TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi iptal kararı ardından yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi olarak sorumluluğumuzda bulunan kentlerde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı planlara karşı mücadelemizde yaşanan gelişmelerde kamuoyunun bilgilendirilmesinin zorunlu olduğunu düşünüyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.09.2012 tarih ve 05.843 sayılı kararıyla uygun bulunarak onaylanan 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında, 7678, 7679, 7680, 7681, 7682, 7683 ve 7684 no’lu adaların tamamı “Büyük Alan Kullanımı Gerektiren Kamu Kuruluş Alanı” kullanımında iken Büyükşehir Belediyesine sunulan 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.02.2018 tarih ve 05.157 sayılı kararı ile uygun bulunarak onaylanması üzerine “Büyük Alan Kullanımı Gerektiren Kamu Kuruluş Alanı”nın bir kısmı “Kentsel Gelişme Alanı”na dönüştürülmüştür. Yürürlükte bulunan plan kararlarının bütünlüğünü bozan, kamu yararı/toplum yararı içermeyen, şahıs mülkiyeti lehine olan söz konusu 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle meslek odamız tarafından dava açılmıştır. Anılan plan değişikliği, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 03.06.2020 tarih ve 2018/1118 Esas, 2020/440 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Dava Konusu Alan Geçmişteki Plan Süreçlerinin Tamamında Kamusal Kullanımlara Ayrılmıştır!
Söz konusu alanın ilk olarak İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 05.07.1999 gün, 05/183 sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında, “B.H.Z(Fırıncılar Toplu İşyeri)”, “Kültürel Tesis Alanı” ve “Park” kullanımlarında; Buca Belediye Meclisinin 12.09.1999 gün, 1999/19 sayılı kararıyla uygun bulunarak Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinde, “B.H.Z(Ekmek Fırıncılar Toplu İşyeri)”, “Eğitim+ Sosyal Tesis Alanı” ve “Park” kullanımlarında kaldığı tespit edilmiştir. Söz konusu alanı da kapsayan bölgede bu tarihten sonra onaylanan 1/25000 ölçekli İzmir Kentsel Nazım İmar Planı, 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni İmar Planı, 1/5000 ölçekli Buca İlçesi Nazım İmar Planı Revizyonu ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarında kamusal kullanım kararları bugüne kadar korunmuştur.
Bölgedeki Mülkiyetler Kamu Elindeyken Süreç İçerisinde Özel Mülkiyete Geçmiştir!
14.12.1988 tarihinde Maliye Hazinesi adına kayıtlı olan 7586 ada 3 ve 4 parsellerin sonraki süreçte SS. Buca Şirinyer Fırıncılar Kooperatifi’ne satışı gerçekleştirilmiş, sonrasında 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18.maddesi doğrultusunda yapılan imar uygulaması sonucunda 7678, 7679, 7680, 7681, 7682, 7683 ve 7684 no’lu adalar oluşturularak şahıs mülkiyeti adına tescil edilmiştir. Ancak 3194 sayılı İmar Kanunun 11.maddesinde “Kamuya ait gayrimenkuller”in hangi amaçla kullanılacağı ifade edilmektedir. İlgili maddede; “İmar planlarında; meydan, yol, su yolu, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetlerine ait harekat ve savunma amaçlı yerler hariç Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediye veya valiliğin teklifi, Maliye ve Gümrük Bakanlığının onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye; belediye ve mücavir alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve tapu kaydı terkin edilir.” şeklinde yer alan hükme rağmen söz konusu mülklerin yürürlükteki plan kararlarına aykırı şekilde satış işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Plan Değişikliğinin Gerekçesi “Kamu Yararı” Kavramının İçini Boşaltmaktadır!
