2011 yılının Ekim ayında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yerli otomobil hatırlatması yaparak “Bu işe soyunacak bir babayiğit vardır” mesajı vermişti. Tam 6 yıl sonra Erdoğan, bu kez cumhurbaşkanı ünvanıyla yerli otomobili üretecek babayiğitleri açıkladı.
Türkiye Ekonomisinin güçlü 5 aktörü Anadolu Grubu (Isuzu), BMC, Kıraça Holding (Karsan Otomotiv), Türkcell ve Zorlu Holding (Vestel) yerli otomobil için güçbirliği yaptı. İnşallah 2021 yılında ilk yerli otomobilimizi sürmeye başlayacağız.
Umarım bu adım Türkiye’de yeni bir çağ başlatır ve tüm sektörlerde millileşme hareketinin startı verilir. Sadece inşaatta değil, sanayi, bilişim, tarım, enerji, turizm, otomotiv, finans vb. tüm sektörlerde dünyada hatırı sayılır bir konumda yer alırız.
Cumhurbaşkanımızın özellikle otomotiv sanayisi için yaptığı millileşme çağrısı çok önemli. Tüm sektörler bu çağrıdan kendisine pay biçmeli. Özellikle de Türkiye’nin lokomotif sektörü olan İnşaat’ın.
Hükümet 2018 yılı yatırım programını açıkladı. Ülke genelinde yüzde 5.5 büyüme beklenirken özel sektör yatırımlarında yüzde 15’lik artış hedefleniyor. Ulaşım projeleri için hedeflenen yatırım miktarı 315.6 milyar lira, konut sektörü için hedeflenen yatırım miktarı 264 milyar lira. Dünyanın en büyük 250 müteahhitinin 47’sinin Türkiye’den olduğuna dikkat çeken Çevre Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki iseTürk Müteahhitler için yurt dışında 220 milyar dolarlık iş portföyü olduğunu aktarmıştı.
500-600 milyar lira üzerinde iş hacmine sahip inşaat sektörü milyarlarca liralık malzeme alımı yapacak ve bu alımların çok önemli bir bölümünü ithal ürünler oluşturacak.
Yerli otomobil üretimi için harekete geçen babayiğitlerden sonra, ithal malzeme kullanımını en asgariye indirecek, yerli malzeme kullanacak babayiğit müteahhitlerin de çıkmasını bekliyoruz. Türkiye’nin en büyük sektörü olan inşaat doğrudan veya dolaylı olarak 200’ün üzerinde sektörü de etkiliyor. Müteahhitlerin yerli malzeme kullanması Türkiye’deki 200’ün üzerinde sektörün canlanması ve iç piyasanın ekonomik anlamda güçlenmesi demek.
Elbette ithalatı sıfıra indirmek mümkün değil. Ancak ithalatı en asgari düzeye düşürerek dışa bağımlılığı belli bir oranda engellemek, dövizden dolayı oluşan kur kaybını önlemek ve ayakları yere sağlam basan bir ekonominin zeminini hazırlamak bizim elimizde. Sermaye Türkiye’de kaldığında bizim iş adamlarımız daha da güçlenir ve daha büyük yatırımların önü açılır. Güçlü bir ekonomiye sahip olup ve dışarıya bağımlılığımızı azaltırsak kısa bir süre içerisinde kalite standartlarını yukarıya çeken ve dünyaya ihracat yapan bir ülke konuma geliriz.
Dünyanın en büyükleri listesinde sadece müteahhitlerimiz olmasın, her sektörden dünyanın en büyükleri listesinde ülkemizi temsil edecek yüzlerce isim bulunsun.