Geçtiğimiz sene başlatılan faiz kampanyası konut satışlarında rekoru da beraberinde getirmişti. Son bir senede demir beton çimento ve diğer kalemlerde yaşanan yüzde100 yüz fiyat artışı firmaları da olumsuz etkiliyor.
Artan inşaat maliyetleri sektörün de önünü tıkıyor, bunlar dışında yüksek faizler de sektörü çıkmasa sürüklüyor. Sebo Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Gülçiçek, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada inşaat sektörünün gözünün faiz indiriminde olduğunu söyledi.
Arsa ve İnşaat malzemeleri fiyatlarındaki artışların yeni inşaatların yapımını da olumsuz etkilediğini söyleyen Gülçiçek, " Haziran 2020’de 3 bin 400 TL olan demir fiyatı şuan 6 bin 900 TL oldu. İnşaatın ana kaleminde fiyat artışı bu oranda diğer geri kalan kalemlerdeki fiyat artışını siz düşünün artış böyle olunca geçen yıl 400 bin civarında satılan konutun bu günkü satış fiyatları 700/750 bandına ulaştı bu da konuta erişimi çok zorlaştırdı.
Yeni inşaat yapımı yavaşlayınca eldeki konutlara talebin artmasıyla suni olaraktan bir miktar yukarı yönlü hareketler olsa da asıl gerçek yüksek inşaat maliyetlerindeki artışlar. Bugün şehir merkezlerinde 900 bin liranın altında sıfır konut kalmadı. Şehrin merkezi dışında kalan alanlarda bile daire fiyatları 600 bin dayandı. Orta gelir grubu eskiden konut kredisi kullanıp kolaylıkla ev sahibi olabiliyorken şimdi konut kredi faizleri ve konut fiyatları çok yüksek olduğundan sıfır konut alması zorlaştı" dedi.
Sektörün yeni bir kampanyaya ihtiyaç duyduğunu dile getiren Gülçiçek, "Faiz indirimi tek başına yeterli olmaz uzun vadeli olması gerekiyor 25/30/35yıl vadeler konuşulmalı artık bu konu da hazırlıklar yapılmalıdır. Çünkü bu gün ki konut fiyatlarına insanların bu gelir düzeyiyle ulaşması mümkün gözükmüyor. Konutta vade uzarsa insanların ödeyeceği taksitlerin miktarı düşer. İnsanlarda uzun vade kira ödeyeceğine kendi evlerine ödeme yaparlar. Buda inşaat sektöründe çarkların dönmesine yardımcı olur. Geçen yıl 400 bin evi almak için 300 bin kredi kullanan alıcı 120 ay için aylık 3500tl ödüyordu şimdi ise aynı evi alabilmek için 300 bin yerine 600 bin kredi çekmek zorunda ve bu günkü faiz oranlarıyla 600binkredi için aylık orak 10200 bin lira ödemesi gerekecek. İnsanların gelirleri aynı oranda artmadığı için çalışan kesime enflasyon oranında artışlar yapıldığı için konuta ulaşım imkânsız hale geliyor. Bu durum da doğal olarak bu sektörün durması ekonominin de yavaşlaması anlamına geliyor" dedi.
Gayrimenkul değerlenecek
Gülçiçek sözlerine şu şekilde devam etti: "Salgın başladığından beridir dünya genelinde bütün ülkelerin merkez bankaları para basıyor. Merkez bankalarının bu kadar para bastığı dönemler de gayrimenkul fiyatları aşırı yükselmiştir. Hatırlayalım geçen yılki fiyatlarla bu yılki fiyatlar karşılaştırıldığında ne söylemek istediğim ortaya çıkıyor. Gayrimenkul daha değerlenecek. Özellikle konut fiyatlarında ciddi yükselişler görüyoruz döviz ve arsa maliyetlerinin etkisiyle.
Bir diğer neden de yeni konut üretiminin azlığı ve talebi karşılayamayacağıdır. Gayrimenkulde dünya üzerinde de yüzde 6 oranda değerlenme söz konusu sadece Türkiye’ye has bir durum değil bu durum Türkiye’de yıllık 700 bin konuta ihtiyaç olduğu gerçeği ortadadır. Konut kiraları da aynı şekilde sert yükselecek. Gelecek bir kaç yılda hem ev fiyatlarında hem de kiralarda yüksek artış olmasını öngörüyoruz. Dünyada üretilmeyen tek şey topraktır. Bu da toprağı kıymetli hale getirmektedir. Çünkü orta vadede baktığımız zaman arazinin Türkiye'de çok daha fazla kazandırdığını çıkardığımız istatistiklerle görebiliyoruz.
Ülkemizdeki genç nüfus oranı gelecek zamanlarda daha da yükselecektir. Oluşacak yükseliş için daha fazla yeni yerler, yeni konutlar üretmek gerekmektedir. Buda toprağa talebin artması demektir. Türkiye genelinde son 1 yılda konut imarlı arsa fiyatları ortalama olarak yüzde 70, arazi fiyatları ise yüzde 90 artış gösterdi. "