Kentler modernliğin, bilimin, uygarlığın ve istihdamın simgesi olarak öne çıkmaktadır. Dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlası artık kentsel alanlarda yaşamaktadır. Ülkemizde büyük kentlere yapılan iç göçler ekonomik, kültürel ve çevresel konularda pek çok sorunun meydana gelmesine neden olmaktadır. Hızlı kentleşme ile birlikte plansız şehirler ortaya çıkmaktadır. Her geçen gün artan yatay ve düşey yapılaşmanın getirdiği olumsuzluklar kentlerde yeşil alanlara olan ihtiyacı arttırmaktadır.
Kentsel tasarımda bitkilerin kullanımı; ekonomik, ekolojik, sosyal ve estetik etkiler yaratılmasında çok önemli bir role sahiptir. Bitkiler güçlü bir ekonomiyi teşvik eder ve onlara ihtiyaç duyan insanlara çok sayıda kaynak sağlayabilir. Örneğin bir park; toplantılar, konserler, kermesler, sanat festivalleri, tiyatro gösterileri yapılarak kentin cazibe noktalarından biri haline getirilebilir. Park etrafındaki dükkanlara, restoranlara ve otellere müşteriler getirerek, toplumlara önemli ekonomik etkiler sağlamaktadır.
Bitkiler, kentsel yaşamın maruz kaldığı egzoz gazı ve diğer kirlilik kaynakları göz önüne alındığında, soluduğumuz havanın kalitesini iyileştirir ve ferahlatır. Bitkiler hayata enerji verir ve donuk bir çevreyi güzelleştirir. Bitkiler, suyu ve toprağı tutma işlevleri dolayısıyla taşkın, sel ve heyelan gibi doğal afetlerin yıkıcı etkilerini de azaltır.
Yeşil alanlar hava akımını ve nemini düzenleyerek yapılarda serinleme ya da ısınma amaçlı enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmaktadır. Kış aylarında gece boyunca karasal radyasyonu azaltan bitkiler, rüzgarın hızını azaltarak duvar sıcaklığının düşmesini engellediğinden iç mekânlardaki ısı kaybını önemli ölçüde önler. Yaz aylarında ise bitkiler gölgeleme özelliğiyle yapıların, asfalt, beton, çelik, cam, çatı alanlarının sıcaklığının artmasını engelleyerek serinlik etkisi yaratır. Yeşil alanlar ayrıca özellikle trafik kaynaklı gürültüyü emerek azaltır.
Tek tip yeşil alan anlayışı yerine farklı türlerin bir arada bulunduğu biyoçeşitliliği yüksek ve birbirleriyle bağlantılı yeşil alanlar oluşturmak önemlidir. Doğal bitkilerin sayısı ve yoğunluğu arttıkça alanın ekolojik nitelikleri artar. Böylelikle böceklere, arılara, kelebeklere, kuşlara, sürüngenlere ve diğer canlılara sığınak görevi gören, besin ihtiyacını gideren bitkiler çevre sistemi içindeki ekolojik dengeyi korur.
Yeşil alanların varlığı, toprağın geçirgen yapısı nedeniyle bir kentin yer altı sularını besleyerek su zenginliğini artırır. Kentlerdeki yeşil alanların varlığı, insanları egzersiz yapmaya teşvik eder, böylece fiziksel aktivite oranları artar. Bitkiler, toplumu fiziksel aktiviteye teşvik ederek ruh halini iyileştirip, sosyal bağların güçlenmesini sağlayarak genel sağlığa olumlu yönde katkıda bulunur. Yeşil alanlar saldırganlığı azaltarak insanların rahatlaması ve canlanmasına yardımcı olur. Bu durum suç oranlarını düşürerek toplumsal gelişimini yükseltir. Bilimsel araştırmalara göre okul bahçesindeki bitkilerin yoğunluğu oranında çocukların konsantrasyonu ve başarılı olma olasılığı artmaktadır. Özellikle evlerinin yakınlarında kolay ulaşabilecekleri yerlerde oyun alanlarının olması çocuğun iletişim, iş birliği, yaratıcılık, denetim gibi yeteneklerinin gelişmesi için çok önemlidir. Yeşil alanlardan optimum yararlanma yeşil alanların konum, büyüklük, ulaşılabilirlik, yeşil alanın niteliği ve çeşitliliği gibi konularda yeterliliği ve kent halkına uygun kullanım koşulları oluşturmasıyla sağlanacaktır. Kentsel alanlarda yeşil alanların planlama, tasarım, uygulama ve bakım aşamalarının doğru bir biçimde yapılması çok önemlidir. Bunun için, konusunda uzman kişilerin özellikle peyzaj mimarlarının her aşamada sürece dahil edilmesi gerekmektedir.