Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açıklanan 0,69 faiz kampanyası orta gelirli vatandaşlara çok düşük peşinat ve çok düşük taksitlerle ev sahibi olma fırsatı sunuyor. Ancak açıklanan faiz ve peşinat oranları serbest piyasada karşılık bulamıyor.
YÜZDE 10 PEŞİNAT HAYALDE KALIYOR
Tapudaki gayrimenkul satışlarında belediyelerin rayiç bedelleri dikkate alınıyor. Rayiç bedeller enflasyona göre güncellenmediği ve çok düşük kaldığı, emlak vergisi ve tapu harcı oranları çok yüksek olduğu için birçok müteahhit satışları düşük fiyattan gösteriyor. Bankalar konut kredisi faizlerini ekspertiz değerine göre değil tapudaki satış bedeline göre verdiği için peşinatı olmayan vatandaşlar kredi kullanamıyor. Tapu satış bedeli düşük gösterildiği için peşinat yüzde 50'nin üzerine çıkıyor.
DÜZENLEME GELİYOR
Devlet, tapuda düşük bedelle satış yapılmasının önüne geçmek amacıyla tapuda ekspertiz raporu zorunluluğu getirmeye hazırlanıyor. 2023 Cumhurbaşkanlığı programında yer alan düzenlemeye göre ekspertiz raporu olmadan gayrimenkul satışı yapılamayacak. Bu şekilde konut fiyatlarının gerçek bedel üzerinden satılması öngörülüyor.
VERGİLENDİRME SİSTEMİNDE ENFLASYON DA HESABA KATILMALI
İnşaat projeleri uzun süreli yatırım olduğu ve ortalama bir konut projesinin inşaat süresi 2 yılı geçtiği için enflasyon sorunu oluşuyor. Devlet, vergilendirme yaparken enflasyonu hesaba katmadığı için müteahhitler çok kar etmiş gibi gözüküyor. Rakamsal olarak kar etmiş gibi gözüken müteahhitler, bazen zarar bile edebiliyor. Ancak vergi sistemi, enflasyona karşı zarar etmiş müteahhitleri kar etmiş gibi görüyor. Örneğin 2021 yılında 100 milyon TL sermayesi olan bir müteahhit 100 daire yaparken 2023 yılında 200 milyon TL sermayesi olan bir müteahhit yine 100 daire yapabiliyor. Ancak vergi sistemi 100 milyon TL'yi kar olarak gördüğü için gelir vergi sorunu çıkıyor. Müteahhitler vergilendirme yapılırken enflasyonun da hesaba katılmasını istiyor.