İnşaatın en hayati konularından biri de denetimdir. İnşaatlarda denetim yetkisini yasalar ‘Yapı Denetim’ şirketlerine veriyor. Yapı Denetim şirketlerinde çalışan mimar-mühendis denetçiler devlet adına inşaat projelerini, şantiyeleri, büroları denetler. Devlet tarafından yetkilendirilen Yapı denetim firmalarının inşaat firmaları üzerinde yaptırım gücü de vardır. İnşaatın hemen her kademesinde yetkili olan yapı Denetim firmalarının onay vermediği bir projeye belediyeler de onay veremez.
İnşaatta bu denli yetkin bir pozisyonda olan yapı denetim firmaları ne yazık ki evrak taşıyan kurumlar olmanın ötesine geçemiyor.
Elbette bu eleştirim yapı denetim firmaların tamamını kapsamıyor. İşini hakkıyla yapan, bir yandan bürokratik işlemlerle uğraşırken diğer taraftan eksiksiz bir şekilde denetimlerini sürdüren firmalar da var. Az sayıda olan bu firmalar eleştirilerimden münezzehtir.
Ülkemizde 1.598 kayıtlı yapı denetim firması var ve bu firmalardan çok azı işini eksiksiz yapıyor. 2017 yılında yapı denetim firmalarına 5 milyon 145 bin TL para cezası kesilmesi işlerini eksik yaptığının en somut göstergesi. Bu yıl 7 bin 134 şantiye ve bin 677 büro denetlendi. Denetim esnasında sorumluluklarını yerine getirmediği tespit edilen 50 yapı denetim firmasının yetki belgesi iptal edilirken 110 firma için kapatma cezası verildi. Mimar ve mühendislerden oluşan 217 denetçinin belgesi iptal edildi. Sektörümüz açısından çok vahim bir tablo.
Denetim dediğimizde aklımıza sadece kaba inşaat gelmemeli. Ne yazık ki denetçiler kaba inşaat bittikten sonra şantiyeyi terk etmektedir. Halbuki kaba inşaatta betonun dökülmesi, demirin bağlanmasının denetlenmesi kadar, ince inşaatta döşenen tesisatın denetlenmesi de önemlidir. Tesisatlar yapılırken betonların, kolonların yarılmaması büyük bir hassasiyet taşır. Ya da elektrik bağlantıları yapılırken kirişlerin yarılmaması betonun dökülmesi kadar önemlidir. Denetçiler bunu denetlemediğinde beton ne kadar sağlıklı dökülürse dökülsün tesisat sırasında verilen hasar ileride telafisi zor sonuçlara neden olabilir.
Denetim mekanizmasının kusurlu işlemesinin tek suçlusu yapı denetim firmalarıdır demek büyük bir haksızlık olur. Çok ağır işlediği için yapı denetimcilere şantiye denetleyecek zaman bırakmayan bürokrasinin suçu yapı denetim firmalarından daha fazla. Eğer bürokrasi bu kadar ağır işlemeseydi yapı denetim firmaları, denetim görevini bir kenara bırakıp evrak taşıyan kurumlar haline gelmezlerdi. Denetim mekanizmasının eksik işlemesinin nedenlerinden biri de denetlenmek istemeyen ve yapı denetim firmalarına zorluk çıkaran müteahhitler.
Sağlam yapılar inşa etmek istiyorsak bu yapıların olabildiğince denetim altında olmasının gerekliliğini da kabul etmeliyiz. Sehven veya bilinçli olarak yapılan hataları ancak denetçiler önleyebilir. Bu yüzden de yapı denetim firmalarının evrak taşıyan kurumlar olmaktan çıkıp denetim sürecinde aktif bir oynaması ve işini kusursuz bir şekilde yapması gerekiyor. Devletin de bürokrasi sürecini hızlandırması ve etkin bir denetim yapabilmesi için yapı denetim firmalarına destek olması gerekir. Bir önemli görev de denetlenmek istemeyen müteahhitlere düşüyor. Müteahhitlerin sağlıklı ve güvenilir konutlar üretmesi için denetime tabi olması şart.