Deprem olduktan sonra insanların bulundukları bölgedeki zeminin ve binanın sağlamlığını sorgulamaya başladığını ifade eden Barış Öncü, "Deprem yönetmeliğine uygun yapılan yeni binaların da yıkıldığını gördük. Burada ya depremin şiddetiyle ilgili bir durum var ya da yapılan başka bir hata var. Binalar öngörülenin üstünde bir deprem şiddetine üst üste maruz kaldı. Deprem ve yapı denetim konularındaki ezberler de bozuldu. Bu konuda hükümet yerel yönetimler ve vatandaşlar ortak paydada buluşarak hareket etmeli. Burada siyaset üstü bir yaklaşımla vatandaşların can güvenliği ön planda tutularak hareket edilmeli. İmar planları ve kentsel dönüşüm planları uygulamaya konmalı. Ev sahipleri de özveride bulunarak yıkılan evlerindeki özellikleri bire bir talep etmemeli. Şu anda metrekare, ön cephe gibi özelliklerinden çok binanın sağlamlığı ve depreme dayanıklılığı ön planda tutulmalı. Kentsel dönüşüm konusunda ise gerekli emsal artışları yapılmalı ve ada bazında dönüşüm gerçekleştirilerek mümkün olduğunca şehir geneline yayılmalı. Ülke olarak depreme karşı kenetlenerek mücadele ediyoruz. Bundan sonra da aynı mücadeleyi kentlerin yenilenmesi konusunda vermemiz gerektiğini düşünüyorum."
İHMAL SİLSİLESİ OLABİLİR
Müteahhitler Federasyonu Başkanı ve İZTO Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Kahraman ise konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: "Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar dilerim. Milletimizin başı sağolsun. Bir kez daha deprem gerçeği ile yüz yüze geldik. Yıkılan binalara baktığımızda büyük bölümü 1999 yılı öncesi yapılan ruhsatlı ve mühendislik hizmeti almayan kaçak yapılardan oluşuyor. Deprem yönetmeliğinden sonra yapılan binaların da yıkıldığını gördük. Dikkate almamız gereken bence bu binalardır. Yapı denetim ve tüm mühendislik hizmetlerini alan bu binalar neden yıkıldı? Araştırmalar ve hasar tespitleri yapılıyor. İhmali olanlar var mı araştırılıyor. Burada bir ihmal silsilesi olabilir. Çevre Şehircilik Bakanlığı'nın yaptığı hasar tespit ve çalışmaların sonucunu görmek gerekiyor. Bugün yaraları sarma zamanı; birlik beraberlik zamanı. İzmir ve İstanbul başta olmak üzere; ivedi tedbirler almamız gerekiyor. Dönüşümü hızlandırmak gerekiyor. Riskli yapı stoğumuz % 60'ın üzerinde. Kentsel dönüşüm yapamıyoruz, master planların yapılarak öncelik sırasına göre riskli yapı stoğunu eritmemiz gerekiyor. Arsa üretmemiz gerekiyor. Tarım ve orman vasfını yitirmiş alanların kentsel dönüşüm rezerv alanı olarak planlanması ve arsa üretilmesinin sürece önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz."