Renk Mimari Tasarımın Ayrılmaz Bir Parçası
Renkli DYOLOGLAR’a konuşan Yüksek Mimar Durmuş Dilekci, renk ile bir yeri daha ucuz, daha zengin, daha derin veya daha sade gösterilebileceğini işaret ederek, “Rengin de kendi sıfatları vardır” diye konuştu.
Türkiye’de boya sektörünü pek çok ilkle tanıştıran her yıl 30’dan fazla yeni ürünü piyasaya süren DYO, bu sırada en önemli paydaşı olarak gördüğü mimarların da fikirlerine büyük önem veriyor. Mimaride rengin önemini ortaya koymak adına DYO ve AURA İstanbul işbirliği ile gerçekleştirilen Renkli DYOLOGLAR’da mimarların bu konudaki fikirleri işleniyor.
Renkli DYOLOGLAR’ın konuklarından biri de DİLEKCİ Architects’ın (DDA) kurucusu Yüksek Mimar Durmuş Dilekci oldu. Röportajında, “Tasarımlarınızda renk mimari ile gelişen bir etmen midir, yoksa sonradan eklenen bir unsur olarak mı görürsünüz?” sorusuna yanıt veren Yüksek Mimar Durmuş Dilekci, “Bir proje önünüze geldiğinde bütün konularını masaya yatırır ve mimariyi kendi filtrenden damıtılmış olan bazı fikirler üzerine inşa edersin. Renk esasında tam da o noktada o damıtma işlemi süreci içerisinde o farkındalık filtrelerinden damıtılmış olan, ifadeyi oluşturan temel şeylerden birisi. En başta renk tasarımın içindedir ya da yoktur dolayısıyla sonrasından bunun üzerine eklemlenebilir bir şey değildir” ifadesini kullandı.
RENKLE DAHA ZENGİN DAHA UCUZ ETKİSİ YARATILABİLİR
‘Renk kelimeler gibidir” diyen Dilekci sözlerine şöyle devam etti:
“Rengin de kendine ait sıfatları vardır. Bir renk ile daha ucuz, daha zengin, daha derin veya olduğundan daha sade ifadeler verebilirsiniz. Esasında bu Japonlar'daki Kaizen inancı gibi, bir renkle mimariyi olduğundan çok daha farklı yere getirebilirsiniz. Mimar, malzeme, form ve renk bütünlüğünü sağlayabilirse bahsetmiş olduğum etkileri yaratması zaten işten bile değildir. O yüzden renk doğrudan mimari tasarımın ayrılmaz bir parçasıdır.”
Son dönemde gündüz mimarisinin ötesinde gece mimarisine yönelik de tavırlar geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Yüksek Mimar Dilekci, “Artık şehir insanları yapıları, kenti gündüzden daha fazla geceleri tecrübe ediyor. Bu tecrübede o yapının ifadesini, ışığın olmadığı yerde farklı boyuta taşımamıza sebep oluyor. Renk, burada doğrudan ışıkla beraber mimarinin artık gece ifadesinin ayrılmaz tamamlayıcısı haline geliyor” diye konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.