİLECEK
Habertürk'ten Ahmet Hamdi Girgin'in haberine göre; kanunda yer alan'ödeme gücü olmayan dar gelirli ve yoksul vatandaşlar için oturum hakkı tanıyan' maddeye göre, dönüşüm için 'ödeme gücü olmayan dar gelirli ve yoksul vatandaşlar'ın konutlarına devlet, 'paylı mülkiyet esaslarına göre' ortak olabilecek.
Ev sahibi ve eşi, hayatı boyunca evde oturum hakkı elde edecek. Vefat halinde ise ev sahibinin çocuklarına alım konusunda öncelik verilecek. Ev sahibi, ödeme gücüne ulaşırsa güncel değer üzerinden konutu satın alma imkanı yakalayacak.
Ortaklık durumunda 'oturum sırasında yaşanacak tadilat-tamirat bedellerinin ödemesinin kim tarafından yapılacağı', 'konut sahibi konutu satmak isterse satış bedeli nasıl belirlenecek', 'konut sahibi daha sonra başka bir ev alırsa bu hakkını kaybedecek mi', 'konut sahibi konutu kiraya verebilecek mi', 'konut sahibi konutu kısa süreli kiralamaya açarsa kazanılan bedel paylaşılacak mı', 'konuta afet sonucu zarar gelirse ne olacak', 'evlenme-boşanma gibi durumlarda mülkiyet hakkı kimde olacak' gibi sorular gündeme geldi.
PAYLI MÜLKİYET ESASLARINA GÖRE TESCİL EDİLECEK
Kanun metninde uygulamaya ilişkin "Yoksul veya dar gelirli olarak kabul edilenlere verilecek bağımsız bölümler için hak sahibinin borçlanmasının gerekmesi fakat hak sahibinin borçlanma bedelini ödeyecek mali gücünün bulunmaması halinde, hak sahibi adına isabet eden bağımsız birimin tapuda hak sahibi ile Başkanlık adına paylı mülkiyet esaslarına göre tescil edilmesi mümkün olduğundan, bu şekilde bir durumda hak sahibinin üzerine kayıtlı ikamet edebileceği konut nitelikli başka bir gayrimenkulü bulunmuyor ise bu bağımsız bölümler üzerinde hak sahibine ve hak sahibi evli ise işlem yapıldığı tarihteki eşine oturma hakkı sunulacak" ifadelerine ver verildi.
Av. Ali Güvenç Kiraz, bu maddenin ne anlam taşıdığını açıkladı. Kiraz, konuya ilişkin açıklamasına "Yoksul veya dar geliri olarak kabul edilenlere verilecek bağımsız bağımsız bölümler için hak sahibinin borçlanmasının gerekmesi" ifadelerini kullanarak başladı.
Hak sahibinin borçlanma bedelini ödeyecek mali gücünün olmaması halinde, hak sahibi adına isabet eden bağımsız birimin tabuda hak sahibiyle başkanlık ismine payide mülkiyet esaslarına göre tescil edilmesinin mümkün olduğuna dikkat çeken Kiraz, bu durumda hak sahibinin üzerine kayıtlı ikamet edebileceği ev niteliğinde başka bir gayrimenkulü yoksa, u bağımsız bölümler üzerinde hak sahibine ve hak sahibi evli ise işlem yapıldığı tarihteki eşine oturma hakkı verileceğini dile getirdi.
YARI BORÇLANDIRMA VE TAM BORÇLANDIRMA VAR
Açıklamasında "Şimdi rezerv yapı alanı ya da başka bir yerde, riskli alan da olabilir. Bu projelerde daha öncesinde uygulama neydi? Paranızı ödeyin, katılın, borçlanın diyorlardı ve zorunlu borçlanma yapılıyordu. Örnek veriyorum, TOKİ kentsel dönüşüm alanı ilan etti, kişiyi borçlandırdı 500 bin Türk Lirası. Sonuçta inşaatı yapacak, kendisine de bir tutar pay kalıyor ya da hiç kalmıyor, tamamen borçlandırıyor" şeklinde konuşan Ali Güvenç Kiraz, yarı borçlandırmanın da tam borçlandırmanın da olduğunu söyledi.
Yarı borçlandırmada; 100 konutluk bir yer de 150 daire yapıldığını, 50'sinin alındığını ama yetersiz maliyet sebebiyle 100 kişiye de borç çıkarıldığını belirten Kiraz, tam borçlandırmayı da "100 daireli yere 100 konutu tamamen ben yapıyorum TOKİ olarak. Kendime bir pay kalmıyor, bağımsız bölüm almıyorum, bütün maliyeti vatandaşa borçlandırıyorum" diyerek açıkladı.
Kiraz, bu iki alacaklarını almakta çok zorlandığının ve konutları satışa çıkarma, kredinin paraya çevrilmesi, ipoteğin paraya çevrilmesi süeçlerinin çok uzun bir süreç olduğunun altını çizdi. Bu süreçte ya vatandaşlar mağdur oluyor ya da o konutlar ihalede yarı yarıya satılıyor ve kamu zararı da oluşuyordu.
Ali Güvenç Kiraz, yeni düzenleme ile ilgili "Başkanlık diyor ki; ben borçlandırdığım zaman diyor, 'ödeyebilen ben borcumu öderim' diyecek diyor. Burada problem yok. Bazı vatandaşlar da diyecek ki bazı vatandaşlardan kasıt, dar gelirli ve yoksul; onu ispatlaması koşuluyla... Yani bazı vatandaşlar da herkes değil, kişi yoksulluğunu, dar gelirli olduğunu ispatlarsa, işte Türkiye sınırları içinde ikamet edebileceği, kendisine ait başka bir mülkü bulunmayacak mesela, kriterlerden biri bu" açıklamalarını yaptı.
Ayrıca, bu durumda sizin evinize 500 bin TL kapsamında ortak olunacağını aktaran Kiraz, "Diyelim ki dairenin diğeri 2 milyon TL, 500 bin lira verdi konutunuzu inşa etmek için, ne oldu, yüzde 25 ortak oldu veya 1 milyon olsa yüzde 50 ortak oldu. Yüzde 50 normalde ne anlama gelir? Müşterek mülkiyet demektir, ben aslında istediğim zaman bu konutu satışa çıkarabilirim, istersem payımı satarım, istersem izale-i şuyu açıp, ortaklığın giderilmesini isteyebilirim ama diyor ki "Hayır, ben bunu yapmayacağım sana. Sen yüzde 25-50-60-70 neyse, ben seninle ortağım bu konuta, ben sana medeni kanunda bulunan sükna (oturma hakkı) vereceğim diyor" ifadelerini kullandı. Sükna hakları ölene kadar.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.