İnşaat ve Seramik Sektörü Altın Yılını Yaşıyor!

İhracattaki artış, inşaat yatırımlarının hızlanması ve tadilat/dekorasyon işlerinin pandemide artması ile seramik sektörü canlandı. Seramiksan Satış Grup Başkanı M. Süreyya Çağlar, “Seramik sektörü 2020’de altın yılını yaşadı, yaşamaya devam ediyor” dedi.

Seramik, Vitrifiye ve Yapı kimyasallarında Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından biri olan Seramiksan 550 bin metrekarelik arazi üzerinde 170 bin metrekarelik kapalı alana sahip 7 fabrikada üretim yapıyor. 1.400'ün üzerinde kişinin istihdam edildiği firmadan çıkan ürünler, Türkiye’nin her noktasına ve 60’ın üzerinde ülkeye gönderiliyor.

Seramiksan Satış Grup Başkanı M. Süreyya Çağlar ile şirketin faaliyetleri, sektördeki gelişmeleri ve yenilikleri konuştuk…

33 MİLYON METREKARE ÜRETİM KAPASİTESİ, 1400’ÜN ÜZERİNDE ÇALIŞAN

Şirket profilinizden ve ürettiğiniz ürün gruplarınızdan bahseder misiniz?

Seramiksan Manisa’nın çok eski sanayici ailelerinden biri olan Demirdöver ailesi tarafından 1990 yılında kuruldu. 1994 yılında üretime başladı. 1994 yılında 2 milyon metrekare kapasite ve 70 kişilik ekiple yola çıkan firma, zaman içerisinde yeni fabrikaların inşası ile hem üretim kapasitesi hem de istihdam edilen kişi sayısında sürekli artış gösterdi. 2000 yılında yer karoları haricinde duvar karoları da üretmeye başladı. 2012 yılında Türkiye’de ilk defa nanoteknolojiyle leke tutmayan, bakteri barındırmayan porselen karoların üretimini yaptı. 2014 yılında dünyadaki en modern vitrifiye fabrikalarından birisini inşa ederek ürettiği ürünlerin yarısını yurtdışında 60’ın üzerinde ülkeye ihraç etmeye başladı. Seramiksan aynı zamanda yapı kimyasalları da üretiyor. 2021 yılına geldiğimizde Seramiksan 33 milyon metrekare üretim kapasitesi, 1.400’ün üzerinde çalışanıyla hem Türkiye’nin hem de dünyanın önde gelen seramik ve Vitrifiye üreticilerinden birisi olmuştur. Ürettiğimiz ürünlerin yüzde 30’unu 60’ın üzerinde ülkeye ihraç ediyoruz. İç piyasada da 250 bayi ve 1.000’in üzerinde tali bayi ile hizmet veren bir şirketiz.

Kurulduğu günden beri yeniliklerin öncüsü olmayı hedefleyen, inovatif düşünceleri devreye alan bir yapımız var. Porselen karoda ve vitrifiye grubunda hem hijyen hem de fonksiyonel ürünler üretiyoruz.  Banyo mobilyaları sektörüne de giriyoruz. 40’ın üzerinde banyo dolabı çeşidi, yakın zamanda Seramiksan satış noktalarındaki yerini alacak.

TAM KAPASİTE ÜRETİME DEVAM EDİYORUZ. 

Üretim sürecinizden biraz bahsedebilir misiniz? Üretim kapasitenizin ne kadarını kullanıyorsunuz?

Seramiksan kurulduğu günden itibaren kapasitenin yüzde 100’ünü kullanmak üzerine plan kurmuştur. Üretim yapabilmemiz için fırınlarımızı 1.000-1.250 derecelere getirmemiz lazım. Bu sıcaklığa ciddi bir enerji harcayarak  ulaşabiliyoruz.  Bu yüzden dijital ortamda takip ettiğimiz bu sıcaklıkları koruyabilmemiz ve kesintisiz üretim yapmamız gerekiyor. Seramik fabrikalarının verimli olabilmesi için 365 gün 24 saat üretim yapması gerekiyor . Seramik üreticileri Pandemi sürecinde Türkiye ve dünyada çalışanların hastalıktan etkilenmesi sebebiyle üretimlerini  azaltmak zorunda kaldıkar. Seramiksan olarak, 2020 yılında Covid salgınına karşı tüm önlemlerimizi alarak kapasitemizin neredeyse tamamını kullandık. Özellikle 2020’nin 6. ayından itibaren kapasitemizin %100 de yüzünü kullandık . Şu anda da tam kapasite olarak üretime devam ediyoruz.

