İnşaatın temelini oluşturan demir, beton, hafriyat gibi girdilerde döviz artışından kaynaklı ciddi bir yükseliş olduğunu belirten Adason Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kara,Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre inşaat maliyet endeksinin geçtiğimiz yıldan bu yıla yüzde 26,06 arttığına dikkat çekti. Örnek olarak demir fiyatlarını gösteren Kara, 2017 yılında ortalama 2 bin TL olan bir ton demirin, bu yıl 4 bin TL’ye ulaştığının altını çizdi. Bu maliyet artışlarının sadece hemen teslim edilebilen bitmiş konutlara yansıtılmadığını belirten Kara, inşası devam eden ve yeni başlayacak projelerde fiyatların artmaya başladığını söyledi. Tüketicilerin bu gelişmenin etkisiyle bitmiş projelere yöneldiğini söyleyen Kara, stokların tükenmesiyle fiyat artışının daha da hızlanacağını ifade etti. Konutun yanı sıra arsa yatırımı için de cazip bir dönemde olduğumuzu vurgulayan Kara, yatırımcılara altın tavsiyelerde bulundu.
Konut seçerken nelere dikkat edilmeli?
Tüketicilerin konut seçerken prim potansiyeli yüksek, merkezi lokasyonlarda, ulaşımı kolay ve hayatın içinde yer alan projeleri tercih etmelerinin gerek oturum gerekse yatırım açısından büyük avantaj sağlayacağını belirten Kara, şöyle konuştu; “Bölgenin getirdiği ve getireceği fırsatların iyi analiz edilmesi çok önemli. Yatırım yapılması planlanan konutun bulunduğu bölgenin prim potansiyelinin iyi hesaplanması gerekiyor. Konutun fiyatının ve kira bedelinin sağlıklı bir şekilde araştırılarak yüksek kazanç sağlayacak doğru projenin seçilmesi hassas bir konu.” Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu unutmamak gerektiğini söyleyen Kara, tüketicilere yönetmeliklere uygun şekilde, kaliteli malzeme ve işçilikle, köklü ve güvenilir firmalar tarafından inşa edilen, sosyal donatıları bulunan, enerji tasarruflu, yeşil projeleri tercih etmelerini önerdi.
Arsa yatırımının püf noktaları
Uzun dönemli yatırım yapmayı düşünenler için arsa yatırımının en çok kazandıran yatırımların başında geldiğini belirten Burak Kara, şöyle konuştu; “Yatırımcılara yatırım yapmak istedikleri arsanın getirisini orta, uzun veya kısa vadeli olarak şekillendirmelerini öneriyoruz. Yatırım yapılacak bölge oldukça iyi tanınmalı, mevcut metrekare fiyatları detaylıca araştırılmalı ve daha önceki yıllarda fiyatların nasıl değişkenlik gösterdiği mutlaka iyi analiz edilmeli. Bölgede fiyatları etkileyecek olumlu ve olumsuz etmenler de detaylıca değerlendirilmeli. Arsa yatırımı kısa ve orta vadeli olarak yapılacaksa imar bölgelerine yakın bölgelerde yatırım yapılması avantaj sağlar. Yeni bir bölgenin imara açılacak olması büyük bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Uzun vadeli yatırımlar içinse daha çok imar bölgelerinin yakın çevresi değerlendirilebilir. Yatırımcılara arsa yatırımı yaparken bir getiri hedeflemelerini öneriyoruz. Bu hedef doğrultusunda gayrimenkul firmalarına danışılması avantaj sağlar. Zaman faktörüyle her arsa değerlenir, önemli olan daha çok değer kazanılacak bölgeleri seçebilmek ve o bölgelere yönelmek olmalı.”
Konut sektörü yakından takip edilmeli
Çevre bölgelerdeki ve geçmiş yıllardaki fiyatlar ile bölgede geçmiş yılda yüzdesel olarak ne kadar fiyat artışı olduğunun iyi analiz edilmesi gerektiğinin altını çizen Kara, “Yatırımcılar arsa yatırımı yaparken gelecek yılların fiyat artışının en az geçmiş senelerdeki fiyat artışı oranında olabileceğinden emin olmalı. Bunu değerlendirirken ele alınması gereken en önemli kriterlerin başında bölgenin göç alan ve büyüyen bir şehir olup olmadığı geliyor diyebiliriz. Bu çerçevede yatırım yaparken bölgedeki konut sektörü mutlaka yakından takip edilmeli. Taleple desteklenmeden arz edilen konutların çoğunluk gösterdiği bölgelerden kaçınılmalı. Arsanın altyapısı, ulaşımı, yola yakınlığı gibi faktörler arsanın değerini doğrudan etkiler. Altyapısı olmayan ve ulaşımı zor arsalar, ancak uzun vadeli yatırımlar için tercih edilebilir. Kişi başına düşen gelirin yükselme eğiliminde olduğu bölgelerdeki arsa yatırımlarının daha çok kazandırdığı kaçınılmaz bir gerçek” diyerek sözlerini tamamladı.