Bankaların batık krediler nedeniyle devraldığı gayrimenkulleri öz sermayesinde gösterebileceğini söyleyen Öztrak, "Bankacılar bu düzenlemeyle emlakçıya döner" şeklinde konuştu.
Düzenlemeyle bankaların sermaye yeterlilik oranının olduğundan daha iyi görüneceğini ama bankaların elinde kalan gayrimenkul stoklarının şişmesinin de önünün açılacağını vurgulayan Öztrak, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'ye "Geçtiğimiz yıl yapılan düzenlemeyle banka gayrimenkullerinin elde tutulma süresi 3 yıl olarak kısaltılmışken; bir yıl aranın ardından bu kuraldan neden tamamen vazgeçilmiştir? sorusu sordu.
Daha önceki uygulamada bankalar alacakları karşılığı edindiği gayrimenkulleri 5 yıl içerisinde elden çıkarmak, çıkaramadığı gayrimenkulleri ise net defter değeri üzerinden öz kaynaklarından indirmek zorundayken, bu sürenin 22 Haziran 2016 tarihinde yapılan düzenlemeyle 3 yıla indirildiğini hatırlatan Öztrak, yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bir diğer ifadeyle geçtiğimiz yıl banka gayrimenkullerinin elde tutulma süresi kısaltılmış ve yürürlükteki kural daha da sıkılaştırılmıştır. Ancak 11 Temmuz 2017'de yapılan düzenlemeyle bu kural tamamen kaldırılmış, bankaların alacakları karşılığında ellerine geçen gayrimenkullerinin özkaynak olarak muhasebeleştirilmesinin önü açılmıştır. Düzenleyici çerçeveyi gevşeten bu değişiklik sonucunda banka sermaye yeterlilik oranları daha iyi görünecektir. Ancak bu düzenleme bankaların likidite riskini artıracak, aktifleri ve pasifleri arasındaki vade yapısını daha da bozacaktır. 1997 yılında Asya'daki, 2001 yılında Türkiye'deki kriz bankaları düzenleyici- denetleyici çerçevede taviz vererek ekonomi yönetmenin ne büyük ve ağır bedeller yaratacağını göstermiştir. Özellikle 1997 Asya krizinin ardından bankalar batık krediler nedeniyle adeta emlakçı haline dönüşmüş ve ellerindeki ciddi gayrimenkul stokları bankacılıktaki sistemik krizi önemli ölçüde büyütmüştür."