Yeme-içme, Türkiye’nin en dinamik sektörlerinden biri. Türkiye'de ev dışında yeme-içme cirosu yıllık 50 milyar lirayı aşmış durumda. Son yıllarda AVM’lerin sayısının artması, büyük şehirlerdeki trafik sorunu, yeni kuşakların dışarıda daha fazla vakit geçirmesi gibi pek çok yeni trend yeme-içme sektörünün büyümesini sağladı.
Özellikle son yıllarda sayısı hızla artan AVM’ler, bu büyümenin itici gücü oldu. Türkiye genelinde 2016 yıl sonu itibariyle 387 olan AVM sayısı 2017 üçüncü çeyrek itibariyle 415’e ulaştı. 2017 yıl sonuna kadar yeni açılacak alışveriş merkezleriyle bu sayının 444’e ulaşması, toplam kiralanabilir alanın da 13 milyon metrekareyi geçmesi bekleniyor. Yeni nesil AVM’ler artık modaya ve alışverişe odaklandıkları kadar yeme-içme-ye ve diğer yaşam fonksiyonlarına da odaklanıyor.
Artık birçok mağazayı aynı yerde barındırarak alışverişte kolaylık sunmaktan çok insanların vakit geçirebilecekleri buluşma mekanlar yaratılıyor. Bu noktada yeme-içme sektörünün önemi çok büyük. AVM’ler yeme-içme mekanlarıyla farklılaşıyor. Bu durum rakamlara da yansımış durumda. Son birkaç yılda Türkiye genelindeki yeme-içme alanlarının AVM içindeki payı yüzde 30’lara kadar çıktı. Avrupa ülkelerinde ise bu oran henüz yüzde 20’ler civarında.
Cushman & Wakefield Yönetici Ortağı Toğrul Gönden
"CADDE MAĞAZACILIĞI DAHA AVANTAJLI OLABİLİR"
"İçecek sektöründe büyümek isteyen girişimciler, hem cadde hem de AVM koşullarını iyi araştırmalı. Her ikisinin de farklı avantajları olduğu için hem AVM'ler hem caddeler tercih edilmeli. AVM'lerdeki yeme-içme alanlarının oranlan gittikçe artıyor. Bununla birlikte eskiden alışık olduğumuz 'food court' mantığı artık kalmadı. Yeni nesil birçok mekanda AVM'nin içinde bir restoranda olduğunuzu bile fark etmiyorsunuz. Ayrıca bu yaklaşım var olan ayak trafiğinden de faydalanma imkanı sunuyor. Marka imajı açısından ise cadde mağazacılığı daha avantajlı olabilir. Caddeleri şekillendiren ve popüler hale getiren, içinde barındırdığı mekanlardır. Eğlenceye ve sosyalleşmeye değer veren kentteki genç nüfusa hitap eden markalar popüler caddelerde bulunmak zorunda. Tüm bunların yanında sosyal medyada AVM’lerden bağımsız konumlandırılan cadde mekanları, markalaşma çabasına önemli bir katkıda bulunuyor. Son olarak caddelerin AVM'lerden çok daha yüksek ayak trafiğine sahip olduklarını da unutmamak lazım."