Dünya Gazetesi köşe yazarı İsmet Özkul, bugünkü köşesinde "Sorulu ve sorunlu büyüme" başlıklı yazısına yer verdi.
* Ekonomik büyüme: TÜİK verilerine göre ekonomi ilk çeyrekte yüzde 5 gibi döneme göre yüksek bir büyüme gösterdi. Ancak yine açıklayamadığımız sorular var. Ekonomi yüzde 5 büyürken ekonomik güven endeksi, geçen yılın ilk çeyreğine göre neden yüzde 2.1 düştü? Neden işsiz sayısı yüzde 21, işsizlik oranı 1.74 puan arttı. İstihdamdakilerin toplam çalışma süresi sadece yüzde 0.79 artarken GSYİH yüzde 5 artmış. Makine teçhizat yatırımları yüzde 10 küçüldüğüne göre bu verimlilik artışı nasıl ortaya çıktı?
* Tüketim: İlk çeyrekte tüketici güven endeksi geçen yıla göre yüzde 2.33, perakende ticaret güven endeksi yüzde 10.42 düştü. Buna rağmen özel tüketim nasıl yüzde 5.1 büyüyebildi?
* Sanayi: Sanayi üretim endeksi sadece yüzde 1.69 artarken büyümesi yüzde 5.06 oldu. Sanayide geçen yılın ilk çeyreğine göre istihdam yüzde 0.47 azaldı, istihdam endeksi yüzde 1.72, çalışılan saat endeksi yüzde 1.9 düştü. Ayrıca reel kesim güven endeksinde de yüzde 0.92 düşüş var. Bu olumsuz göstergelere rağmen sanayi büyümesi nasıl yüzde 5'i aştı?
* Sanayi: Sanayi üretim endeksi sadece yüzde 1.69 artarken büyümesi yüzde 5.06 oldu. Sanayide geçen yılın ilk çeyreğine göre istihdam yüzde 0.47 azaldı, istihdam endeksi yüzde 1.72, çalışılan saat endeksi yüzde 1.9 düştü. Ayrıca reel kesim güven endeksinde de yüzde 0.92 düşüş var. Bu olumsuz göstergelere rağmen sanayi büyümesi nasıl yüzde 5'i aştı?
* Hizmetler: Hizmetlerin toplamında bizim hesabımıza göre büyüme yüzde 5.84'ü buldu. Buna karşın güven endeksi neden yerinde saydı ve istihdam endeksi ve çalışılan saat endeksi düştü?
* İnşaat: İnşaatta yüzde 3.72'lik makul bir büyümeye rağmen güven endeksi neden yüzde 4.47, çalışılan saat endeksi yüzde 13.4 düştü? Bu soru işaretleri büyüme verilerinin ayrıntılarını, yapısını analiz etme ve sonuçlar çıkarma şansımızı ortadan kaldırıyor. Şimdi de büyümedeki sorunlar tarafına bakalım.
* İstihdamsız büyüme: Büyüme istihdam yaratmıyor. İşsiz sayısı hızla artmaya devam ediyor, işsizlik oranı böyle bir büyümeye rağmen düşmüyor, artıyor.
* Yatırımsız büyüme: Tarihte görülmemiş çeşit çeşit teşviğe rağmen yatırımlar artmıyor. Özellikle makine teçhizat yatırımlarının daralması alarm verici.
* Kamu zoruyla büyüme: Büyümede kamu tüketim ve yatırımlarındaki hızlı artışın ciddi bir payı var. Ayrıca Kredi Garanti Fonu (KGF), istihdam desteği ve diğer teşviklerle kamunun, kendi doğrudan harcamaları dışında da risk ve maliyet üstlenmesinin de ilk çeyrek büyümesinde belirleyici rolü var.
* Kırılgan büyüme: Büyüme istihdam yaratamazsa özel tüketime dayalı büyüme sürdürülemez. Ayrıca hane halklarının borçluluğunu artırarak, hem hane halklarının hem de bankacılığın risklerini artırır. Yatırımsız büyüme hem istihdam, hem de rekabet gücü ve cari açık cephesindeki yaraları derinleştirir. Kamu harcamalarına yüklenmek ve olağanüstü teşvikler sürdürülebilir uygulamalar değil. Nitekim ilk çeyrekte bütçe dengesi çok ciddi ölçüde bozuldu. KGF benzeri uygulamalar ise kamunun yüklerini artırdığı gibi bankacılık kesiminin risklerini de artırıyor.
Özetle bu sorunlu haliyle büyüme yüksek rakamlara çıksa bile ekonomiyi güçlendirmiyor, kırılganlıklarını artırıyor.