İslam Yıldırım…
İnşaat sektörünün medyatik isimlerinden biri.
Televizyonlarda, gazetelerde, web sitelerinde inşaat sektörünün sorunlarını sıkça dile getirir.
İnsaatderyasi.com olarak defalarca sektörel konularla ilgili görüşlerini alarak okuyucularımızla paylaştık.
Bu kez ise sorunları bir köşede bırakarak Rize’den İzmir’e uzanan hayat hikayesini dinledik.
Yıldırım, köy-kent çatışması ile başlıyor hayata…
Daha sonra tarih öğretmeni olma hayali 28 Şubat muhtırası ile gelen katsayı engeline takılıyor.
Küçük yaşta inşaatta çalışmaya başlıyor.
12 yaşında şantiyelere giriyor, 14 yaşında başkasının yanında işçi olarak çalışıyor.
Aldığı ilk haftalığını hala unutamamış. 2 MİLYON (2 lira). İlk haftalığını alana kadar babasından aldığı harçlıkla minibüse binerek işe gidiyor. İlk haftalığını aldıktan sonra alın teriyle kazandığı paranın değerini daha iyi anlıyor. Evine çok da uzak olmayan işine yürüyerek gidip gelmeye başlıyor.
Okul bittikten sonra aile şirketinde gıda işiyle uğraşıyor. 2010 yılında ise babası ve amcasının artık emekliliğe ayrılması ile inşaatın başına geçiyor.
Müteahhitlik yapmaya başlamasıyla birlikte bürokrasi ile savaşı başlıyor. Bürokrasi engelini aşmak için bireysel bir mücadeleye giriyor. ‘Dersime girmemiş öğretmenim’ dediği Recep Yazıcıoğlu’nu kendine ekol seçiyor. 2 yıl boyunca anayasa ve yönetmelikleri okuyor. Mücadelesini 2016 yılına kadar bireysel olarak sürdürürken 2016 yılında İzmir Müteahhitler Derneği başkanı İslam Yıldırım ile tanışıyor. Bu tanışmayla beraber mücadelesini sivil toplum kuruluşlarına taşıyor.
2018 yılında İzmir Müteahhitler Federasyonu başkanı Necip Nasır’ın milletvekili olmasıyla İsmail Kahraman Federasyon başkanı oldu. İsmail Kahraman ve yönetiminin oy birliği kararı ile İslam Yıldırım İzmir Müteahhitler Derneği başkanı olarak seçildi.
Aynı zamanda Müteahhitler Federasyonu’nun basın sözcülüğünü de yapıyor.
Bu şekilde hayat hikayesinin spotunu vermiş olduk.
Şimdi de özeti İslam Yıldırım’ın kendisinden dinleyelim…
TARİH ÖĞRETMENLİĞİ HAYALİ 28 ŞUBAT ENGELİNE TAKILDI
1982 yılında Rize Kalkandere’de doğdum. İlkokula Rize’de başladım. Babam 1978 yılında İzmir’e gelerek sıvacılık yapmaya başladı. Daha sonra müteahhitliğe başladı. 1986 yılında aile olarak İzmir’e taşındık. Ancak Rize’de çay bahçelerimiz olduğu için dönemsel olarak İzmir ve Rize arasında gidip geldim. Köyle kent çatışmasını yaşamış biriyim. İlkokul bittikten sonra İzmir’de imam hatip lisesine girdim. Hayalim tarih öğretmeni olmaktı. Ben üniversite sınavında aldığım puanla çok kolay bir şekilde öğretmenlik okuyabilecekken 28 Şubat süreci yaşanınca kat sayı uygulaması ile önümüz kapatıldı.
14 YAŞINDA İLK HAFTALIĞIMI ALDIM
Ben 12 yaşında babamın inşaatlarında çalışıyordum. İnşaatları süpürüyordum, beton suluyordum. Yamulmuş çivileri düzeltip ustaya veriyordum. Babamın yanında para alamıyorum tabi (gülüyor). 14 yaşında ilk defa dışarda çalıştım. İlk hafta babamdan aldığım parayla dolmuşa binip işe gidiyordum. İlk haftalığımı dört gözle bekliyorum. Cumartesi 2 milyon (2 lira) lira haftalık aldım. Parayı kazanınca çok değerli oluyor. Eşrefpaşa ile evimizin olduğu Esendere arası 20-25 dakika yürüme mesafesi, niye 25 kuruş dolmuş parası vereyim dedim. Sabah yetişemem diye bazen minibüse biniyorum ama akşam yürüyerek dönüyorum . Yol parası cebimde kalıyordu. Lisede okurken babamdan para almıyordum. Yazın çalışıp paramı kazanıyordum. Kıyafetlerimi, kitaplarımı kendim alıyordum. Okuldayken de hafta sonu gidip inşaatta çalışıyordum. Normal işçiden daha düşük para alıyorduk. Biraz çalışınca haftalık 3 milyon lira almaya başladım. Liseyi bitirene kadar her yaz ve hafta sonları çalıştım.
