Yüksek Mimar Hüseyin Demir, ‘Elâzığ depremi daha sonra İzmir depremi, bizlere acı gerçeği bir daha gösterdi. Türkiye'nin her il ve ilçesinde her an bir deprem olma ihtimali olduğunu bildiğimize göre, tüm yapıların olası depremlere karşı dayanıklı hale gelmesi için ne gerekiyorsa yapılması gerekmektedir. İstanbul İstatistik Ofisi, 'İstanbul'un deprem raporu’ verilerine göre İstanbul’da yaşanabilecek 7,5 büyüklüğündeki bir depreme hazırlıksız yakalanırsa 48 bin bina yıkılacak ya da ağır hasar görecek. 194 bin bina orta ve üstü hasar alacağı belirtilirken yaşanacak ekonomik kaybın ise, en az 120 milyar lira olacağı tahmin edilmektedir ’dedi
Yüksek Mimar Demir, ‘Bu veriler ışığında, Türkiye'nin tamamı göz önüne alındığında depreme dayanıksız binaların, depreme dayanıklı hale getirilmesi için gerekli maddi gereksinimin boyutları ortada iken imar barışında gerekli olan en önemli hususun, depreme dayanıklılık kriteri olması gerekirken maalesef bu gözetilmediği gibi depreme dayanıklı olduğu halde Türkiye genelinde müracaatlarını yapan, yapı kayıt belgelerini alıp ödemelerini gerçekleştiren yüz binlerce kişinin belgeleri 'Yasal düzenlemeden sonra yapıldığı' iddiasıyla 'Yapı Kayıt Belgeleri' iptal edilerek yüz binlerce yapının elektrik ve suyu kesildi ve vatandaşın düştüğü zor duruma bir çözüm bulunamadı. İmar barışı yasasında yapılacak basit bir yasal düzenleme ile Depreme dayanıklı olması kaydı ile imar barışının Milat'ı 2017 yerine 2019 olarak güncellenmesinin çözüm olacağını ve başvurularda elde edilecek gelir ile depreme dayanıksız binaların depreme dayanıklı hale gelmesi için büyük destek sağlanmasının yanında; toplumsal fayda, ekonomik yarar ve yaşanan mağduriyetlerin çözümü açısından, yasal düzenlemenin bir an önce yapılmasının ülkenin menfaatine olacaktır ’dedi.
‘Kırsal kesimde hatalı uydu görüntülerinden dolayı: Haksız şekilde, yapı kayıt belgelerinde iptaller oldu’
Araştırmacı Yazar Yüksek Mimar Hüseyin Demir, ’Ülkemizde 1948 yılından günümüze kadar birçok imar affı gerçekleştirildi. Toplumsal yarar olmasından dolayı en son 10 milyon 250 bin kişi başvuruda bulunduğu ve 4 milyon civarı yapı sahibinin de başvuru yapmadığı bilinen imar barışı uygulaması yapıldı. İmar barışında ,esas amaç itibariyle devletin, hukuka aykırı fiili durumu olan ruhsat alınmadan inşa edilen yapılar, iskanı olmayan yapılar, ruhsatı olan fakat sonradan ekleme yapılmış olan yapılar gibi kaçak veya projeye, imar mevzuatlarına uygun olmadan yapılan yapıların hukukileştirmesi, yasalara uygun olmayarak ihdas edilmiş tasarrufları yasalaştırma amacı ile vatandaş ve devletin barışması amaçlanmıştı. 2018 yılında hayata geçirilen uygulama kapsamında, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılaşmaya gidilen 7 milyon 436 bin 354 bağımsız bölüm için başvuru yapıldı. Yapı Kayıt Belgesi almak için vatandaşların ödediği toplam miktar ise 24 milyar 745 milyon 968 bin lira ayrıca kat ittifakı için de ayrıca ödeme yapıldı ’dedi
Yüksek Mimar Demir, ’Ne yazık ki, uygulamada yaşanan sıkıntılardan milat olarak 2017 yılının alınması, imar barışı uygulamasının başvuru süresinin uzatılması, yerel siyasetçilerin 2017'den sonra alelacele yapılan binaları seçim gerekçesi ile göz yumması ,denetimlerin yeterince yapılmamasının getirdiğini yanlış anlaşılma neticesinde, bazı noktalarda yapıların barıştan faydalanacağının teşvik edilmesi, kırsal kesimde Sayıştay raporunda da belirtildiği üzere, özellikle kırsal kesimde, uydu görüntülerinde problem yaşandığının tespit edilmesine rağmen yaşanan yapı kayıt iptalleri, İstanbul'da 3 ilçenin yapı kayıt belgesinin, CHP'nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilmesi gibi bir çok nedenden ötürü bugün yıkımlar ile karşı karşıya gelen yüzbinlerce yapı kayıt mağduru devlet yetkililerine yaşadıkları mağduriyetlerini anlatmaya ve çözüm için bir an önce adım atılması için sosyal medya mecralarından seslerini duyurmaya çalıştıklarını görmekteyiz ’dedi
‘Yüzbinlerce yapı kayıt mağdurunun sesi duyulmalı! Mağduriyetler giderilmeli!’
Sözlerine söyle devam eden Araştırmacı Yazar Yüksek Mimar Hüseyin Demir, ‘Ülkemizin ekonomik koşulları göz önüne alındığında bir ev sahibi olmak için 40 sene çalışılması gerçekliği ve imar barışında hedeflenen vatandaş ile devletin karşı karşıya gelmesine engel olmak, yapıların ekonomiye dahil edilmesi ayrıca imar barışının çıkarıldığı tarihte seçimlerin olması, sürenin uzatılması, denetimlerin yetersiz olması sonucunda yapılaşmaya bazı yerlerde göz yumulması gibi vatandaşın ev hayalini teşvik eden yönlendirmeler gibi birçok etkenin sonucunda bugün, sayıları yüzbinleri bulan mağdur kitlesi oluşmuştur. Mağdurlar yapı kayıt belgelerini aldıktan sonra numarataj alarak, dask taparak elektrik suyunu bağlatarak ekstra maliyetler ile zor durumuna düşmüş ve yaşanan yapı kayıt iptalleri ile bu zorluklar maksimum seviyeye ulaşmıştır. İmar barışı yasasında depreme dayanıklı olmak kaydıyla ile yapılacak yeni bir düzenlemenin toplum yararına bir gelişme olacağı gerçekliği göz önüne alınarak bir an önce çözüm için adım atılmasının, mağduriyetleri gidermesi ve ömründe mahkeme görmeyen insanların mahkeme koridorlarında eziyet görmelerinin önüne geçmesi bakımından çok önemli bir gelişme olacağını ’vurguladı.