Hürriyet'ten Elif Ergu, Pekerler İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Peker ile röportaj yaptı. Peker, "Bitlis’te doğdum, Ankara’da büyüdüm. Bu proje bizi İzmirli yapıyor" dedi...

Sizin aileniz Bitlisli. Siz Ankara’da büyümüşsünüz. Nasıl başlıyor ailenin bu işlere girme hikâyesi?
Dedem, annemin babası Bitlis’te müteahhitliğe başlamış, 1976 yılında babamlara bir taahhüd işinde dedem yardımcı oluyor ve babamlar da işe öyle başlıyor. Dedem yaptığı işlerden birini babam ve amcamlara veriyor. Babam ve amcamlarım tamamı ilkokul mezunu. İşi işte öğrenmişler. İlk işler de hep Bitlis’te yapılmış. Bu sektörde 42 yıllık geçmişimiz var. 1986 yılına kadar Hüsamettin Peker İnşaat olarak iş yaparken, 1986 sonrasında Ankara’ya gelen aile Pekerler İnşaat olarak çalışmaya devam ediyor. Biz de 3 kardeşiz. Ablam var, bir de erkek kardeşim var. Mimar olan erkek kardeşim de şirkette. Ben hep Ankara’da okudum. Ben büyürken şirket alt yapı çalışmalarına girdi. 1990’lardan sonra Milli Savunma Bakanlığı projeleri başladı.

O dönem daha büyük işlere adım atılan yıllar olmuş...
Aynen. Şirket için dönüm noktası 1998 yılında GATA Kardiyoloji Hastanesi’nin yapımı. O hastaneyi yaptık ve o hastaneyle birlikte hastane işinde ustalaştık. O dönemde kullanılan teknolojiler hâlâ kullanılıyor. Çok hastane yaptık. 30-35 hastane yaptık. Hastane işlerine çok odaklandık.

EN İYİ UYGULAYAN ŞİRKETİZ

Bitlis’te doğdu Ankara’da büyüdü İzmirli oldu

Nedir sizi bu işlerde ustalaştıran özelliğiniz?
Türkiye’nin farklı illerinde hastaneler yaptık. Malum çoğu hastane eskiydi ülkemizde. Çoğu hastane de hastane olarak yapılmamıştı. Hastane olarak yapılmamış bir yerin hastane olması baştan yanlış. Biz uzun dönemdir deprem riskini de çok iyi hesaplayarak hastane yapıyoruz. İnşaat sektöründe deprem izolatör modüllerini en iyi uygulayan şirketiz diyebilirim. Deprem sırasında ve deprem sonrasında hasar görmeden çalışacak hastaneler yapıyoruz. Deprem sırasında ameliyat yapan bir cerrah bizim yaptığımız hastanelerde deprem olduğunu anlamıyor.

İzmir’e öyle mi yaklaştınız?
Aslında doğru. 2015-2017 yılları arasında Manisa Hastanesi’ni yaparken İzmir’e sık sık geldik ve  İzmir  radarımıza girdi. Bir de şunu sektördeki herkes gibi biz de görüyoruz. İzmir her anlamda çok cazip. Yaşam kalitesi çok yüksek bir yer.

Ben İzmir’e çok gelip gittim. Uzun zamandır haftanın 3-4 gününü İzmir’de geçiriyorum. Biz projeyi aldıktan sonra İzmir’e bakışımız da değişti. İzmir’in yaşam dinamiklerine uygun en iyi projeyi ortaya çıkarmak için bir araştırma yaptırdık. İzmir özel bir şehir. Çok farklı bir dokusu var.  Pazar araştırmasının ortaya çıkardığı mimari brife uygun bir yarışma düzenledik. Yerel 5 firma katıldı.

