Konferansın inşaat sektöründe çok önemli bir toplantı olduğunu vurgulayan Eventuum kurucusu Pınar Kopuz, “Bu yıl düzenlediğimiz dijital konferansta ekonomimize yön veren kurumlardan çok değerli konuşmacıları ağırladık. Her konuşmacımız kendi oturumunda kaliteli bilgi akışının zirvesini yaşattı izleyicilerimize. Dijital buluşmalarda böylesi kuvvetli sinerji yakalamak genellikle zordur ancak sektörümüzün pandemi koşullarında dahi değerli desteği ve örgütsel yapısının kuvvetli olması sebebi ile çok verimli bir konferans gerçekleştirdik. İnşaat sektörünün kendi iç dinamiklerinin, ekonomimizde yarattığı katma değer ve istihdam dikkate alındığında makroekonomik büyüme performansının sektör olarak odak noktasında yer aldığını bir kez daha gösterdi. Bu muhteşem konferansa katılma nezaketi gösteren tüm vizyoner konuşmacılarımıza, kıymetli sponsorlarımıza, sektörel bilinci daima arttıran STK’larımıza, değerli medya partnerlerimize ve basın mensubu yetkililerimize teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
Ağaoğlu, Dağ Mühendislik, FuzulEv, Teknik Yapı, Hep Proje, Birleşim Mühendislik, TM İnşaat ve Turkuaz Mühendislik sponsorluğunda gerçekleşen konferansta, çözüme dönük perspektif çizen vizyoner konuşmacılar yer aldı.
İNDER İstanbul İnşaatçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, yaptığı açılış konuşmasında, “Faiz, yüksek maliyetler ve artan fiyatlar, 2021’deki konut arzını dibe çekti. 2022’i kurtarmak için tek çözümümüz ticari çıkardan arındırılmış kentsel dönüşüm olmalı. 2022’de bizi çok zor bir süreç bekliyor. İnşaat sektörünün 2022 yılı ajandasının ana başlığını, konut fiyatları oluşturacak. Sektörün ana sorunu olarak öne çıkan fiyatların direkt bağlı olduğu konut kredi faizleri, maliyet artışları ve azalan konut arzı, önümüzdeki ayların belirleyicisi olacak. Yaşanan konut talebinin karşılanmasının tek yolu fiyatların erişilebilir seviyede olacak şekilde arzın genişletilmesi yani yeni projelerin acilen devreye girmesidir. Bunun içinde yapılması gereken en önemli adım inşaatın ana girdisi olan arsanın uygun maliyetle teminidir. Aynı şekilde inşaat yapımında kullanılan malzemelerdeki fiyat istikrarının sağlanması ve genel inşaat maliyetinin optimum seviyede sabitlenmesidir. Öncelikle uygun maliyetli arsa sorunun çözülmesi gerekir. Bunun en iyi yöntemi kentsel dönüşümdür. Başta İstanbul ve İzmir olmak üzere riskli binaların bulunduğu bölgelerde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca standartlaştırılmış kat karşılığı arsa sözleşmeleriyle gerçekleştirilecek projeler önemli bir adım olabilir. Böylece hem deprem riski minimize edilmiş olur hem de konut arzı arttırılır. “ açıklamasında bulundu.
Ağaoğlu CEO’su Burak Kutluğ, “İnşaat Sektörünün Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Ekonomisi” konulu konuşmasında, “Ağaoğlu grubu olarak sürdürülebilir kalkınmayı gelecek nesillerin sahip olduklarından çalmadan, bugünün gereksinimi karşılamak olarak tanımlıyoruz. Sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında, 2012 yılından bu yana tüm projelerimiz için Leed (yeşil bina) sertifikası alıyoruz. Öte yandan sadece gayrimenkulde değil, yenilenebilir enerjide de 12 yıldır yatırımlarımız devam ediyor. Geliştirdiğimiz rüzgâr ağırlıklı yenilenebilir enerji projeleri 500 MW’lık kapasiteye ulaştı. Bir taraftan yenilebilir enerji yatırımlarımızla karbon salınımını azaltırken diğer taraftan yeni geliştirmelerimiz ile işi bir adım daha öteye taşımak istiyoruz. Deniz suyu arıtımı, atık ve atık su yönetimi, yağmur sularının etkin bir biçimde kullanılması, mekanların enerjisinin yenilenebilir enerjiden sağlanması, ısının korunumu, sürdürülebilir malzeme ve üretim yöntemlerinin kullanılması, nefes alan yeşil alanlar gibi birçok alanda öncülük edip bunu yakın zamanda hayata geçirmeyi hedeflediğimiz büyük çaplı projelerimizde de uygulamayı ana stratejimiz olarak belirledik. Bu dönüşümü teknoloji ile de destekleyecek girişimleri öncelik haline getirdik. Kendi kendine yeten projeler ile sektörde yeni bir sürecin öncüsü olma amacını taşıyoruz. Bu süreci kurgularken işin içine bankaları ve finans kuruluşlarını da dahil etmemiz gerekiyor. Dünyada bunlara ayrılan büyük fonlar mevcut. Sürdürülebilirliğin sürdürülebilirliği dediğim bu kavram ancak doğru finansal modellemesi ve doğru paydaşlarla mümkün olabilir. Sürdürülebilir, yeşil, doğa dostu projelerin finansmanında, özellikle ülkemizde hem geliştirici hem de tüketici nezdinde verilecek teşvikler önem arz ediyor.” dedi.
