Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından her ay yayınlanan “Hazır Beton Endeksi” inşaat açısından bir inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyuyor. THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, hazır beton endeksi verileri ışığında bu yılki gelişmeleri aktarırken 2022 yılı ile ilgili beklentilerini de anlattı.
Türkiye Hazır Beton Birliği’nin faaliyetleri ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Türkiye’de hazır beton üretimi, seksenli yılların ikinci yarısından itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. 1988 yılında kurulan birliğimiz, 33 yıldır ülkemizde güvenli ve dayanıklı yapıların inşası için gerekli olan kaliteli, doğru, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir beton üretiminin ve kullanımının yaygınlaşması için uğraş veren sektörel bir kuruluştur. Birliğimiz bünyesinde yıllardır, sektöre, çalışanlarına ve beton kullanıcılarına yönelik sertifikalı eğitimler ve seminerler düzenleyerek sektörün kalifiye eleman ihtiyacını karşılamaktayız. 1994 yılından bu yana pompa ve transmikser operatörleri, santral operatörleri ve laboratuvar teknisyenleri birliğimizin sertifikalı eğitimlerinden geçmektedir. Bu eğitimlere bugüne kadar 18 binden fazla kişi katılmıştır. Laboratuvarımız bünyesinde özel ve kapsamlı Deprem Performans Raporu hazırlıyoruz. Beton, dünyada kullanılan en yaygın yapı malzemesidir. Dolayısıyla betonun sürdürülebilir olması geleceğimiz için önemlidir. Biz de dünya ile eş zamanlı olarak Türkiye’de sürdürülebilirlik konusuna odaklandık.
Türkiye’de hazır beton sektörü ile ilgili bilgi verir misiniz? Toplam kaç hazır beton şirketi var? Sektör kaç santralde ne kadarlık bir üretim kapasitesine sahip? Üretim kapasitesinin ne kadarı kullanılabiliyor?
Ülkemizde hazır beton sektörü diğer ülkelerle kıyaslandığında oldukça yenidir. Birliğimizin kurulduğu 1988 yılında ülkemizde yıllık 1,5 milyon metreküp beton üretilmekte iken son yıllarda üretim miktarı artmış ve 2017 yılında 115 milyon metreküp üretim ile zirveye ulaşılmıştır. Son yıllarda inşaat sektöründeki yavaşlamayla birlikte beton üretiminde daralma meydana gelmiş ve 2019 yılında 77 milyon metreküp beton üretilmiştir. 2020 yılında ise hazır beton sektörü 95 milyon metreküpü bulan üretimi, 542 hazır beton firması ve yurt çapında 1.032 hazır beton üretim tesisi ile Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü için çok önemli bir yerde durmaktadır. Türkiye’de hazır beton üretiminin yaklaşık yüzde 65’i üyelerimiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Avrupa Hazır Beton Birliğinden (ERMCO) aldığımız 2020 yılı verilerine göre Avrupa Birliği üyesi bütün ülkelerin toplam üretim miktarı 252,7 milyon metreküp iken, Türkiye tek başına 95 milyon metreküp beton üretmektedir. Sadece miktar açısından değil kullanılan betonların dayanım sınıflarında da Türkiye öndedir. Kullanılan betonların dayanım sınıflarına bakıldığında; C25/30-C30/37 dayanım sınıflarında yüzde 71 ile Türkiye, yüzde 60,2 olan AB ortalamasının üstündedir. C35/45 ve üstü dayanım sınıflarında ise Türkiye yüzde 21 ile yüzde 12,8 olan AB ortalamasının üstündedir.
THBB, inşaat ve inşaata bağlı imalat ve hizmet sektörlerinde mevcut durumu ve beklentileri ortaya koyan ‘Hazır Beton Endeksi’ raporunu açıklıyor. Bu raporun verilerinden yola çıkarak 2021 yılı sektör için nasıl geçti?
THBB olarak her ay gerçekleştirdiğimiz Hazır Beton Endeksi, yalnızca sektörümüz perspektifinden değil inşaat sektörünün geneli açısından durumu yansıtması yönüyle sektörün öncü göstergelerinden biri konumundadır. Son veriler geçen yıla göre iyi olduğumuzu ancak bu yıl inşaat sektörünün potansiyelini hâlen gösteremediğine işaret ediyor. Bunun nedeni inşaatın güveni en hızlı zayıflayan, buna karşılık normalleşmesi en çok zaman alan sektör olmasıdır. Ekonomik gelişmelere ve başta faiz olmak üzere makro değişkenlerden hızlı bir şekilde etkilenen sektörün yoluna hızlı bir şekilde devam etmesi için konut yatırımına olan mevcut ilginin artması gerekmektedir.
2022 yılı için beklentileriniz neler? Bir toparlanma öngörüyormusunuz? Hazır beton sektörünü 2022 yılında neler bekliyor?