Plan Açıklama Raporunun 9.sayfasında, plan değişikliğinin gerekçesi; “ Geçmiş yıllarda Ekmek Fırıncıları Toplu İş Yeri yapılmak üzere alt ölçekli imar planlarında Belediye Hizmet Alanı(Fırıncılar Toplu İş Yeri) olarak planlanan ancak geçen süreçte tapuları ferdi mülkiyete geçen söz konusu bölgede; ilgili yasalarda Belediye Hizmet Alanı kullanımı altında tanımlanan tesisler içerisinde toplu iş yerlerinin yer almadığı, ihtiyaçlar ve kamu kaynaklarının verimli kullanımı yönünden alanın günümüze kadar kamulaştırma imkanının olmadığı göz önüne alındığında, söz konusu bölgenin; gerek çevresindeki yapılaşmalar, gerek mülkiyet dokusu, gerekse kamusal alanların elde edileceği uygulanabilir bir karar üretilmesi adına bölgenin ‘Kentsel Gelişme Alanı’ ve ‘Büyük Alan Kullanımı Gerektiren Kamu Kuruluş Alanı’ olarak belirlenmesine yönelik 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği hazırlanmıştır.” şeklinde açıklanmıştır.
İmar planlarında ayrılmış olan kamusal alanların “ …,ihtiyaçlar ve kamu kaynaklarının verimli kullanımı yönünden alanın günümüze kadar kamulaştırma imkanının olmadığı göz önüne alındığında…” şeklindeki bir gerekçe ile kamusal kullanımının değiştirilmesi, kent içerisinde yer alan benzer nitelikteki diğer kamusal alanların da benzer gerekçelerle yok edilmesi riskini barındırmaktadır. Söz konusu plan değişikliği; Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nde açıkça ifade edilen kamu yararı, teknik ve sosyal gerekçelerin hiçbirini taşımamaktadır. Plan Açıklama Raporunda ifade edildiği şekliyle plan değişikliğinin; “ …,ihtiyaçlar ve kamu kaynaklarının verimli kullanımı…” şeklindeki gerekçesi, imar mevzuatına dayanmadığı gibi kamu yararına da aykırıdır. Mekansal planlarda ayrılan sosyal ve teknik altyapı niteliğindeki kamusal alan ihtiyacı, bilimsel, nesnel ölçüt ve standartlar çerçevesinde gerekli etüt, analiz ve bilimsel çalışmalar doğrultusunda belirlenir ve üst ölçekli planların yönlendirmesiyle birlikte alt ölçekli planlarda da belirlenerek uygulanmaktadır. Kamusal alan ihtiyacı, yer seçimi ve büyüklüğü, yapılacak etütler ve analizler doğrultusunda belirlenmekte olup, yer değişikliği de yine aynı yöntemle yapılmak zorundadır. Kaldı ki, ilk mülkiyet sahipliliğinin kamuda olduğu ve yapılan satışlarla özel mülkiyete geçen bir alanda “kamu kaynaklarının verimli kullanımı”ndan bahsetmek olanaklı değildir. Kamulaştırma maliyetinin yüksek olduğu gerekçesiyle bu tür plan değişikliği yöntemini benimsemek de kent içerisinde yer alan benzer nitelikteki bütün kamusal alanların yok edilmesine emsal teşkil edecektir.
Bilirkişi Raporu 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Plan Değişikliğinin Üst Ölçekli Plan Kararlarına, Şehircilik İlkelerine, Planlama Esaslarına, İmar Mevzuatına ve Kamu Yararına Aykırı Olduğunu Açığa Çıkarmıştır!
