2004 yılında kurulan Aksu Mutfak 2017 yılına kadar Menemen Koyundere’deki fabrikada üretim yaptı. 2017 yılında 40 bin metrekare alan üzerinde 14 bin metrekare kapalı alana sahip yeni fabrikasına geçen Aksu Mutfak, yeni makine yatırımlarıyla beraber aylık 750 dairenin tüm mobilyalılarını üretecek kapasiteye ulaştı.
İzmir’in en büyük lake hattına sahip olan Aksu Mutfak, yeni fabrika yatırımıyla beraber sistemde değişikliğe gitti.
Aksu Mutfak yönetim kurulu başkanı Cüneyt Aksu, Avrupa’daki tüm mobilya fabrikalarının sadece üretim yaptığını, satış-pazarlama ve montaj hizmetlerinin bayiler tarafından sağladığını keşfedince bu sistemi İzmir’de uygulamaya karar verdi. Arredi markasını kurduktan sonra büyük projeler haricinde diğer projelerde doğrudan yer alamadıklarını belirten Cüneyt Aksu, kısa sürede 1.000’e yakın bayiye ulaştıklarını belirtti.
2005’TE İLK FABRİKASINI KURDU
Aksu Mutfak’ın kuruluş hikayesini anlatan Cüneyt Aksu, “1995 yılına kadar babam mermer ihracatı yapıyordu. 1995 krizinden sonra iç piyasaya döndük. 1997-1998 yılına kadar mutfakçılara granit ve mermer yaptık. Mobilyadaki açığı gördüğümüz için 1996 yılında mobilya sektörüne de girdik. 2000’li yıllarda hızlandık. Hazır mutfağın pik yaptığı dönemlerdi. 2001 yılından itibaren tek başıma çalışmaya başladım. 2004 yılında Aksu Mutfak markasıyla yeni bir şirket kurdum. Firmamızı 2005 yılında Koyundere’de kurduk. 2007 yılında ikinci fabrikamızı kurduk. 2017’de şu an bulunduğumuz yeni fabrikamızı kurarak tüm üretimimizi burada gerçekleştirmeye başladık. Mutfak, banyo, vestiyer, giyinme dolabı gibi sabit mobilyalar ile kapı ve lake süpürgelik üretiyoruz” dedi.
AVRUPA’DAKİ MODELİ UYGULAMAK İÇİN ARREDİ MARKASINI KURDU
2017 yılında Arredi markasını kurduklarını ve bayilik sistemine yöneldiklerini belirten Aksu, “Avrupa’da mobilya firmalarını gezdim. Avrupa’da sistem şu şekilde; bayilik sistemi var. Mobilya ve kapıyı bir fabrika üretiyor. Bayi gelip ürünleri fabrikadan alıyor. Bayinin montaj ekibi var. Tüm işleri bayi yürütüyor. 1 dairede de 1.000 dairede de sistem bu şekilde işliyor. Biz de bu sistemi Türkiye’de uygulamak amacıyla Arredi markasını kurduk. Lake kapı, lake süpürgelik, lake kapak üretip bitmiş ürün vermeye başladık. Yaklaşık 1.000’e yakın mobilyacı müşterimiz oldu. Mobilyacılara ve müteahhitlere bitmiş ürün vermeye başladık. Mobilya’da bayilik sistemi son 5 yılda gelişmeye başladı. Artık mobilyacılar kapak yapmıyor, fabrikalardan almaya başlıyor. Mobilyacılar artık satış ve montaj yapmaya başlıyor. Mobilya imalatı birkaç yıl içerisinde tamamen bayilik sistemine dönecek. İzmir ve İstanbul’da sadece gövde, kapak, kapı yapan firmalar çıkmaya başladı. Biz bunların tamamını birleştirmek istedik. Herhangi bir bayimiz 1 daire veya 500 daire için geldiğinde o dairenin kapısını, mutfağını, mobilyasını anahtar teslim şeklinde teslim edebiliyoruz. Bu mobilyacılara çok büyük bir güç sağlıyor” dedi.