Ne çıktı bu araştırma sonuçlarında?
İzmirliler yaşam kalitelerine düşkün insanlar. İzmir’in kentsel tasarımına baktığımızda da İzmir’in dokusunun 47 kata uygun olmadığına karar verdik. Başta projemizdeki kuleler 47 kattı. Bölgedeki silüet için iyi olmaycaktı bu yükseklik. Kentin silüetini bozmamak için 29 kata indirdik. Yeşil alanları ve proje dinamiklerini bozmadan 3 blok değil, 4 bloğa çıktık. İzmirlilerin hassasiyetlerine öncelik vererek bir proje kararlaştırdık. Projemizin adı “Allsancak”, Alsancak’a çok yakın. Tariş’in eski yeri. Yıllardır hiçbir şey yapılmıyordu. Bağlantı yoluna yakın, yeni yol da yapılıyor. 3 yıl içinde kentin yerel yönetimleriyle yapılacak görüşmelerle alternatif yollar da üretilecek. Alsancak’a yürüme mesafesinde Konak ve Bornova bağlantı yollarında belki de İzmir’in en özel yerindeyiz. Biz de çok heyecanlıyız.

Konut dışında ne olacak projede?
Konut dışında 24 dönümlük Tabiat Parkı var. Bu park herkese açık olacak. Belediye ile görüşüceğiz bu parkın detayları için. İki okul olacak, bizi özel okul, biri devlet okulu. Özel okul anlaşmamızı yapmak üzereyiz, Türkiye’nin bilinen özel okullarından birinin 1200 öğrencilik bir okulu olacak Allsancak’ta, bir de 1000 öğrencilik bir devlet okulu yapıyoruz. Ayrıca otel ve rezidans var. Otel için dünyanın önde gelen zincir otellerinden biriyle de anlaşıyoruz. Henüz açıklayamıyoruz.

İzmir göç alıyor... Sizin İzmir planlarınızda neler var?
Biz İzmir’de devam edeceğiz. Ankara’dan bizi koparmaya başladı İzmir. İzmir’de 10 yıl içinde her yıl 1 milyar lira yatırım yapmayı planlıyoruz. Takip ettiğimiz hasılat paylaşımı ihaleleri var. Hali hazırda Bayraklı tarafında arsa geliştirme çalışmalarımız var.

ÇEŞME’DE DE OLMAK İSTİYORUZ

RADARIMIZDA Çeşme de var. 13 yıldır babamlar Çeşme’de yazlıkta tatil yapıyor. Dalyan ve Paşalimanı’nda yer bakıyoruz. Çeşme’de site kültürü var. Güzel bahçeli mini siteler yapabiliriz. İzmir içinden sonra ilk hedefimiz Çeşme. 10 villalık da olsa peyzaj alanı olan proje yapmak istiyoruz.

İZMİR TARTIŞMASIZ GELİŞECEK

İstanbul bitti, o yüzden inşaat şirketleri İzmir’e mi yoğunlaştı?
İstanbul’da proje üretmek artık çok daha zor. Aynı şekilde Ankara’da da. İzmir’e göç var. Arındırılmış konut endeksine baktığımızda İzmir geçen yıl yüzde 16.77’lik artış göstererek rekor kırdı gayrimenkulde. İzmir yaşam biçimini sahiplenen, geleneklerine bağlı, Batı’ya açılan modern kapı, liman şehri. İzmir halkının yaşam dinamikleri ve standartları yüksek. Şehirde hayatın tüm renkleri var. İzmir tartışmasız gelişecek. Tüm göstergeler bunu söylüyor. Ayrıca deprem riski olduğu için de yenileniyor İzmir. Şehirde yenilenme ve gençleşme kaçınılmaz. Yeter ki bu güzel doku bozulmadan gerçekleşsin. İzmir’de 10 yıl iş yapmayı istememizin temel nedenlerinden biri de  Ankara  ve İstanbul’un performansının bitmiş olması ve Ege’nin inci kentinin ise yenilenmeye hazır olmasından kaynaklanıyor. İzmir’de dönüşüm başladı.

İstanbul ve Ankara’da çok hata yapıldı. Çok yüksek binalar, nefes alamayan bölgeler yaratıldı. AVM’ler dip dibe açıldı. Trafik korkunç bir hâlâ geldi. İzmir için de bu risk artıyor mu?
Bunu biz yapmayız. Bunu İzmir yaptırmaz. İzmir halkı yaptırmaz. İnanın biz burayı çok iyi gözlemledik. Kağıt üzerinde yaptığımız projeyi İzmirlileri dinleyerek değiştirdik. Bizim projemizde AVM yapmak inanın İzmir’e ihanet etmek olacaktı. Aynı şekilde kule de öyle.