Kira fiyatlarında yaşanan fahiş yükselişler, konut sahiplerini resmen harekete geçirdi. Birçok gayrimenkul sahibi, mevcut kiracısını çıkararak, evini daha yüksek rakama kiraya vermenin yollarını arıyor.
Bunun için en sık başvurulan yöntem de kişinin eve kendi ihtiyacının olduğunu belirtmesi oluyor. Ev sahipleri özellikle 'çocuğum oturacak' gerekçesini sunarak tahliye talep ediyor. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da da benzer bir olay yaşandı.
Gazete Vatan'dan Özge Seren Doğu'nun haberine göre; Ankara'da bir ev sahibi, 4 senedir aynı evde oturan öğretmen çiftten, ‘Oğlum oturacak’ diyerek evi tahliye etmelerini istedi. Fakat kiracılar evi boşaltmadı.
İddiaya göre; konut sahibinin oğlu, kiracıya tehdit içeren mesajlar yolladı. Evi tahliye etmesi talep edilen birçok kiracı benzer şekilde telefonla aranarak veya mesaj yolu ile ‘taciz’ ediliyor.
Kiracının kişisel hakları ihlal ediliyorsa, bu noktada hukuki süreç başlıyor. Avukat Cansen Erdoğan kiracıların maruz kaldığı bu gibi durumlarda yapması gerekenlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Avukat Cansen Erdoğan, son dönemde bu tarz olayların oldukça sık yaşandığına dikkat çekerek, "Pandemiden sonra artan fahiş miktardaki kira bedelleri, bu kira bedellerini ödemek istemeyen kiracılar, düşük kira bedeli ile oturmak isteyen kiracılar ve bunu kabul etmeyen mülk sahipleri, bunlar arasındaki ihtilaflar şu an halihazırda adliyenin büyük kısmını kaplamakta" ifadelerini kullandı ve ev sahiplerinin kiracıyı çıkaramadığında tehdit yoluna başvurduğunu dile getirdi.
Son zamanlarda konut kiralarında ciddi oranlarda yükseliş olduğunun altını çizen Cansen Erdoğan, açıklamasında konut sahipleri de kiracılarına TEFE-ÜFE oranında değil; hükümetin belirlemiş olduğu yüzde 25 oranında zam yaptıklarını ancak bu nedenle mutlu olmadıklarını dile getirdi.
"Çünkü yüzde 25 hali hazırda artan enflasyonun çok altında kalan bir bedel olduğu için ve o kira bedeli de ihtiyacı olan mülk sahibi için az bir artırım oranı. Bu sebeple daha fazla zam uygulamayı istiyorlar" açıklamasında bulunan Erdoğan, tehditle karşılaşan kiracının ilk yapması gerekenin şikayette bulunmak olduğunu aktardı.
"Savcılığa şikayette bulunarak hali hazırdaki durumu, tehdidi belirtmesi lazım. Bununla ilgili onlarca Yargıtay kararı var" ifadelerini kullanan Cansen Erdoğan, bu tehditin delillerle ispat edilmesinin önemli olduğunu vurguladı ve "Mesajlarla 'seni öldüreceğim, sen görürsün' gibi ifadelerle tehdit etme gibi bir şekilde delillenebilen her türlü belge, doküman, alet, araç, tanık delil listesine eklenmek suretiyle savcılığa başvurularak şikayet yapılmalı" şeklinde konuştu. Buna ilişkin uzaklaştırma kararının da alınmasını öneren Avukat Erdoğan, açıklamasında "Çok fazla uygulanan bir yöntem değil ama özellikle en azından soruşturma tamamlanana kadar, yani savcılık soruşturması tamamlanana kadar ev sahibini evden uzak tutmak adına uzaklaştırma cezası kararının verilmesi de gerekiyor" dedi ve fiziki, sözlü bir saldırı olması durumunda ne yapılabileceğine de değindi.
Fiziki, sözlü bir saldırı olması durumunda kolluk kuvvetlerine haber verilmesi gerektiğinin, kolluk kuvvetlerine haber verilip karakola intikal ettikten sonra, karakolda tutanakla beraber bulunulan yerin adliyesinde suç duyurusunda bulunmasının ve Cumhuriyet savcılıklarına dilekçe verilmesinin gerektiğini aktaran Cansen Erdoğan, bunların tanıklarla, delillerle, belge ve dokümanlarla veya bu tehdide sebebiyet veren, tehdidi ortada meşru kılan kendilerince nedenin ne olduğunu açıklayarak, hali hazırdaki kira kontratını da savcılığa sunmak şartıyla şikayette bulunması gerektiğinin altını çizdi.
Avukat Erdoğan, bu şikayet neticesinde de soruşturmanın sonucunun beklenmesi gerektiğini vurguladı ve açıklamasını "Tabi bunun yanında ortaya çıkabilecek sebeplerden dolayı da adli makamlarda tazminat davaları da açılabilecektir ve bundan duyulan zararın maddi ve manevi zararın da tespiti istenebilecektir ama ana yöntem tabii ki savcılıklara suç duyurusunda bulunmaktır" diyerek sonlandırdı.