TÜRK SERAMİK SEKTÖRÜ ALTIN YILINI YAŞIYOR

Pandemi ile beraber ihracatta büyük bir talep artışı oldu? Sizin ihracat rakamlarınızda artış var mı?

Seramik sektöründe en büyük üreticiler İtalya ve İspanya. 2020 yılı Mart ayında başlayan salgın hastalıkla beraber bu ülkelerde üretim azaldı. Kurda yaşanan artışlar Türkiye’yi Avrupa pazarında çok cazip bir hale getirdi. Şu anda Türkiye’deki fabrikalar yurtdışı taleplerini karşılayabilmek için neredeyse iç piyasaya malzeme veremeyecek pozisyona geldi. Çin’den Avrupa’ya navlun fiyatlarının 4-5 katına çıkması Türkiye’yi nakliye bakımından da avantajlı hale getirdi. İç piyasada da çok olumlu gelişmeler oldu. 2020 Haziran ayında konut kredi faizlerinin 0,64 seviyesine inmesi ile müteahhitler konut stoklarını tamamen tüketti. Bu konutların bir kısmının inşaatı bitmemişti. Satışlar  olunca müteahhitler acil olarak banyo ve mutfakları tamamlamak durumunda kaldı. Hızla  seramik üreticilerine müracaat ettiler. Pandemide yeterince üretim yapılamadığı ve yurt dışı müşterilerine hizmet verildiği için birçok müteahhit seramik ve vitrifiye bulmakta zorlandı. Müteahhitler konut satışlarından elde ettikleri parayı yine inşaata yatırdılar. Şu anda faizler tekrar yükseldiği için piyasalar çok hareketli değil ama müteahhitler bildiği işi yapmaya ve konut üretmeye devam ediyor. Pandemi sürecinde insanlar evlerinde daha çok zaman geçirmeye başlayınca eskimiş olan banyo ve mutfaklarını yenilemeye başladı. Birçok evde de tadilat devam ediyor. Bu hareketlilikte dolaylı olarak fiyatlara yansıdı. İhracatta fiyatların yüksek olması iç piyasada da fiyatların yükselmesine neden oldu. İşçilik fiyatları neredeyse iki katına çıktı.

İhracatın çok artması, müteahhitlerin elindeki inşaatları hızlı bir şekilde tamamlaması, tadilat ve dekorasyon işlerinin artması uzun süredir sıkıntı yaşayan ve para kazanamayan sektörün yüzünün biraz gülmesine neden oldu. Türk Seramik sektörü 2020 yılını oldukça verimli geçirdi diyebiliriz.

İÇ PİYASADAKİ FİYATLAR DÜNYA PAZARINDAKİ FİYATLARIN ALTINDA

Uzun süredir para kazanamıyoruz derken neyi kastettiniz? Sektörün kar marjı mı çok düşük?

Seramik sektörü ülkede en fazla katma değer yaratan sektörlerden biri. 250-300 bin kişiye istihdam sağlıyor. Ülkenin kaynaklarını kullanan bir sektör. Yatırımların büyüklüğüne baktığımızda iç piyasadaki fiyatlar, dünya pazarındaki fiyatların çok altında. Çin’deki fiyatlar Türkiye’den çok daha yüksek. Hatta artık Türkiye’den Çin’e seramik ihraç ediliyor. Döviz ve petroldeki yükselişe rağmen uzun süredir fiyatlarımız değişmedi. Bu kadar büyük sermaye, bu kadar büyük yatırımlar ve bilgi birikimleri paraya dönüştürülemedi. Bu açıdan ben de diyorum ki sektör çok fazla para kazanamadı.

ARZ FAZLASINDAN DOLAYI FİYATLAR DÜŞÜK KALDI

Fiyatların düşük kalmasının nedeni nedir peki?