2010’DA MÜTEAHHİTLİĞE BAŞLADI
Liseyi bitirdikten sonra ailemizin bir ortakla beraber yürüttüğü gıda işi vardı onu yapmaya başladım. Haftada 250-300 kişiyle görüşüyordum. Bu iş sayesinde farklı kültürlerle tanışma fırsatım oldu. 2006 yılında Urla’da restoran işletmeciliğine başladık. 4 yıl sonra restoran işletmeciliğini bıraktık. 2010 yılında babam ile amcam inşaatı bırakıyoruz dedi. Biz daha önce inşaatta çok bulunduk ama satış ve resmi işlem tarafını bilmiyoruz. Bir şekilde başladık. Onlar bırakınca ben başladım. İlk inşaatımı Bahçelievler’de yaptım.
2 YIL BOYUNCA KANUN VE YÖNETMELİKLERİ ARAŞTIRDI
İnşaat yapmaya başlayıncaya kadar kamu kurumları ile hiç işim olmamıştı. İlk resmi daireye gittiğimde beni basketbol topu gibi oraya buraya göndermeye başladılar. Resmi dairelerde zorluklarla karşılaşınca yasal haklarımı öğrenmem gerektiğini düşündüm. İmar kanunu, yönetmelikleri okumaya başladım. İmar kanunu öğrenince daha farklı davranmaya başladılar. 2 yıl boyunca hukuk ve anayasa çalıştım. Alışılmış klasik bürokratik düzenin kalıntıları devam ederken ben nasıl işimi daha iyi yaparım diye düşünmeye başladım. Gittiğim her yerde kendim ve karşı tarafın görev ve sorumluluğunu araştırmaya başladım. Bu ülkede kim kamu kurumuna giderse gitsin sorun yaşar. Devlet memurları nasıl iş yaparım mantığıyla değil, nasıl iş yaptırmam mantığıyla hareket ediyor.
BÜROKRASİ İLE MÜCADELESİNDEN 2 ÖRNEK
Bahçelievler’de bir inşaat yaptım. 70 metrekarelik 2 dükkan yaptım. Sonra birleştirip tek dükkana çevirme kararı aldım. Tapuya gittim. Projede işyeri oturma ruhsatında dükkan yazıyor diye 28 gün boyunca tapuya gidip geldim. Müdür yardımcısının odasına gidip durumu izah ettim. Benim önüme kanun kitapçığını fırlatıp bu anayasa, burada ne yazıyorsa o olur dedi. Usulü yanlış olduğu için valiliğe ve bakanlığa yazı yazdım. Ankara’dan 2 müfettiş geldi. Tapu müdürü, şikayetimi geri almam için rica etti. Ben müdür yardımcısı özür dilesin dedim. Özür diledikten sora şikayetimi geri aldım.
Çimentepe’de inşaat yaparken bir baktım 1945 senesinden Büyükşehir Belediyesi’nden kalma haciz var. Bunu kaldırmak için Büyükşehir’e gittim. Beni, Konak Belediyesi’ne gönderdiler. Konak Belediyesi, mahalli hizmetlere gönderdi. Onlar da çözmedi. Tekrar tapuya gittim. Müdür, bize yazı gelir haciz koyarız, yazı gelir kaldırırız dedi. Bunu İzmir Büyükşehir koymuşsa onlar kaldırır dedi. Tekrar Büyükşehir’e gittim. Birçok yere gittim. En sonunda bir odaya girdim. Bir adama Allah rızası için yardım edin dedim. Bir A4 kağıdına, şu ada ve parsel üzerinde borç bilgisine rastlanmamıştır diye yazdı verdi. Sadece bu yazı için kaç gün uğraştım.
2016’DA SİVİL TOPLUM İLE TANIŞTI
Bu olaylardan sonra ben kamudaki hatalara, yanlış uygulamalara karşı bireysel olarak bir mücadeleye girdim. 2016 yılında İzmir Müteahhitler Derneği başkanı İsmail Kahraman ile tanıştık. 2017 yılında İzmir Müteahhitler Derneği’ne üye oldum. 2018 yılında İsmail Kahraman, Necip Nasır’ın milletvekili olmasından dolayı Federasyon başkanlığına geçeceğini söyledi. İslam Yıldırım da İMDER başkanı olacak dedi. Yönetimdeki arkadaşlar da oy birliğiyle onayladı. İsmail başkan görevi hakkıyla yaptıktan sonra bize devretti. Biz de sektörümüzle alakalı olarak çalışmalar yaptık. Yönetmelik değişikliklerinde önemli roller alarak çözüm önerileri sunduk. İnşallah görevimizi hakkıyla yapıp arkadaşlarımıza devrederiz.
YAPTIĞIM TEK KANUNSUZ İŞ
Hayatımda yaptığım tek kanunsuz iş, 3 metrekare balkon. 2010 yılında 3 metrekare balkon için 4 bin 500 lira ceza yedim. Hakkımda mahkeme açıldı. 10 ay hapis cezası verildi. Hapis cezası da 5 bin 500 lira para cezasına döndü. 10 katlı kaçak bina, 15 katlı kaçak otel yapanlara hiçbir şey olmuyor. 10 milyon 250 bin vatandaş, kaçak inşaatı için imar barışına başvuruyor. Ben 3 metrekare balkon için 10 ay hapis cezası alıyorum. Ben bu balkon dışında hiçbir şekilde kanunsuz iş yapmadım. Kanun neyse ona uygun şekilde yapıyorum. İmara aykırı hiçbir yapı yapmıyorum. Kanuna aykırı iş yapmadığım için sesim gür çıkıyor.