Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video konferans yöntemiyle katıldığı Amasya Çevre Yolu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, törene katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu başta olmak üzere, Amasya AK Parti Milletvekilleri Hasan Çilez ve Mustafa Levent Karahocagil, Çorum AK Parti Milletvekili Erol Kavuncu, Amasya Valisi Mustafa Masatlı, Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Amasya AK Parti İl Başkanı Mehmet Akif Kesmekaya, 2004-2009 yılları arasında Amasya Belediye Başkanlığı yapan eski Devlet Bakanı İsmet Özarslan, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt, 23. dönem AK Parti Amasya Milletvekili Akif Gülle, Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu ve yüklenici firma sahibi Salih Turan Yeşilbaş'ın isimlerini sayarak, "Açılış törenine hoş geldiniz." şeklinde konuştu.
Amasya Çevre Yolu'nun hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, projenin şehir içinden geçen araç trafiğini tamamen şehir dışına çıkardığını söyleyerek, "Uzunluğu 11,3 kilometre olan Amasya Çevre Yolu aynı zamanda şehirlerarası geçiş mesafesini 2 kilometre kısaltıyor. Daha önce yaklaşık 30 dakika süren bu güzergah artık 7-8 dakikada katedilebilecek. Böylece trafik güvenliği ve konforu yanında, vakitten ve akaryakıttan yıllık 110 milyon lira tasarruf sağlanacak. Amasyamıza bu güzel eserin kazandırılmasında emeği geçen Bakanlığımızı, kurumlarımızı, yüklenici firmaları, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum." dedi.
Bugüne kadar ulaştırma alanında Amasya'da pek çok önemli projeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Şehrin bölünmüş yol uzunluğunu son 18 yılda yaptığımız 5,1 milyar liralık yatırımla 29 kilometreden 270 kilometreye çıkardık. Merzifon Havalimanının yolcu sayısını sadece son 2 yılda 12 kat artırarak 168 bine yükselttik. Haberleşme altyapısı alanında da Amaysa'daki hızlı internet abone sayısı 329 bini buldu. Fiber optik kablo uzunluğunu da 2 bin kilometreye yaklaştırdık. Amasya'nın sembollerinden olan Ferhat ile Şirin'in aşkını her fırsatta ülkemize ve milletimize olan hizmet sevdamızın örneği olarak gösteririm. Ferhat, Şirin için nasıl tüm zorlukları aştıysa biz de aynı şekilde gece gündüz milletimize hizmet etmek için mücadele veriyoruz. Yaptığımız yollar ve köprülerle her noktaya ulaşan yük ve yolcu trenlerimizle ülkemizi ve dünyayı saran hava yolu ağlarımızla limanlarımızla uydularımızla ve diğer tüm altyapı projelerimizle adım adım hedeflerimize yürüyoruz."
- "Herkesin birlikte çalışmak istediği bir ülke haline geldik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya salgın hastalıkla uğraşırken Türkiye'nin en yüksek standartta sağlık hizmeti vermekle kalmadığını, aynı zamanda yapılan gerçekleştirilen açılış ve temel atmalarla ülkeyi kalkındırmaya devam ettiklerini söyleyerek, şu şekilde devam etti:
"Sınırlarımız içinde ve dışında karada, denizde, havada, her yerde milletimizin ve ülkemizin, dostlarımızın hakkını, hukukunu, çıkarlarını savunduk. Irak'tan Suriye'ye Libya'dan Ege'ye kadar nerede ülkemize yönelik bir tehdit varsa hiç tereddüt etmeden gidip gücümüzü ve kararlılığımızı ortaya koyduk. Ekonomimize kurulan tuzakları birer birer bozarken sağladığımız desteklerle milletimizin her kesiminin yanında olduğumuzu gösterdik. Sanayicisinden işçisine, esnaf sanatkarından çiftçisine, kadın ve gençlerle emeklilerimize kadar milletimizin tüm fertlerine nefes aldıracak tedbirleri hayata geçirdik. Maruz kaldığı her saldırının ardından Türkiye'nin tökezlemesini, diz çökmesini bekleyenleri hamdolsun bu süreçte bir kez daha hayal kırıklığına uğrattık. Ülkemizin önünde salgın sonrası yeniden yapılacak küresel, siyasi ve ekonomik sistemde çok önemli bir yer edinme imkanı doğmuştur. Daha düne kadar sürekli gizli açık yaptırım, ambargo, bedel ödetme tehditlerine maruz kalırken, bugün herkesin birlikte çalışmak, fırsatları birlikte değerlendirmek istediği bir ülke haline geldik. Egemenlik haklarımızın kullanımı konusunda attığımız adımlar zahiri birtakım itirazlar dışında genel olarak kabul görmekte saygıyla karşılanmaktadır. Son günlerde çok fazla gürültü çıkartan ülkelerin gayelerinin Ayasofya veya Doğu Akdeniz değil, bizatihi Türk milletinin ve Müslümanların bu coğrafyadaki varlığı olduğunu zaten görüyoruz. Bu gerçeği yavaş yavaş herkes görmekte, tutumunu ve söylemini dengeli hale getirmektedir."