Düşük kalmasının nedeni kontrolsüz bir şekilde büyüyen sektör ve gereksiz yapılan yatırımlar. Pazardaki talebe bakılmadan çok fazla kapasite artışları yapıldı. Türkiye’nin 450 milyon metrekare üretim kapasitesi var. İç piyasada ortalama 200-220 milyon metrekarelik satış oluyor. İhracat rakamımız 100 milyon metrekare. Dolayısıyla kapasitemizin yaklaşık yüzde 75’ini kullanabiliyoruz. Bu kapasite kullanımı şu anda neredeyse yüzde 100’lere ulaştı ancak Türk seramik sektörü çok uzun süredir yüzde 70-80 kapasite ile çalışıyor. Arz fazlası olunca fiyatlar düşük kaldı. Bugünkü ortam yatırımcıyı tekrar cezbetti. Seramik fabrikası yatırımları arttı. Mevcut kapasitenin yüzde 15 i  kadar bir kapasite artışı olacak.

AYNI ÜRÜNÜN KUTUSU DEĞİŞTİ, FİYAT 3 KATINA ÇIKTI

Yurt dışında fiyatlar nasıl? İstediğiniz fiyata satabiliyor musunuz?

Asıl problemimiz Türk seramiğinin hak ettiği fiyatlara ihraç edilemiyor olması. Bugün İtalya’nın ortalama seramik ihracat rakamı 14 Euro, Türk seramiğinin 5 Euro. Neredeyse 3 kat fark var. Aynı kalitede, aynı tasarımda ürün çıkarıyoruz sadece üründe Made in Italy yazdığı için 3 kat fark oluşuyor. İtalya’da fabrikalarımız oldu. Onların kutusunda sattığımızda 15 Euro’ya satıyorduk. Türkiye’deki fabrikamızda ürettiğimiz ürünü kendi kutumuzla ancak 6-7 Euro’ya satabiliyoruz.

STOK DÖNEMİ BİTTİ

Müteahhitlerle görüştüğümüzde seramik başta olmak üzere inşaat malzemeleri ürünlerinin tedarikinde sıkıntı yaşadıklarını, özel ürün istediklerinde ya üretilmediğini ya da siparişlerin 3-4 ay ertelendiğini ifade ediyorlar. Bu eleştirilerle ilgili yorumunuzu alabilir miyiz? Sektörde tedarik sıkıntısı var mı?

Bir işe başladığınız zaman önce kullanacağımız malzemenin hazırlanması  lazım. Yemek yapacağınız zaman kıymanızı, pirincinizi, sebzenizi önceden ayarlamanız lazım. Ne yazık ki bizim müteahhitlerimiz akşam karar verip sabah temel kazmaya başladıkları için seramik döşeme aşamasına gelindiği zaman seramik aramaya çıkıyorlar. Gelişmiş ülkelerde bir yıl sonra inşaata başlanacaksa hazırlıklarına 2 yol önce başlanıyor . Bizim yurt dışı müşterilerimiz 2021 yılı siparişlerini 2020 kasım ayında tamamladılar. Bizim de ciddi bir hazırladık sürecimiz var. Ham maddemizi temin edip üretim planlaması yapmamız gerekiyor. Hiçbir fabrikanın stoklarında hazır malzeme yok. Müteahhitler  uzun yıllardır hazır stoklardan malzeme  almaya alışmıştı. Genel olarak seramik sektörü daha önce tam kapasite çalışamadığı için müteahhit firmalar hazır stoklarda ki malzemeleri alırlardı. Şimdi üretim tam kapasite çalıştığı ve stok olmadığı için ürünlerin siparişlerini programa alıp zamanında teslim ediyoruz. Stok dönemi bitti.  Aslında verimlilik ve kaynakların doğru kullanılması açısından doğrusu da bu. Bu durum ülkenin de kaynaklarının enerji ve ham madde açısından doğru kullanılmasını sağlıyor. Eskiden müşterinin  ne alacağını bilmeden geriye dönük tecrübelerimize bakarak üretim yapıyorduk.

