Türkiye’de 165 bini İnşaat Mühendisleri Odası’na kayıtlı olmak üzere 200 bin civarında inşaat mühendisi bulunuyor. Diploma sahibi olan herkesin imza yetkisi var. 129 üniversite, inşaat mühendisliği programına öğrenci kabul ediyor ancak hepsinde aynı standartta eğitim verilmiyor. Üniversiteler arasından 200 puanlık farklar var. Bazı üniversitelerin akademik kadrosunda bir profesör dahi yok. Hem üniversiteye girişte hem de eğitim sürecinde birçok farklılık bulunmasına rağmen öğrenciler, diplomalarını aldıkları gün bina denetim yetkileri de oluyor. Hal böyle olunca, her inşaat mühendisinin imza yetkisinin olması doğru mu, dünyada örnekler nasıl, üniversite eğitimleri yeterli mi soruları akla geliyor.
Milliyet'ten Ozan Ömer Kadüker'in haberine göre İnşaat Mühendisleri Odası 2. Başkanı Nusret Suna konuyla ilgili şunları söyledi:
Diploma sahibi olduğunuzda her hakka sahipmişsiniz gibi algılanıyor ama inşaat mühendisliği çok geniş bir alan olmasının yanı sıra tecrübenin de çok önemli olduğu bir meslek dalı.
■ 12 Mayıs 2023’te bakanlığımızın açıklamış olduğu bir yönetmelik vardı. Sıkıntıların farkında olunduğu için bu yönetmelikte meslek yaşıyla ilgili değişime gidildi ve sınırlama yapıldı. Örneğin yeni mezun bir inşaat mühendisi zemin artı 4 katlı yapılara kadar imza atabilir, eğer meslek yaşı en az 3 yıl ise zemin artı 5 kat ile 7 kat arası projelere imza atabilir dendi. Ama bunun hızlı ve yanlış alınmış bir karar olduğunu düşünüyorum. Meslek yaşı tek başına bilgi ve deneyim göstergesi değildir.
Amerika’da, Almanya’da, Japonya’da uygulanan yetkin mühendislik dediğimiz sistemin hayata geçmesi gerekir. Yetkin mühendislikte lisans eğitimini aldıktan sonra mesleki tecrübe ve yaşı ölçecek bir sınava giriliyor. Yetkinliğini ispat ederse imza hakkına sahip oluyor ve bu imza hakkı da ömür boyu değil.
1938’DEN BERİ DEĞİŞMEDİ
■ Yetkin mühendisliğin hayata geçebilmesi için yasal düzenlemelerin yapılması gerekmekte. 1938’den bugüne değiştirilmemiş olan 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Kanunu değiştirilmeli, meslek odalarına kendi meslektaşlarını yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme hakkı getirilmeli.
■ Eski üniversite eğitimi ile bugünün eğitimi bir değil. Ciddi puan farkları var. İçler acısı bir durum ortaya çıkıyor. Çok cüzi bir matematik ve eksi fizik netiyle inşaat mühendisliği bölümlerine giriliyor. Onun için mezun olduktan sonra da sınav yapılmalı.
■ Kiralık diplomayı alan da veren de sahtekarlık yapıyor. Bu kabul edilecek bir şey değil. İşte o zaman hukuk yakanıza yapışıyor bundan kaçış yoktur. Biz bütün genç meslektaşlarımıza şunu deriz: “Atacağınız her imza siz bu dünyadan göç edene kadar her zaman karşınıza çıkar.”
■ 2009’dan 2018’e kadar kontenjanlarda muazzam derecede artış oldu. 2018’de 12 bin 965 kontenjan vardı. 2018’den sonra düşmeye başladı. 6 bin küsurlara geldi. Şu anda 5 bin 769 kontenjan açıklandı, 4 bin 488 kişi yerleşti. Yani ülkede ihtiyaç yokken haddinden fazla inşaat mühendisliği bölümleri açılıp kontenjanları artırıldı. Bu da kaliteyi düşürdü. Laboratuvarı, binası olmayan üniversitelerde inşaat mühendisliği açarsanız bu sıkıntıları çekeriz. Bazı üniversitelerde profesör bile yok. İnşaat mühendisi olmayan bölüm başkanları var.
DİPLOMALARI KİRALIYORLAR
İnternet siteleri ‘kiralık inşaat mühendisliği’ ilanlarıyla dolu. Yapı denetim firması olduğumuzu belirterek inşaat mühendisleriyle iletişime geçtik. Konuştuğumuz kişiler sigortanın tam yatırılıp yatırılmaması, şirketin bulunduğu şehir, arada gidilip gidilmeyeceği, şantiyenin metrekaresi gibi konulara göre talep edecekleri ücretin değişeceğini söylediler. Ücretler ise 6.000 TL’den başlıyor 20.000 TL’ye kadar çıkıyor.
PUAN FARKI 200
Türkiye’de 90 devlet, 31 vakıf, 8 KKTC olmak üzere 129 üniversitede inşaat mühendisliği bölümü var. Bazılarında 1 profesör dahi bulunmazken bazılarının kadrosunda 40’ın üzerinde profesör yer alıyor. Mühendisliklerde 300 bin başarı sırası barajı bulunmasına yani bu barajı aşamayanların tercih edememesine rağmen, puanlar arasında 200’ün üzerinde bir fark olduğu görülüyor. Bu noktada, hepsinde aynı standartta eğitim var mı, sorusu akla geliyor. YÖK Atlas verilerine göre Boğaziçi Üniversitesi’nin taban puanı 503; akademik kadrosunda 12 profesör var. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin taban puanı 476 ve 41 profesör bulunuyor. Taban puanı 468 olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin kadrosunda ise 31 profesör var. Öte yandan Şırnak, Kilis 7 Aralık, Gümüşhane gibi bazı üniversitelerin kontenjanları dolmadığı için puanı dahi oluşmadı. Şırnak ve Hakkari üniversitelerinde 1 profesör varken Kilis 7 Aralık’ın akademik kadrosunda profesör bulunmuyor. Bolu Abant İzzet Baysal, Konya Teknik, Isparta Uygulamalı Bilimler, Necmettin Erbakan üniversiteleri ise 299 puandan öğrenci aldı. En yüksek puandan alanlarla aralarında 200 puanlık fark var.