Normalleşme adımlarının atılmaya başlandığı, pandeminin ekonomik etkilerinin azaldığı 2020 yılının temmuz-ağustos-eylül döneminde yani 3. çeyrekte ekonominin toparlanmasına imkân tanıyan düşük faiz sonrasında 8 çeyrek daralan inşaat sektörü yüzde 6,4 büyümüştür. Aslında biz bu rakamın daha yüksek olmasını bekliyorduk. Zira bu kadar daralmanın sonrasında sektörün yukarı hareketinin çok daha hızlı olması teknik olarak beklenen bir sonuçtu. 2008 küresel krizinde dahi 7 çeyrek daraldıktan sonra yüzde 8 büyüyen inşaat sektörünün 8 çeyrek üst üste daralma göstermesi dikkat çekicidir. Aynı zamanda inşaat dışında herhangi bir sektör de 8 çeyrek yani 2 yıl boyunca negatif büyüme göstermemiştir. Bu yönüyle değerlendirildiğinde inşaat sektörünün 2022 yılında, önceki yıllardaki kayıplarını telafi etmesini bekliyoruz. Bunun için sürdürülebilir bir model çerçevesinde ekonomimizin dengeli ve tüm kesimleri kapsayan bir büyüme modeli ile yoluna devam etmesi gerekmektedir. Makro ekonomik istikrar ve aynı zamanda güvenilir ve öngörülebilir bir piyasa yapısının oluşturulması gerekmektedir ki ancak bu sayede hem yatırımcılara hem de tüketicilere güven ortamı tesis edilecektir.
2018 yılında başlayan daha sonrasında pandemi ile devam eden süreç inşaat sektörünü olumsuz etkiledi. 2020 Haziran’ında 0,64 etkisiyle ciddi bir toparlanma yaşansa da yıl sonuna doğru faizlerin çok yükselmesi, maliyetlerin çok artması gibi etkenlerle yatırımlar tekrar askıya alındı. Depremden sonra yeni konut ve kentsel dönüşüm talebi artsa da yatırımlar istenen seviyede değil. Bu gelişmeler ışığında inşaat sektörünün son 3 yılını bize değerlendirir misiniz? İnşaattaki bu belirsizlik ne zaman biter?
İçinde bulunduğumuz yılın ilk çeyreğinde ülkemiz beklentilerin üzerinde bir büyüme performansıyla yüzde 7 büyüme kaydetmiştir. İlk çeyrek büyüme rakamlarına baktığımızda, tüm iktisadi faaliyetlerin, geçen yıla kıyasla pozitif yönlü hareket ettiği anlaşılıyor. Hiç kuşkusuz Türkiye ekonomisi açısından bu çok önemli bir başarıdır. Ancak madalyonun diğer tarafında farklı bir tablo yer alıyor. Sektörler içinde, zincirlenmiş hacim endeksi olarak en düşük iki büyüme, gayrimenkul faaliyetleri (yüzde 2,4) ve inşaatta (yüzde 2,8) görülüyor. Baz etkisi ile bu yıl inşaatın diğer sektörlere kıyasla çok daha yüksek oranda büyümesi gerekirken inşaatta bu gerçekleşmemiştir. Yani bunun anlamı, inşaat sektörü büyümenin nimetinden en az yararlanan sektör durumundadır. Benzer bir durum ikinci çeyrekte de yaşanmıştır. Bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyüyen Türkiye ekonomisindeki sektörler içerisinde inşaat, tarımdan sonra en düşük pozitif büyüme oranına sahip olan sektördür. 13 çeyrektir inşaat sektörü yüzde 3’ten yüksek bir büyüme performansı ortaya koyamamaktadır. 1998 yılından bu yana çeyreklik bazda Türkiye’nin en büyük büyüme rakamının yakalandığı 2021 yılının geride bıraktığımız ikinci çeyreğinde dahi bu rakam inşaat için yüzde 3’ün üzerine çıkamamıştır. İnşaat sektörünün 2009 küresel krizi öncesinde çeyrekler bazında ortalamada yüzde 9,8 ve kriz sonrasında 2010-2017 döneminde yüzde 11 olan büyüme rakamı, 2018’den bugüne yüzde 4’e inmiştir.
Ekonomideki genişleme göstergelerine rağmen inşaatın görece geri kalmasının temel nedeni, yüksek faiz olarak görülebilecektir. Ağustos ayında ilk el ipotekli konut satışları 7 bine kadar gerilemiş görünmektedir. Geçen yılın ocak-ağustos döneminde 151 bin olan ipotekli ilk el satışları bu yılın aynı döneminde 41 bine düşerek yüzde 73,2 gerilemiştir.
Hazırladığınız “Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi” ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Betonun teknik ve teknolojik nitelikleri, tüm yaşam döngüsü boyunca yapı sürdürülebilirliğinin birçok yönü üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Sürdürülebilirliğin çevresel ve ekonomik tüm önemli ve ilgili yönleri dikkate alınarak performans değerlendirilmesinde bütünsel bir yaklaşım gerekmektedir. Bu doğrultuda THBB olarak, hazır beton sektörünün ve paydaşlarının döngüsel ekonomi, yaşam döngüsü analizi, yaşam döngüsü maliyeti, çevresel ürün beyanı başta olmak üzere günümüz iş modellerini etkileyen yeni çevreci yaklaşımlar konusunda farkındalığını arttırmak amacıyla “Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi” hazırladık. Bu rehber, inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri alanında yaşam döngüsünü değerlendiren ve sektörün durumunu veriler ile gösteren ilk rehber oldu. Rehberimiz sadece hazır beton sektörü ve paydaşları için değil, yaşam döngüsü hakkında bilgi almak isteyen tüm kişi ve kurumlar için de örnek bir rehber niteliği taşıyor. Rehberin üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümlerinin ötesinde, mimarlık ve çevre mühendisliği bölümlerinde de birçok akademisyen ve bu konuda çalışacak öğrenci için bir referans kaynak olacağını öngörüyoruz.