BAYİLERİMİZ KENDİ MALİYETLERİNDEN DAHA DÜŞÜK MALİYETE BİZDEN ÜRÜN ALIYOR
40 bin metrekarelik alan üzerinde 14 bin metrekare kapalı alana sahip Ege Bölgesi’nin en büyük fabrikalarından biri olduklarını hatırlatan Aksu şu ifadelere ye verdi, “Ege Bölgesi’nin en iyi makine parkurlarından birisine sahibiz. Dünyadaki en iyi makineleri kullanıyoruz. Türkiye’de çok fazla olmayan dünyanın en iyi lake hatlarından birine sahibiz. 85 metre boyunda. Bir fabrikaya bedel bütçesi var. Maliyeti yüksek olduğu için bu lake hattını her gün çalıştırmaya gayret ediyoruz. İzmir’deki en büyük lake hattına sahibiz. Lake, daha katma değerli bir ürün. İzmir’deki talebin üzerinde bir üretim gerçekleştirdiğimiz için Türkiye’nin her yanına lake kapı, lake süpürgelik, lake kapak gönderiyoruz. Son 2 yılda çevre illere de bitmiş mobilya göndermeye başladık. Seri üretim yaptığımız için bayilerimiz kendi maliyetlerinden daha düşük maliyete bizden ürün alabiliyor. Bu yüzden bayiler tarafından çok tercih ediliyoruz. Projelerde aranan bir firma olmaya başladık. Bayilerimizin önünü açmak için küçük projelerde yer almamaya başladık. Eskiden müteahhitler imalatçı olmayan bir mobilya firmasıyla masaya bile oturmazdı. Son dönemde bu değişti. Artık bayiler firma ile anlaşıp fabrikadan ürün alıyor. İzmir’deki büyük projelerin mobilyasını biz üretiyoruz ancak mobilyacısı farklı. Bizim için de avantajlı oluyor. Aylık 750 daire üretim kapasitemiz var. Ayda 7-8 bin kapı üretiyoruz. Bunun tamamının montajını yapma imkanımız yok. Bayilerimiz kendi ekipleriyle montaj yapıyor. Şu ana kadar teklif verip de alamadığımız çok fazla iş yok. Mobilya fabrikamızı 24 saat çalıştırmayı hedefliyoruz. 170 kişilik bir ekibimiz var. Bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. 5 yıl sonra Arredi markasını çok daha iyi bir noktaya taşıyacağız.”
PANDEMİ SONRASINDA ABD’YE İHRACAT BAŞLAYACAK
Ürettiğimiz ürünlerin yüzde 20’sini yurt dışına ihraç ediyoruz diyen Aksu ihracatla ilgili hedeflerini şu şekilde anlattı, “Pandemi dolayısıyla ihracatımız biraz azaldı. Kuveyt, Katar ve Panama’da bayimiz var. 10 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Eskiden Çin ile rekabet edemiyorduk. Şu anda fiyatlarda kur farkından dolayı Çin ile rekabet edebiliyoruz. ABD Çin’den gelen ürünlere yüksek vergiler koydu. ABD bizim için çok güzel bir pazar. Pandemi bittiğinde ABD çok iyi bir ihracat kapısı olacak. AB ile ihracat görüşmelerimiz oldu, Pandemi bittiğinde ABD’ye ihracata başlayacağız. Türkiye mobilya konusunda çok ilerledi. Çok iyi markalarımız oluştu. İzmir bu konuda çok ilerleyemedi. İzmir’deki markaları kalkındırmamız gerekiyor. İzmir’deki projeleri İzmirli firmaların yapması lazım. İzmir dışındaki projeleri de yapıp yurt dışına açılmamız lazım. İnegöl çok ilerledi. İzmir İnegöl markalarını satıyor. Kısıkköy unutulma noktasına geldi. İzmir’de marka sayısını artırmamız lazım.”
YURT DIŞINDAKİ YENİLİKLERİ TÜRKİYE’YE GETİRİYORUZ
Ar-Ge çalışmalarından da bahseden Aksu, “Her yıl yurtdışındaki fuarları ziyaret ediyoruz. Yurt dışındaki yenilikleri Türkiye’ye getiriyoruz. Boya konusunda çok ciddi araştırmalarımız var. Daha kaliteli ve çizilmez ürünler çıkarmaya çalışıyoruz. Ar-Ge birimizde çalışan iki arkadaşımız sürekli ürünlerimizi geliştirmek için çaba gösteriyor. Çiğli’deki mağazamızdaki 4 arkadaşımız projelendirme yapıyor. Biz yerli hammadde almayı tercih ediyoruz. Yerli ürünlerimiz kalitede ithal markaları yakaladı. MDF ürünlerimizin yüzde 100’ü, aksesuarlarımızın yüzde 30-40’ı yerli” ifadelerini kullandı.
BARTER SİSTEMİ MOBİLYACILARI ZORLUYOR
Aksu son olarak şu ifadelere yer verdi, “Son 6 ay içerisinde maliyetlerimiz yüzde 25-30 arttı. MDF fiyatları sürekli artıyor. Müteahhitler mobilya sektörüne bakışını değiştirmeli. Mobilya sektörü barter sistemine döndü. Barter sistemi mobilyacıları zorluyor. Sıkıntı yaşayan arkadaşlarımızın yüzde 80’i barter sisteminden dolayı sıkıntı yaşıyor.”