SERAMİKTE TRENDLER

Seramiğin son 10 yılına baktığımızda çok büyük bir değişimin olduğunu görebiliyoruz. Eskiden sadece banyo ve mutfakta kullanılan seramik bugün bina girişlerinde, dış cephelerde , açık alanlarda kısaca hayatın her alanında dekoratif amaçla da kullanılıyor. Seramik sektörüne baktığımızda son 10 yılda neler değişti?

Tespitiniz doğru. 2008-2009 yılında seramik sektöründe bir devrim gerçekleşti. Standart baskı sistemleri yerini  dijital baskı teknolojisine bıraktı. Bu Sistem sayesinde doğada gördüğünüz her türlü nesneyi tarayıp karoların üzerine işleyebileceğimiz bir metot gelişti. Bir ahşabı, taşı, mermeri tarayıp yani Scan edip gerçeğinden ayırt edemeyecek şekilde karoların üzerine aktarabileceğimiz bir teknoloji gelişti. 2010-2015 yılları arasında Türkiye’deki hemen hemen tüm üreticiler bu teknolojiye geçtiler. Bugün dokunarak bile anlamayacağınız bir şekilde ahşabı, taşı, mermeri karoların üzerine aktarıp dokuyu da ürünün üzerine verebiliyoruz. Ürettiğimiz bu ürünler orijinaline göre çok daha dayanıklı  leke tutmuyor ve bir kısmı bakteri barındırmıyor . Şu anda mermer, ahşap ve doğaltaş En çok tercih edilen trendler arasında. Son 3-4 yıldır beton efektli ürünlerde çok popüler. Doğaya ve doğala bir dönüş var.

TÜRKİYE’DE SERAMİK İTHALATI BİTTİ

Türkiye’de ithal seramik çok kullanılıyor mu?

Türkiye’de eskiden İtalya ve İspanya’dan gelen seramikleri satan ciddi bir dağıtıcı ağı vardı. Ancak artık neredeyse hiç kimse İtalyan ve İspanyol  seramiğini tercih etmiyor çünkü Türkiye’deki seramikler hem kalite hem de tasarım anlamında neredeyse İtalyan ve İspanyol seramikleri kadar kaliteli ve göz alıcı. Bu nedenle Türkiye’nin  seramik ithalatı neredeyse bitti. Ancak yurt dışında istediğimiz yere gelemedik. Türkiye’nin marka değerinin seramik sektöründe de yurt  dışında artması gerekiyor.

MAT VE RENKLİ ÜRÜN DÖNEMİ BAŞLADI

Vitrifiyede neler değişti?

Vitrifiyede şöyle bir gelişme oldu. Eskiden 4 parça takım satılırdı. Klozet, rezervuar, lavabo ve ayak. Bu 2 parçaya düştü. Asma klozetler ve gömme rezervuarlar geldi. Banyo mobilyası hayatımıza girdi. Su tasarruflu klozetler geldi. 7-8 litre su ile temizlenebilen klozetler gitti, 2 ile 4,5 litrelik su ile temizlenebilen klozetler geldi. Eskiden sadece parlak ve beyaz ürünler vardı şimdi renkli ve mat ürünler de üretiliyor.

YÜZDE 99,9 BAKTERİ VE LEKE TUTMAYAN ÜRÜNLER

Pandemi ile beraber vitrifiyede hijyen detayı daha önemli hale geldi. Siz Türkiye’ye leke tutmayan bakteri barındırmayan porselen karo teknolojisini ilk kez getiren firma olarak ne gibi gelişmelere imza attınız?

Vitrifiye, birebir  İnsan vücudu ile temas eden bir ürün grubu. Mümkün olduğu kadar ürünün hijyenik tarafını çözmemiz gerekiyor. Sadece vitrifiyede değil kapak ve kapağın içerisinde üzerine oturduğumuz  simitte de hijyeni sağlamamız lazım. Bu ürünü mutlaka droplast adını verdiğimiz bakteri barındırmayan, mikrop tutmayan üründen yapmamız gerekiyor. Biz Seramiksan olarak kendi klozet kapaklarımızı kendimiz üretiyoruz. Seramiksan vitrifiye fabrikalarında kendi kontrolümüzde bakteri ve leke tutmayacak bir şekilde üretiyoruz. Vitrifiye grubu ürünlerimizin tamamı  gümüş iyonları ile kapladığımız için yüzde 99,9 oranında bakteri ve Mikrop barındırmayacağını garanti ediyoruz. Vitrifiye grubundaki tüm ürünlerimize  10 yıl garanti veriyoruz. Ürettiğimiz bu ürünler hem Türkiye hem de Almanya’daki bağımsız kurumlar tarafından sertifikalandırılmıştır. Bunlar hiçbir deterjan kullanmadan sadece su ile temizleyebileceğiniz ürünler.

