Kamu bankalarının konut kredi faizlerini 0,99’a indirmesinin ardından konut fiyatlarında suni bir zam yapıldığı iddiaları, tamamen spekülatif bir söylem.
Müteahhitlerin ‘faiz oranları düştü, zaten konutları satarız’ gibi bir düşünceyle hareket edip zam yapması bu piyasada mümkün değil. İnşaat sektöründe finans sıkıntısı halen devam ediyor.
Finans sıkıntısı çözülmeden de konut fiyatlarında bir artış olmayacaktır. İnşaat maliyetlerinin 1 yıl içerisinde yüzde 40’lara varan oranlarda zamlandığını, bu zamların ister istemez konut fiyatlarına yansıyacağını sürekli dile getiriyorduk.
Müteahhitler üzerinde bir maliyet baskısı var. Piyasa koşullarından dolayı zam yapamayan müteahhitler, yeni projelerin başlaması ve konut stoklarının azalmasıyla fiyatlara ister istemez zam yapacaktır.
İnşaat maliyetlerine gelen yüzde 40’lara varan zammın tamamını konut fiyatlarına yansıtmak mümkün değil. Bu yüzden yüzde 80’lere yükselen arsa paylarının düşmesi gerekiyor.
Arsa fiyatlarını arz/talep dengesi belirliyor.
2018 yılına kadar herkesin müteahhitlik yapmaya başlaması ve arsaya olan talebin artmasıyla arsa payları aşırı derece yükseldi. Şehir merkezinde yüzde 60-70’nin altında arsa bulmak imkansız hale geldi.
Gecekondu bölgelerinde ve şehir merkezi dışında kalan yerlerde bile arsa payları yüzde 50’lere ulaştı. Arsa payları arttıkça ve konut fiyatları alım gücünü geçti. Arsa paylarını düşürecek olan yine müteahhitler olacaktır. Yaşanan krizden dolayı arsaya olan talep düştü.
Müteahhitler yeni maliyetlerle inşaat yapmak istediklerinde bu arsa payları kurtarmayacaktır. Fiyatları artırmak da mümkün olmadığından arsa payları ister istemez düşecek.
İnşaat maliyetlerindeki artışın bir kısmı konut fiyatlarına yapılacak zamla, bir kısmı da arsa paylarının geri gelmesiyle sübvanse edilecektir.