Dağ Mühendislik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Doğan Dağ, “Arazi Yatırım Maliyetleri Üzerine Finansal Öngörüler” konulu oturumunda “Türkiye’de maliyet analizlerine baktığımız zaman arsa teminindeki rakamlar, konut isteyen vatandaşın sırtına büyük bir yük olarak binmektedir. Arsa fiyatlarına müdahale edilmediği sürece konut fiyatlarının günden güne artacağı öngörülebilir. Sadece inşaat maliyetleri veya malzeme maliyetleri bir etken değil. İnşaat maliyetlerinde bugün %62 – %64 oranında bir yükselme var ancak arsa maliyetlerinde 5 kat artış var. Arsa konusuna bakanlığın, belediyelerin, STK’larla birlikte bir mantık oluşturarak el atması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
FuzulEv Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, ‘’Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi pandemi sürecinde de ülkemizde en iyi yatırım aracının gayrimenkul olduğu bir kez daha anlaşıldı. Önümüzdeki dönemde yine inşaat ve konut sektörünün Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olmaya devam edeceğini düşünüyorum. Biz de FuzulEv olarak bu noktada ülkemizin ekonomik ve toplumsal kalkınmasına katkı sağlayacak her önemli adımda desteğimizi sunmaya hazırız’’dedi.
Birleşim Mühendislik Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Biner, “Elektromekanik Tesisatta Ezber Bozulacak mı?” konulu konuşmasında, “Neredeyse bir asırdır yapıların elektromekanik tesisatlarında yapım yöntemleri çok değişmedi. Gelişen teknolojinin getirdiği yeni malzemeler ve elektronikteki inanılmaz ilerlemelerin yansıması elbette oluyor ama hâlâ boruya sahada diş açıyoruz. Bütün bunlar yakın gelecekte tarih olabilir. Özellikle Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) ile birlikte hayatımıza giren yeni yazılımlar sayesinde milimetrik modüler imalatlar çağı başlamak üzere olduğunu”vurguladı.
“Şehirleşme ve Post Pandemi”, “Toplum 5.0” ve “15 Dakikalık Şehirler ve Sünger Şehirler” hakkında bir konuşma gerçekleştiren Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı H. İnanç Kabadayı, şu hususlara değindi: “Pandemi ile birlikte tüketici beklentileri, aslında bütünsel anlamda insanların hayata bakış açısı değişti diyebiliriz. Korona virüse karşı doğaya yakınlaşan tüketici, bahçeli ve açık alanı daha fazla ortamlarda vakit geçirmeyi arzu etmeye başladı. Bununla beraber sade ve basit yaşama fikriyle ortaya çıkan 15 dakikalık şehirler kavramı, temelde tüketicinin talebinin terimsel karşılığı oluyor. İlk başta pek bir şey ifade etmese de aslında çok basit bir anlamı var; Eviniz ile işiniz, okulunuz, alışveriş yaptığınız yerler, kafe ve sinema gibi sosyalleşme alanlarınız, çocuklarınızın okulu, kısacası gün içinde gitmeniz gereken yerler arasındaki mesafe 15 dakika ise siz bir 15 dakikalık şehirde yaşıyorsunuz demektir. Günümüzde 15 dakikalık şehir kavramı, bir sonraki adımda Toplum 5.0 ile örtüşüyor. Sosyo – ekonomik faaliyetlere erişimi kolay bir yaşam, devamında Toplum 5.0 ya da bir başka deyişle “süper akıllı toplum” fikrini ortaya çıkarıyor. Toplum 5.0; dijitalleşme ve yapay zekânın toplumsal yaşamdaki etkilerinin her yönüyle değerlendirildiği, insanların makine ve robotlarla ilişkisinin en verimli biçimde sağlandığı, büyüme ve kalkınmayı amaçlayan bir toplum modelidir.”