Dava konusu 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğinin yürütmenin durdurulması ve iptaline ilişkin açtığımız dava sonucunda bilirkişi heyetince hazırlanan bilirkişi raporunda;
- Dava konusu plan değişikliğinin alandaki mülkiyet sahipliğinin özel mülkiyete geçmiş olması ile ilişkilendirildiği, kamusal kullanımın kentsel gelişme alanına dönüşmesinin alanda nüfus artışına neden olacağı, alandaki mülkiyet sahipliği değişiminin alanda plan ana kararlarına aykırı biçimde nüfus artışı getirilmesi için yürürlükteki mevzuat hükümlerinde ve planlama esasları çerçevesinde tarif edilmiş bir gerekçe teşkil edemeyeceği dikkate alınarak dava konusu plan değişikliğinin bilimsel ve nesnel gerekçelerinin bulunmadığı,
- Dava konusu bölgede kısmen öngörülen Kentsel Gelişme Alanı kullanım kararının mevcut plan kararlarını bozucu olması ve kamusal amaçlı planlanmış olan kullanım alanlarının bütünlüğünü bozacağı,
- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.09.2012 tarih ve 05.843 sayılı kararıyla uygun görülen 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında “Büyük Alan Kullanımı Gerektiren Kamu Kuruluş Alanı” kullanım kararının dava konusu değişikliği ile kısmen “Kentsel Gelişme Alanı” kullanımına çevrilmesi sonucunda kamusal kullanımın azaldığı, azaltılan kamusal alana eşdeğer kamusal alan ayrılmamasının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesinin 3. fıkrasının b bendinde ifade edilen hususlara aykırı olduğu,
gerekçeleri ile dava konusu 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin üst ölçekli plan kararlarına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve Kamu yararına aykırı olduğu belirtilmiştir.
1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği Mahkeme Kararıyla İptal Edilmiştir!
İzmir 2.İdare Mahkemesinin 03.06.2020 tarih ve 2018/1118 Esas, 2020/440 sayılı kararında; “… her ne kadar dava konusu plan değişikliğinin 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda öngörülmüş olan “Kentsel Yerleşik Alan” plan kararına aykırı olmamasına karşın, yapılan değişikliğin; mevzuat hükümleri açısından, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından uygun bilimsel ve nesnel gerekçelerinin bulunmaması ve bu amaçla gerçekleştirilen plan değişikliği çalışmasının yasal olarak zorunluluk içermemesi, diğer yandan; bölgede kısmen öngörülen Kentsel Gelişme Alanı kullanım kararının gerek plan ana kararlarında kamusal amaçlı planlanmış olan kullanım alanlarının bütünlüğünü zedeleyici mahiyette olması, nüfus projeksiyon hesaplarında öngörülmeyen ilave bir nüfus getirecek olması nedenleri ile hizmet bölgesi içerisinde küçültülen teknik ve sosyal altyapı alanları için eşdeğer alan ayrılmadan yapılan dava konusu plan değişikliğinin şehircilik ilkeleri, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına aykırı olduğu…” gerekçesiyle söz konusu 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği iptal edilmiştir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Mahkeme Kararının Gereğini İvedilikle Yerine Getirmelidir!
Maliye Hazinesine kayıtlı mülkiyetlerin yürürlükteki plan kararlarını hiçe sayarak süreç içerisinde satılarak özel mülkiyete konu edilmesi ve sonrasında Büyükşehir Belediyesinin söz konusu alandaki kamusal kullanımlardan doğacak kamulaştırma maliyetlerinden kaçınmak amacıyla kamu yararının içini boşaltan bir gerekçe ile alanın bir kısmının kamusal alan dışına çıkarılmasına ilişkin işlemin mahkeme kararıyla iptal edilmesi İzmir için önemli bir kazanımdır. Söz konusu işlem, başta yerel yönetimler olmak üzere ilgili kamu idarelerinin kamu mülklerini toplum lehine kullanmakta sorumluluk almamaları durumunda kamu adına ciddi kayıpların yaşanmasına neden olacağını göstermiştir.
Sonuç olarak; İzmir Büyükşehir Belediyesini, 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ana kararlarını bozucu nitelikteki işlemlerden vazgeçmeye, mülkiyet süreçlerinin el değiştirmesine ilişkin ayrıntılı araştırma yaparak bilirkişi raporu ve mahkeme kararında belirtilen hususlar doğrultusunda söz konusu alanın tamamının yeniden 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planında “Büyük Alan Kullanımı Gerektiren Kamu Kuruluş Alanı” olarak belirlenmesine yönelik planlama çalışmalarına başlamaya davet ediyoruz!
Saygılarımızla.