Rehau’da 15 yıl boyunca beraber yöneticilik yapan Bülent Durmazer ve Mutlu Şentuna İle Mimarlık fakültesinden yeni mezun genç bir isim Murat Gündar.
Ellerindeki sınırlı bir sermaye ile 2012 yılında Atölye Yapı’yı kurdular.
Ulukent Organize Sanayi Bölgesi’nde daha önce plastik geri dönüşüm tesisi olarak kullanılan bakımsız bir fabrikayı kiraladılar.
Fabrikanın kirası, temizliği, tadilatı vb. derken sınırlı olan sermaye de tükendi.
Boş bir fabrikanın ortasında Rehau’dan ödünç aldıkları bir kamyon ürün kaldı sadece.
Ne bu ürünü işleyecek makineleri ne de ürettiklerini satabilecekleri bir pazarları vardı.
Tornavida lazım oldu, tornavidaları bile yoktu.
Sıfırdan başladılar…
Bir tornavida satın alarak işe başladılar. Kira ödeyebilecek durumları olmadığı için 1,5 yıl boyunca yakın çevrelerinden temin ettikleri emanet makinelerle üretim yaptılar.
Yurt dışında da büyük projelerde yer alıp İzmir’in önemli sanayi kuruluşlarından biri haline geldiler.
Önce kendi makinelerini sonra da üretim yaptıkları fabrikanın mülkünü satın aldılar.
***
Yatırım yapmayı seviyorlar,
Şirketi kurarken bir kural koydular, şirket ortakları belirli bir maaşla çalışacak, bunun dışında kazandıkları her kuruşu yatırım için harcayacaklardı.
Harcadılar da.
3 şirket daha açtılar, gösterip yeni bir fabrika daha kiralayıp üretim alanlarını büyüttüler.
Atölye Yapı’nın hikayesi bu şekilde başlıyor. Hikayenin tamamını şirketin kurucu ortaklarından Bülent Durmazer’den dinleyelim şimdi de.
SEKTÖRDEKİ ABİLERİMİZİN KULLANMADIKLARI MAKİNELERİ ÖDÜNÇ ALDIK
2012 yılında fabrikanın anahtarını elimize aldık. Plastik geri dönüşüm fabrikası olarak kullanıldığı için çok kötü bir durumdaydı. Hiçbir şeyimiz yoktu. Ne makinelerimiz ne de alet edevatımız vardı. Elimizdeki sermaye ile sadece boya, badana, tadilat işlerini yapabildik. Bir yerden masa bulup getirdik. Masayı kuracak tornavidamız yok. Ali Galip’e gidip tornavida aldım. O günü hiç unutmuyorum. 2012 kasım ayında kurulduk. 2013 martında ancak ilk imalatımızı gerçekleştirdik. Makinemiz yoktu. Makine alacak veya kiralayacak paramız yoktu. Sektörden tanıdığımız, bildiğimiz abilerimizden rica ettik. Kullanmadıkları makineleri ödünç olarak aldık. 1,5 yıl boyunca bu ödünç makinelerle üretim yaptık. Başta biraz şanslıydık. Irak’ta çok büyük bir proje ile başladık. Irak’ta 1.200 dairenin PVC ve mobilya imalatını 3 sene içerisinde hazırlayıp teslim ettik.
IRAK DÖNÜM NOKTASI OLDU
Rehau’da çalıştığım dönemde son 2 yılımda Ortadoğu genel müdürlüğü yaptım. O esnada Irak, İran, Suriye, Lübnan gibi ülkelerde bulundum. Irak’ta sektörün önünün çok açık olduğunu gördüm. Irak’ta diğer ülkelerden farklı bir durum vardı. Ülkede para vardı ve savaştan yeni çıktığı için yapılaşması gerekiyordu. Orda bir altyapımız vardı. 1.200 dairenin önce mobilya işlerini yapmaya başladık. Çok profesyonel bir iş çıkardığımız için doğrama işlerini de bize verdiler. O proje sayesinde bugünlere geldik. 2016 yılında İzmir’deki en büyük işimizi aldık. 2016 yılında 877 konutluk Park Yaşam Ataşehir projesinde 3,5 milyon Euoluk bir iş yaptık. Sonrasında birçok önemli projede yer aldık.
PARA KAYBETMEYİ GÖZE ALDIK AMA İŞİMİZİ ZAMANINDA TESLİM ETTİK
İşinizi doğru yaptığınız sürece yavaş da olsa karşılığını mutlaka almaya başlıyorsunuz. Biz uzay mekiği inşa etmiyoruz. Doğrama üretiyoruz. Yaptığımız işlerin standartları var. Bu standartlara uyduğunuzda başarı kendiliğinden geliyor. Yeri geldi para kaybetmeyi göze aldık ama işimizi doğru ve zamanında teslim ettik. Bu gelişmelerin sonunda da başta kiracı olduğumuz fabrikayı satın aldık. Alan yetersiz gelmeye başlayınca yan fabrikayı da kiralayarak üretim alanımızı 4.500 metrekareye çıkardık.
PROJEYLE ANLAŞTIĞIMIZ GİBİ BÜTÜN SATIN ALMALARI GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Yatırım yapmaya meraklıyız. Kazandığımız her kuruşu yatırıma harcıyoruz. Daha önce çalıştığımız konum gereği firmaların neden yıllar içerisinde kaybolduğunu görme fırsatımız oldu. Biz bir proje ile anlaştığımızda ertesi gün bütün satın almalarını gerçekleştiriyoruz, stoğumuza çekiyoruz. Aldığımız bütün işlerin ve bizim ihtiyacımız kadar olan ürün hep stoğumuzda vardır. Aksi taktirde Türkiye’deki bu değişken şartlara ayak uydurup işleri zamanında teslim etmek mümkün değil. Bunu yapmadığınızda çok daha kötü sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.