SERAMİKSAN FABRİKALARINDAN HİÇBİR ŞEKİLDE ATIK ÇIKMAZ

Kurumsal sürdürülebilirlik çalışmalarınızdan bahseder Seramiksan üretim kampüslerinden dışarıya   üretim sırasında hiçbir atık malzeme çıkmaz. Hem seramik hem de Vitrifiye fabrikalarımızdan havaya çevreye hiçbir zararı olmayan sadece su buharını veriyoruz. Bunun yanı sıra 2019 yılında bir geri dönüşüm tesisi kurduk. Karo ve vitrifiye grubundaki hasarlı ve kırık ürünleri bu geri dönüşüm tesisinde işleyerek tekrar üretim sürecine dahil ediyoruz. Bu nedenle Seramiksan fabrikalarından hiçbir şekilde atık çıkmaz. Bu konuda çok hassasız. Hatta fabrikamızda kullanılan suyu arıtarak sanayi suyu olarak tekrar kullanıyoruz.

SEKTÖRDE ALIŞILMIŞIN DIŞINDA İŞLER YAPAN AR-GE EKİBİMİZ VAR

Ar-Ge çalışmalarınızı da kısaca anlatır mısınız?

Seramiksan olarak yeniliklerin öncüsü sloganıyla ilerliyoruz. Bu sloganla ilerleyebilmek için Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının önemi çok fazla. Türkiye’de ilk defa leke ve bakteri tutmayan nanoteknoloji ürünü geliştirdik. Rotodigit teknolojisini Türkiye’ye getirdik. Vitrifiyede su tasarrufu ile ilgili önemli çalışmalar yaptık. Duvara sıfır diye adlandırdığımız klozetlerde ilk defa herhangi bir arıza olduğunda klozeti  yerinden hiç sökmeden iç takımını değiştirebileceğiniz bir metot geliştirdik. Sektörde alışılmışın dışında işler yapan bir Ar-Ge ekibimiz var.

BANYO MOBİLYALARI SEKTÖRÜNE İDDİALI BİR GİRİŞ YAPIYORUZ

Son olarak yeni yatırımlarınızdan bahsedip ve hedeflerinizi aktarabilir misiniz?

Satış & pazarlama ve üretim yatırımlarımız olmak üzere iki tip yatırımımız var. Karo üretim kapasitesinde hedeflediğimiz noktaya gelmiş durumdayız. Ancak mevcut kapasitemizi daha efektif kullanmak adına yenileme yatırımlarımız var. Vitrifiyede mevcut kapasitenin 2 katına çıkarılması ile ilgili altyapı çalışmalarımız bitti. Üstyapı çalışması (teknoloji seçimi) devam ediyor. Banyo dolapları grubunda VOQ adıyla iddialı bir marka yarattık. Bunlar üretimle ilgili yatırımlarımız. Pazarda bu ürünleri satacağımız showroomlarda ilgili yatırımlarımız var. Türkiye’nin 76 ilinde satış noktalarımız var. 7 mimar arkadaşımızı kadromuza kattık. Mimar arkadaşlarımız, Türkiye ve yurt dışında yeni showroomlar yapıyor ve mevcut showroomları geliştirerek ürünlerimizi daha iyi sergileyebilmemiz için farklı fikirler geliştiriyorlar.

İnşaat Malzemeleri Haberleri

Akgün Group Graniser'i Satın Aldı
Güncel Demir Fiyatları Açıklandı: 1 Ton İnşaat Demiri Ne kadar?
Yaptığımız İşler Süresiz Olarak Garantimiz Altında
İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi Ekimde Geriledi
Yaşayan Sistemlerde Önemli Olan Montaj Değil Montaj Sonrası Hizmet