İtalyan Mimar Anacletto Mariani ile birlikte yaptığı dekorasyon çalışmalarıyla büyük beğeni toplayan ve “mükemmel mobilya, birlikte aynı ortamda bulunmaktan mutluluk duyulan mobilyadır” sözleriyle hafızalara kazınan mobilyacı Gafur Yılmaz’ın, bu yıl mobilya sektöründeki 50. yılı kutlanıyor.. Bugüne kadar birçok devlet başkanının VIP salonlarının dekorasyonunu üstlenen ve hali hazırda Asortie Mobilya Ticaret ve İş Geliştirme Müdürü olarak çalışmalarını sürdüren Gafur Yılmaz, sektörde devirdiği yarım asra ithafen genç girişimcilerle deneyimlerini ve önerilerini paylaştı.
"Kültürel motifler Türk mobilyasını öne çıkarıyor"
Türk mobilyacıların el işçiliği ve kültürel motifleri mobilyaya yansıtmadaki hüneriyle dünyada öne çıktığını söyleyen Gafur Yılmaz, “Bölgenin kültürel yapısına dokunabileceğiniz çalışmalar müşteride her zaman karşılık buluyor. Koleksiyonlarınızı hikayeleştirerek müşterilerinizin beklentisini karşılamalısınız. Müşterileriniz yalnızca bir mobilya değil, bir hikayeye de sahip olduğunu bilmeli. Bizler, müşterilerimize özel ürettiğimiz mobilyalarda yerel motifleri işleyerek bu hikayede onların da yerinin olduğunu gösteriyoruz. İtalyan, İspanyol, Arap ve Türk motifleri dünyanın tamamında karşılık buluyor.” dedi.
"Küresel başarı ciddi bir analiz gerektiriyor”
Yurt dışında kalıcı bir yer edinebilmek için ciddi bir pazar ve rakip analizi yapmak gerektiğini ifade eden Gafur Yılmaz, "Bu analizler neticesinde ülkeleri gezerek, ihtiyaçlarını görerek planlamalarınızı yapmanız gerekiyor. Başarı için mobilyanızı tanıtmak istediğiniz ülkelerin hayat standartlarını ve ticari performanslarını iyi gözlemlemek de önemli. Tüm bu analizler sonucunda yatırımlarınızı şekillendirebilirsiniz. Analiz sonrasında fırsatları sonuna kadar değerlendirmelisiniz. Yurt dışında yapacağınız çalışmalar için devlet desteklerini takip ederek mutlaka bunlardan faydalanmalısınız.” ifadelerini kullandı.
“Sadece nitelikli üretim yeterli değil, modayı da biz yönlendirmeliyiz”
El işçiliği ve mobilya kalitesinde dünyanın Türkiye’ye yetişmesinin mümkün olmadığını ancak Türk mobilyasının küresel serüveninde bunların tek başına yeterli gelmediğini aktaran Gafur Yılmaz, “Dünyada moda ve tasarım denince akla Fransa ve İtalya gibi ülkeler geliyor. Onlar da kendilerini her konuda sorumlu hissediyor. Evet, çok kıymetli tasarımcıları var ancak Türk tasarımcılar da en az onlar kadar iyi. Bizim bu kasımızı geliştirip biraz daha pazarlamamız gerekiyor. Mobilya modasına yön verdiğimizde işçilik hünerlerimizi daha iyi şekilde anlatabiliriz.” şeklinde konuştu.
“Mobilya toplumun gelişimini gözler önüne seriyor"
50 yıllık çalışma hayatı boyunca mobilyaya gelen talep ve müşteri profiliyle birçok çıkarımda bulunabildiklerini söyleyen Gafur Yılmaz, “Bir örnek vermek gerekirse, 5 yıl kadar önce yeni evlenen çiftler mobilya satın almak için hala, teyze ve amca gibi aile üyeleriyle birlikte geliyordu. Tabi doğal olarak herkes mobilyayla ilgili bir yorum yaparak farklı konuları öne çıkarıyordu. Ürünlerle ilgili yalnızca duyumlardan hareketle değerlendirme yapılıyordu. Şimdi ise çiftler yalnız geliyor ve bir yatak seçilecekse iplik türü, ortopedik özellikleri gibi uzmanlık gerektiren sorular soruluyor. Bu da bize gençlerin, erken yaşlarda bile tecrübelerden ziyade bilgilerine güvendiklerini gösteriyor. Yani mobilya, toplumun gelişimiyle ilgili bize fikir veriyor.” dedi.