Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde inşaat sektörü ve konut alımı için açıkladığı destek paketleri yeterli bulunmadı. Antalya Ticaret Sanayi Odası İnşaat Faaliyetleri Komite Başkanı Hasan Tunç, bu paketlerin piyasaya biraz hareketlilik katacağını fakat önemli olanın fiyat artışlarının önüne geçmek olduğunu söyledi. Tunç, "1 milyon liralık konut kredisi kullanımında 10 yıl vadeli geri ödeme planı aylık taksitinin 14 bin 279 lira gibi bir rakam olması düşündürücü” dedi.

DİREKT ETKİLENİYORUZ

Antalya Ekspres Gazetesi'nden Dilan Eray'ın haberine göre; Türkiye’de inşaat sektörünün ülkenin ekonomik gidişatından direkt etkilenen sektörlerin başında geldiğini anlatan Başkan Tunç, “Çünkü inşaat sektörü 200’den fazla alt sektörle birlikte yürümektedir. Bu nedenle inşaat sektörüne destek verilmesini olumlu karşılıyoruz. İnşaat sektöründe maliyetler sürekli artıyor ve buna bağlı olarak aynı oranda konut fiyatları yükseliyor. Birinci pakette ilk defa konut alacaklara yüzde 0,99 faiz oranıyla kredi desteği verilerek konut satışlarının arttırılması amaçlanıyor. İlk defa konut alacaklar için kredi faiz oranı kadar konutun fiyatı da önem arz ediyor. Ama fiyatlar zaten yüksekken dövizin sürekli artış halinde olması konut fiyatlarını alınamaz bir seviyeye getiriyor. İkinci paket olan döviz ve altın varlıklarını Türk lirasına dönüşümünü teşvik edecek paket ile de döviz ve altın varlıklarını bozanlara yüzde 0,89 faiz ile kredi desteği veriliyor. Bu paket oldukça önemli çünkü yatırımını konuta yapacak olan insanlar sürekli değişen kur sebebiyle temkinli davranıyorlardı. Bu da konut alımını düşürüyordu. Bu paket konut satışlarını arttırmakta önemli rol oynayacaktır” ifadelerini kullandı.

SOSYAL KONUT PROJELERİ

Tunç, “Üçüncü paket olan inşaat şirketlerine ‘Özel Kredi Garanti Paketiyle’ de 1 Mayıs itibariyle asgari yüzde 40’ ı tamamlanmış yüzde 50’si satılmamış inşaat sahibi KOBİ ve KOBİ dışı inşaat şirketlerinin tamamlanmayan inşaatlarını tamamlamaları hedeflenmekte. Tamamlanmayan inşaatlar nedeniyle çok fazla mağduriyet oluşuyordu. Bu paket mağduriyetlerin giderilmesi açısından önemli ve gerekliydi. Düşük gelir grubundaki vatandaşlarımızı ev sahibi yapmaya yönelik sosyal konut projeleri için TOKİ’ye finansman ayrılması vatandaşlarımızın ev sahibi olabilmelerini kolaylaştıracaktır. Küçük ölçekli müteahhitlere şehir içindeki küçük parsellere konut yapabilmeleri için uygun maliyetli kredi verilmesi müteahhitler için son derece faydalı olacak. Bunun yanında metrekaresini belli bir fiyatın üzerinde satamamaları şartı koyulması ile de fahiş fiyatların önüne geçileceğini düşünüyorum” dedi.

FİYAT ARTIŞININ ÖNÜNE GEÇİLMELİ

Nüfus artışı ve genç nüfus büyüklüğüne paralel olarak ve bunun yanı sıra dışarından gelen göçlerin de etkisi ile her geçen gün konut ihtiyacının arttığını vurgulayan Tunç, “Bu ihtiyaca rağmen son 2-3 yılda inşaat sektöründeki üretimin azalması, arsa ve malzeme fiyatlarında ki artış, kira ve konut fiyatlarına da yansıyor. Konuta ihtiyaç olmasına rağmen inşaat maliyetlerinin artışları hem üretim yapan firmaları hem de tüketicileri finansman sorunu ile karşı karşıya bıraktı. TÜİK verilerine göre inşaat sektörü 2017 yılında yüzde 7,7’lik istihdam oranı ile ekonomimize en çok katkı sağlayan sektörlerin başında geliyor. Covid-19’dan sonra bu oran yüzde 5,5’a kadar düştü fakat son olarak 2021 yılında yüzde 6,3 olarak açıklandı. Bu anlamda da canlandırılması, canlı tutulması yönündeki her türlü desteğe olumlu bakıyoruz. Üç pakette elbette sektörün canlanmasına katkı sağlayacaktır. Fakat belirttiğim gibi maliyetlerin sürekli artması konut fiyatlarını alınamayacak seviyeye getirdi. Bu paketlerin yanında malzeme fiyatlarının artışının önüne geçilmesi için maliyetleri düşürücü politikalar izlenmesi gerekiyor. İnşaat sektöründeki firmalara verilecek uygun maliyetli kredi uygulaması, vergi indirimleri ile maliyetin düşürülmesine yönelik yapılan çalışmaların son derece faydalı olacağını düşünüyorum. İnşaat sektöründe ki ana malzeme gruplarında demir, çimento, seramik vb. ihracatın azaltılarak iç piyasaya verilmesi, bu ürün gruplarında yapılacak KDV oranının yüzde 8’e düşürülmesinin maliyetlere yansıması da olumlu katkı sağlayacaktır” önerilerinde bulundu.

KENTSEL DÖNÜŞÜME DİKKAT ÇEKTİ

Firma sahiplerine fiyat istikrar politikası ile kredi desteği verilmesinin inşaat üretimi hızını arttırarak malzemeciden, çalışanına, işçisine piyasaya canlılık getireceğini ifade eden Tunç, “Ülkemizde 7 milyon konutun Kentsel Dönüşüm Projesi ile yenilenmesi gerekiyor. Kentsel Dönüşüm için yüzde 10 teminat alınıyor kentsel dönüşümün hızlanması için bunun kaldırılması gerekiyor. Şehir merkezlerinde ki arsaların değerlendirilmesinin yanı sıra sağlam ve güvenli yapılarda yaşamamız açısından kentsel dönüşüm oldukça önemli. Kentsel dönüşümün hızlandırılması ile ilgili firma ve arsa hak sahiplerine yapılacak finansman desteği sektöre canlılık getirecek” ifadelerine yer verdi.

PAKETLER YETERLİ DEĞİL

Konut fiyatlarındaki artışın durması için bu paketlerin yeterli olacağını düşünmediğini anlatan Tunç, “Enflasyonun bu denli yüksek olduğu bir dönemde inşaat maliyeti de enflasyondan daha fazla oranda yükselmekte. Konut fiyatlarının düşmesi için inşaat maliyetleri azalması gerekiyor. Paket açıklanmadan önce ve sonra dövizde artış devam ediyordu. Dövizin artması direkt olarak inşaat malzemelerini etkiliyor. Bu paketler önemli ama dediğim gibi maliyetlerin, enflasyonun artış halinde olması paketlerin etkisini azaltacaktır. Uygun kredi koşullarının sağlanması kadar düşük gelirli ve orta gelirli bireylerin kolaylıkla ödeyebileceği taksitlerin olması da en az kredi oranları kadar önemli. 1 milyon liralık konut kredisi kullanımında 10 yıl yani 120 ay vadeli geri ödeme planı aylık taksitinin 14 bin 279 lira gibi bir rakam olması düşündürücü” dedi.