İklim krizine bağlı olarak artan su krizi nedeniyle var olan kaynakları daha etkin ve idareli kullanma gerekliliği ile suyun sürdürülebilirliğini sağlamak adına çalışmalar da yapılması gerektiğini aktaran Kabadayı, “İklim krizi ile mücadele, yeşil alanların korunması ve çoğaltılması gibi konularda öncelikli hedefimizin su kaynaklarımıza sahip çıkmak olduğunu düşünüyorum. Bu noktada da sürdürülebilir su yönetimi konusunda “sünger şehir” kavramı ortaya çıkıyor. Yaşanılan felaketler ve tarımsal kayıplar, günümüzde su konusundaki hassasiyeti daha da artırdı. Dolayısıyla dünyamızın içinde bulunduğu tehditler karşısında yaşam kalitesinin artırılması konusunda yeni çözümler üretilmesi gerekiyor. Sünger şehirler, yağmur suyunu bir sünger gibi emerek yeraltı kaynaklarına ulaşmasını ve yeniden kullanımını sağlıyor. Ayrıca yine iklim krizine bağlı olarak artan yağışlar ve seller nedeniyle kanalizasyonlarda oluşan baskıyı da azaltmak için sünger şehir kavramının bir çözüm olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlık olarak doğanın ayrılmaz bir parçasıyız ve ihtiyacımız olan tüm çözümler için başvurmamız gereken ilk adres de doğanın kendisi olmalı.” diyerek sözlerini noktaladı.
Yatırım iklimini sektörü değerlendiren Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Serhan Çetinsaya, “Geçmişten bugüne ekonomik verileri incelediğimizde net olarak ifade edebileceğimiz bir gerçek var ki o da ‘gayrimenkul’ asla yatırımcısına kaybettirmedi. Dijital para, altın, döviz gibi yatırım araçlarına yapılan yatırımlar yatırımcısını bazen üzdü bazen de tedirgin etti. Fakat bu durum asla konut, ofis, dükkân gibi enstrümanlara yatırım yapanlar için geçerli olmadı. Yatırımcının aldığı gayrimenkuller çoğu zaman beklenenin de üzerinde prim yaptı ve yüzleri güldürdü. Yatırımda güvenli liman tanımını hak eden bir yatırım aracı varsa o da şüphesiz gayrimenkuldür. Örnek verecek olursak; TÜİK 2021 yılı konut satış rakamını 1 milyon 491 bin 856 olarak açıkladı. İki yıldır yaşadığımız pandemiye rağmen konut satışlarında yaklaşık 1,5 milyon rakamına ulaşıldı. “Yatırımda güvenli liman” tanımının bu son açıklanan verilerle de desteklendiğini görüyoruz.” açıklamasını yaptı.
GİGDER Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal, Yabancıya Konut Satışında 2021 Verileri ve 2022 Trendleri konulu oturumunda, “2021 yılını yabancıya konut satışı anlamında çok güzel verilerle kapattık. Gerek satılan ünite bakımından gerek ünite başına ülkeye giren dövizin miktarının yükselmesi bakımından hem sektör hem ülke ekonomisi için başarılı bir yıl geçirdik. 2022 yılında geçtiğimiz senenin de rekorunu kırarak inşaat ve gayrimenkul sektöründe altın bir yıl yaşayacağımızı söylesem abartmış olmam. Nitekim Knight Frank’in son verilerine göre de emlağın en fazla değerlendiği ülke Türkiye. Bu anlamda bu yükselişin devam edeceğini düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
Konferansta konuşma gerçekleştiren Gayrimenkul için Strateji Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Gümüş, “Gündemimize çok hızlı bir giriş yapan Metaverse’te (öte evren) en ilgi çekici konu sanal arsa satışı olarak ortaya çıkıyor. Birçok yatırımcı çok geç olmadan burada konumlanmaya çalışıyor. Ancak, henüz bir regülasyonu olmayan Metaverse ortamı bazı tehlikeleri ve riskleri de barındırıyor. 2,4M USD’a arsa satışlarının olduğu, NFT’lerin, dijital mağazaların içinde olduğu AVM’lerin yapıldığı Metaverse’te bir gayrimenkülün değerini ne belirler? Bu henüz erken bir soru olabilir. Ancak, bir iki sene içinde şirket toplantılarının büyük çoğunluğunun yapılacağı, büyük markaların canhıraş şekilde yer almaya çalıştığı Metaverse’e gayrimenkul sektörü ne kadar hızlı adapte olursa o kadar iyi. Gelecek senelerde bol bol Metaverse konuşacağız “ açıklamasında bulundu.
İNDER İnşaatçılar Derneği, ETMD Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği, GAPAS Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği, GİGDER Gayrimenkul Yurtdışı Tanıtım Derneği, GİSP Gayrimenkul İçin Strateji Platformu, MTMD Mekanik Tesisat Müteahhitleri Derneği, TTMD Türk Tesisat Mühendisleri Derneği, AEMDER Ağaçişleri Endüstri Mühendisleri Derneği tarafından desteklenen konferansın Medya Partnerleri ise Anba Yayın Grubu, Baret Dergisi, DSYG Doğa Sektörel Yayın Grubu, DTK Dergisi, Emlak Dream, enerjivetesisat.com, Forum Makine bulunuyor.