Orta Gelirli Yüksek Fiyatlardan Ötürü Konut Alamıyor
Mars Investment İcra Kurulu Başkanı Hakan Bucak, İnşaat maliyet endeksi Kasım 2021 verilerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Bucak, maliyetlerdeki artışın yeni konut üretimini olumsuz etkilediğini, arz-talep dengesizliğine neden olduğunu ifade etti.
İnşaat maliyet endeksi Kasım 2021 verileri Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından duyuruldu. Endekse göre inşaat maliyetinde kaydedilen yükseliş yıllık bazda yüzde 48,87, aylık bazda yüzde 7,94 oldu. Mars Investment İcra Kurulu Başkanı Hakan Bucak, endeksin bina, malzeme ve işçilik gibi alt kırılımlarında da maliyet yükselişi yaşandığına dikkat çekti ve 2022'de de bu durumun kısmen devam edebileceğini vurguladı.
Maliyetlerdeki yükselişin yeni konut üretimini olumsuz etkilediğine, arz-talep dengesizliğine neden olduğuna da vurgu yapan Hakan Bucak, “Maliyetlerdeki artış nedeniyle gayrimenkul şirketleri yatırım ikileminde kalıyor. Arsa bedellerinde çok daha rasyonel bir durum oluşması halinde sektör diğer maliyetleri daha rahat yönetebilir bir duruma gelebilir” açıklamasında bulundu.
İnşaat maliyet endeksi Kasım 2021'de bir önceki aya göre yüzde 7,94, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 48,87 arttı. Yeni konut üretimini negatif yönde etkileyen maliyet yükselişi, TÜİK tarafından yayınlanan endeksin alt kırılımlarında da sürdü. Buna göre 2020'nin aynı ayına göre malzeme endeksinde yüzde 60,13, işçilik endeksinde ise yüzde 22,50’lik artış kaydedildi. Arsa tutarları, hammadde, navlun ve kur kaynaklı yükselişler yüzde 90’ı, 10 ile 20 konut üreten müteahhitlerden oluşan sektörü olumsuz etkilerken bu durum yeni konut üretiminde de kendini gösterdi. Türkiye’nin büyük inşaat üreticileri başta olacak şekilde sektördeki pek çok oyuncu Mars Investment İcra Kurulu Başkanı Hakan Bucak’ın ifadesine göre “Konut üretsem mi, üretmesem mi?” ikileminde kaldı.
Hammadde, navlun, enerji giderleri ve arsa bedelleri gayrimenkulde bilançoları bozdu
Hakan Bucak konuyla ilgili değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“Genel olarak pandeminin başladığı tarihten bu yana bir arz sıkıntısı söz konusu. Tedarik, üretim ve stok sorunu hammadde tarafında maliyet artışına neden olurken, deniz ulaşımında yaşanan navlun problemi ile işletme giderleri katlandı. Yine enerji tarafında yaşanan fiyat artışları ve buna eşlik eden kur şokları bilançoları yönetilebilir olmaktan çıkarmaya başladı. Gayrimenkul sektör temsilcileri bu noktada gelecek projeksiyonu oluşturmakta ciddi manada zorlandı; ama buna rağmen yine de oluşan talebe cevap vermeye çalıştılar. Şu anda sektör altı ay öncesine göre daha hareketli. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki; sektör henüz tam manasıyla dengeye oturmuş değil.”
Konut fiyatları rasyonel olmaktan çıktı, alıcı tedirgin
Sektörün yeniden hareketlenebilmesi için ilk etapta yapılması gerekenlere ilişkin de açıklamalarda bulunan Hakan Bucak, “Kur korumalı TL vadeli mevduat uygulaması ile belli bir banda çekilen kurda istikrarı devamlı kılacak yeni düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu büyük oranda dövize endeksi olan sektörde özellikle fiyatlarda yönetilebilir rakamların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Ve fakat bu tek başına yeterli olmayacaktır, çünkü en büyük maliyet artışına neden olan arsa bedelleri rasyonel olmaktan çıktı. Oradaki suiistimalleri ortadan kaldıracak düzenlemelere gayrimenkul geliştiricilerin ciddi ihtiyacı bulunuyor. Arz ve talep dengesizliğinden oluşan yüksek fiyatlar bir balon oluşturabilir. Sektörün yakın gelecekte, ‘fiyatlama krizi’ yaşamaması için arz üretimi ile denge sağlanmalı. Burada kamu kurumlarına büyük iş düşüyor. Şu anda böyle de bir durum söz konusu. Dolayısıyla orada da daha rasyonel fiyatların tekrar konuşuluyor olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Hakan Bucak, şu anda konutların ağırlıkla yüksek gelir grubuna satıldığının altını çizerek, “Orta gelirli yüksek fiyatlardan ötürü konut alamıyor. Düşük gelir grubunda bulunanlar için ise konut almak artık hayal oldu. Yüzde 24’e yükselen konut kredilerinden dolayı yakın gelecekte yeni fiyatlamaların oluşmasını görebiliriz. Şu anda ağırlıkla alıcı durumda bulunan grubun almayı bırakması halinde çok daha büyük sıkıntı ortaya çıkacak. Bunu bilerek sektörün bütün paydaşlarının ortak karar ile hareket etmesi gerekiyor” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.