Döviz kurunda yukarı yönlü bir dalgalanma olduğunda inşaat malzemecileri kısa bir süreliğine satışları askıya alır, sonrasında yeni kura göre fiyat belirleyip ürünü alış fiyatı ne olursa olsun yeni döviz kuru üzerinden piyasaya satışa sunar.
Özetle dolar ve Euro’daki artışlar malzeme fiyatlarına saniyesinde yansıtılır. ‘Maliyetlerimiz arttı’ diyerek fiyatlarını güncellerler.
Üstelik fiyatlar dövizdeki artışın maliyet içerisindeki payı kadar da değil, döviz artışı kadar artırılır.
Döviz düştüğünde ise ne yazık ki ‘maliyetlerimiz azaldı, fiyatları düşürelim’ gibi bir düşünce oluşmaz. Dövizdeki düşüşünün fiyatlara yansıması aylarca sürebiliyor.
Döviz yükseldiğinde fiyatlara anında yansıtanlar, döviz düştüğünde de fiyatlara hemen yansıtmalıdır.
***
Yatırımcı 2021 yılını çok zor geçirdi. Döviz kurundan dolayı maliyetleri aşırı arttı, fiyatlama yapmakta zorlandı. Buna rağmen üretim durmadı.
Her ne kadar döviz kurundan çok etkilensek de, morallerimiz bozulsa da yatırım yapacak başka bir ülkemiz yok. Bunun bilinciyle üretim devam etti.
Ülkede bir kriz varsa krizden kurtulmanın anahtarı da yatırım ve üretimdir.
Kriz zamanlarında kar marjımız da düşse, zarar da etsek üretmeye devam etmeliyiz. Çünkü üretmeye devam edersek kriz biter. Kriz var diye üretimi durdurursak sonuçları hepimiz açısından daha ağır olur.
***
Bugün gördük ki her ne kadar güvensiz bir piyasa ortamı oluşsa da döviz kurunu bir günde yüzde 30 düşürebilecek güçlü bir devletimiz var.
Türkiye Cumhuriyeti; üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomik model ile geleceğin ekonomik gücü olabilir.
Bunun için fırsatçılık yapmaktan vazgeçip bu ülkenin büyümesi adına üzerimize düşeni yapmalıyız.