İzmir Müteahhitler Derneği (İMDER) başkanı İslam Yıldırım harcı bitip paydos eden müteahhitler ile en ufak krizde kaçmayan ve asıl işi inşaat olan müteahhitleri konu alan bir yazı kaleme aldı.
İşte Yıldırım'ın o yazısı...
Harç Bitti, yapı paydos mu?
Mesleği sadece ve sadece inşaat olan hiç bir sektör temsilcisi kardeşim ; bu soruya vereceği cevap: Harç bitmedi. Paydos yok!
Harcı bitenler , paydos edenler zaten hiç bir zaman inşaat sektörünü modernleşme ve istihdamın en önemli bir parçası olarak olarak görmediler. Acımasızca para kazanma hırsıyla sektöre daldılar. Şimdi son sürat kaçıyorlar.
Olan yine alt taşeronlara, malzeme tedarikçilerine, inşaatlarda ekmeğini taştan çıkaran emekçilere oluyor.
İnşaat sektörü gerçekten son 9-10 aydır can çekişiyor. İnşaat maliyetlerinin % 40 artması, faizlerin yüksek olması nedeniyle konut satışları dibe vurmuş durumda. İşte bu durgun ortamda bile kendi öz kaynağı ile canla başla mücadele eden , inşaatlarını yavaşlatmayan bir çok arkadaşımız bütün zorluklara rağmen Harç bitmedi , yapı paydos yok diyor.
PAYDOS EDENLER KİM?
Harcı biten, Yapı paydos edenler kim peki ?
Adeta devrim niteliğinde 2012 yılında çıkmış olan 6306 sayılı Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi kanununa hunharca tecavüz edenler , 50 metrekarelik gecekonduyu riskli yapıya sokup 50 bin metrekare binalar inşaa edenler ve bir kuruş harç ödemeyenler paydos etti. Onların harcı yoktu zaten. Çayın taşı ile çayın kuşunu vuruyorlardı.Hakkımızı size helal etmiyoruz. Baktı ki kanun yapıcı ortada bir suistimal var. Bir yönetmelik değişikliği yaparak, çoğu muafiyetleri kaldırdı.
Olan kime oldu? Her ne olursa olsun. Ekmeğini sadece ve sadece inşaattan kazanan, hiç paydos etmeyecek müteahhit kardeşlerime oldu. Kurunun yanında yaş da yandı.
YOLUN, ASFALTIN, KANALİZASYONUN, ALTYAPININ PARASINI BİZ VERDİK
Bizler kimiz?
Bizler mahalleleri inşaa edenleriz. Bizler o mahalleye sadece bir veya iki bina dikmedik. O mahallenin içinden geçen yolun parasını biz verdik. O yola dökülen asfaltın parasını da biz verdik. O yolun altından geçen kanalizasyon maliyetinin haricinde bağlantı maliyetlerini bile biz karşıladık.Elektrik branjman hatlarının parasını da biz verdik. Telefon, internet , fiber kablo alt yapılarının maliyetini de biz karşıladık...
O mahallerdeki yolların,asfaltların, kanalizasyonların ve alt yapı çalışmalarının hiç birini belediyeler kendi bütçelerinden yapmadı. Hepsinin parasını o mahallede inşaat yapan müteahhit kardeşim verdi.
Peki bunları yaptık da, kötülük mü yaptık bu memlekete?
EN UFAK KRİZDE KAÇAN MÜTEAHHİT OLMADIK, HER ZAMAN HARCIMIZ VAR
Şimdi yerel seçim sürecine yaklaştığımızda çoğu siyasi partilerden duyduğumuz ortak slogan şu; “ Yüksek mimari değil, yatay mimari” Mahalle kültürünü yaşatacağız”
Evet çok önemli gerçekten mahalle kültürü ve bizlerde destekliyoruz . Mahalle kültürünü yaşatırken , mahalleleri inşaa edenleri bi kenara koymayın! Sesimizi lütfen duyun! Bizler en ufak krizde kaçan inşaatçılardan olmadık , olmayacağız. Harcımız bizim her zaman var. Yeter ki önümüzü açın..’