RİSKİ DAĞITMAK İÇİN 3 ŞİRKET DAHA KURDU
Şirketimizde 50’ye yakın personel istihdam ediyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın hepsi de kendi sektörlerinde 10 yıldan fazladır çalışan, kendi işinde uzmanlaşmış kişiler. Sektörümüzde pek bulunmayan çok ciddi bir araç ve makine parkurumuz var. Yatırım yapmaktan hiçbir zaman sakınmadık. Ülkenin durumu ne olursa olsun biz yatırım yapmaya devam ediyoruz. Biz müteahhitlerin tedarikçisiyiz. Ana işimiz bu. Riski dağıtmak için ana işimizin dışında 3 şirket daha kurduk. İlk şirketimiz olan Adiz Yapı mobilya sektöründe faaliyet gösteren firmalara yan sanayi tedarikçisi olarak hizmet veriyor. Henkel’in ve ASD Laminat’ın Ege Bölge distribütörüyüz. MBM Yapı adı altında bir müteahhitlik şirketi açtık. Bu firmamız yakın zamanda 3 projeye imza atacak. Yarımada Bölgesi’nde butik projeler yapacağız. Daha az adetli ama nitelikli projelere imza atacağız. Dördüncü firmamız DGS iklimlendirme 2021 yılı başında Gree klimanın Ege Bölge Distribütörlüğünü aldı. Stoğumuzu oluşturduk. Hem alt bayilere, hem nihai tüketicilere hem de müteahhitlere satışa başladık. Başlangıçta beklentilerimizin üzerinde bir hareketlilik gerçekleşti.
A PLUS ÜRETİM YAPAN MÜTEAHHİTLERLE ÇALIŞORUZ
‘Hedef peşinde koşulabilir olduğu sürece hedeftir’ ilkesiyle peşinde koşabileceğimiz hedefler koyuyoruz. Hedeflerimizi 3 yıllık, 5 yıllık olarak belirliyoruz. Bugüne kadar hedeflerimize ulaşmayı başardık. İnşaat sektöründe kendini ispatlamış, A Plus imalatlar yapan müteahhit kesimi ile çalışıyoruz. Biz de işini iyi yapan bir firmayız. Her zaman işimizin arkasında duruyoruz. Sıradan ürünü hiçbir zaman kullanmadık. Gelen ürünler mutlaka girişte kalite kontrolüne girer. Sadece kalite kontrolde çalışan 2 teknik personelimiz var. Ürün beklentilerimizi karşılamıyorsa iadesini yapıyoruz. Birkaç kez bu tarz iadeler yaptık. İnşaatın en önemli birkaç kaleminden biri de doğrama. Doğramada çok sıkıntılar yaşanıyor. Doğrama ve cephede doğru çözümler getirdiğinizde başarıya ulaşıyorsunuz.
ALÜMİNYUMDA ÇOK CİDDİ YATIRIMLARIMIZ VAR
3-4 yıldır üretim kapasitemizin yüzde 100’ünü kullanıyoruz. İki tür kapasitemiz var. İmalat ve Montaj. İkisi birbiriyle dengeli olmak zorunda. Ürettiğiniz her şeyin teslimini ve montajını yapmanız gerekiyor. Üretim kapasitemizi artırmak için yan fabrikada da üretime başlıyoruz. Alüminyumla ilgili çok ciddi yatırımlarımız var. Alüminyumda da PVC Doğrama kısmında olduğu gibi ilk akla gelen firmalardan biri olmayı hedefliyoruz. İzmir depreminden sonra yatay mimariye talep arttı. Müteahhitler de buna paralel olarak yatay mimari projelerine yoğunlaştı. Yatay mimaride alüminyum daha ön plana çıkıyor. Biz de böyle bir öngörüyle alüminyum yatırımlarına öncelik verdik. Makineyi alıp üretim yapmak yeterli değil. Önce doğru bir ekip kurmanız gerekiyor. İşin mühendislik ve tasarım tarafı var.
3 ORTAK 5 LİSAN
Ben endüstri mühendisiyim. Ortağım Mutlu Bey işletmeci. Murat Bey mimar. Bu yüzden işin her alanına hakimiz. Kendi içimizde çok iyi koordinasyon sağlıyoruz. Yurt dışında çok fazla girişimde bulunduk. Bazı bağlantılar sağlayıp ihracat gerçekleştirdik. Bir takım anlaşmalar da yaptık ancak araya Pandemi girdi. 3 ortak 5 farklı lisan konuşabiliyoruz. Çok farklı ülkelerde herhangi bir tercüman olmadan doğrudan görüşmeler sağlayabiliyoruz. Bunun bize çok faydası oluyor. Kendimizi iyi ifade etme fırsatımız oluyor. Dünyanın çok farklı ülkelerinde iş yaptık. ABD, Panama, Bahamalar, Tanzanya, Irak, Almanya, Fransa’da işler yaptık. Tanzanya’dan iş talebi geldiğinde ben haritadan nerde diye bakmıştım. Pandemiden dolayı ihracatı istediğimiz noktaya getiremedik. Pandemiden sonra önceliğimiz ihracat olacak. Almanya’da 3.000 konutun mobilyası için ön protokol imzaladık. Sözleşme için Almanya’ya gidecektik, uçuşlar yasaklandı. Pandemi biter bitmez ihracat noktasında çok yoğun girişimlerimiz olacak.